Uygar Aktan, gerekli önlemler alınmazsa Fransa’da yaşanan olayların Türkiye’de de gerçekleşeceğini söyledi

uygar aktan

Zafer Partisi Siyasetten Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Dr. Uygar Aktan ile 17 yaşında bir gencin polis tarafından öldürülmesi üzerine Fransa’nın geneline yayılan gösteriler hakkında konuştuk. Dr. Uygar Aktan’ın, Fransa’da yaşanan olayları değerlendirdiğimiz röportajımıza; demografik yapının değiştiği ve gettolaşmanın olduğu yerlerde bu tür olayların kaçınılmaz olduğunu söyledi.

Ülkemizde yaşayan ve sayıları 13 milyonu aşan sığınmacı kaçağın bu tür olaylara gebe olacağını vurgulayan Aktan, “Büyük patlamalara neden olmaması mümkün değil. Çünkü bu işin tabiatında bu var.” dedi. Aytan ayrıca; Türkiye’nin bu tür olaylar yaşamaması için ise sığınmacı ve kaçakların vatanlarına geri gönderilmesi gerektiğini belirtti.

 

Mehmet Harun Yüksel / Ankara

Uygar Bey, ilk olarak değerli okuyucularımıza Fransa’da yaşanan olayların çıkış sebebi hakkında kısa bir bilgi verebilir misiniz?

Dr. Uygar Aktan: “17 yaşında Nahel M. İsimli bir gencin polis tarafından vurularak öldürülmesiyle başlıyor. Salı sabahı, daha doğru sabaha karşı Nanterre yani Paris’in kuzey batısında Paris’in hemen dışındaki banliyölerden birinde Nahel M.’nin direksiyonun başında bulunduğu bir araba trafik kuralı ihlalinde bulunuyor. Otobüslere ayrılmış şeride giriyor. Bunu gören polis arabaları arkadan yetişerek arabayı durduruyorlar. Ancak polisin dur ihtarına uymayarak gaza basıp kaçmaya çalışan aracın ardından bir el ateş ediyor polis. Kurşun gencin sol kolundan girip göğsüne ulaşıyor. Bunun sonucunda hayatını kaybediyor. Araçta iki kişinin daha bulunduğu ortaya çıktı. Birisi gözaltına alında ve serbest bırakıldı ancak bir diğeri kaçarak kayıplara karıştı. Hala aranıyor.”

 

Nahel M.’nin kimliği hakkında neler söyleyebiliriz?

Dr. Uygar Aktan:  “Yaşamını yitiren Nahel 17 yaşındaydı. Daha önce trafik kuralları ihlalinde bulunmuş olduğu kayıtlarda bulunduğu için polis daha sert bir takibe girişmeye hazırlanıyordu. Enteresan olan boyutlardan biri Nahel M., kuzey Afrika kökenli bir genç. Nanterre denilen bölge aslında banliyö diye bize çeviriyorlar çünkü orijinal adına Sabört denir bunlara ancak burada bir tercüme hatasından çok bir başka kullanılan “suburb” kelimesinde yanıltıcı bir taraf var. Suburb demek büyük şehirlerin dışında lüks müstakil bahçeli evlerin bulunduğu semtlere denir. Oysa, Paris banliyöleri dediğiniz vakit anlaşılması gereken varoştur. Yoksul, düşük ve dar gelirli ve daha ziyade azınlıkların toplaştığı yani bit gettolaşmanın olduğu semtlerdir anlaşılması gereken.”

Dr. Uygar Aktan sorumuza şöyle devam ediyor: “Nahel M., Kuzey Afrika kökenli ve varoşta yaşayan bir gençti. Enteresan bir nokta kullandığı araba çok lüks, çok pahalı bir marka arabaydı. 17 yaşında ehliyeti bile olmayan bir yoksul gencin bu marka arabada bulunması daha önce kural ihlallerinde bulunması değişik şüpheleri Fransız polisinde uyandırmış olsa gerek. Çünkü benzer olaylarda hem Amerika’da olsun hem Fransa’da olsun böyle bir profille karşılaşıyoruz. Yani bu yaşta böyle bir mahalleden gelen bir gencin böyle bir arabayla geziyor olması kriminal bir çete mensubu olduğu şüphesini polislerde daima uyandırır. Dolayısıyla aşırı şiddet kullanma eğilimi ağır basar. Burada da öyle bir şey olduğu anlaşılıyor.”

 

Medyadan takip ettiğimiz üzere gösteriler Fransa’nın geneline yayıldı. Olayların büyümesi nasıl bir seyir aldı?

Dr. Uygar Aktan: “Olaylar 3 gecedir büyüyerek Fransa’ya yayılmış vaziyette. 40 binden fazla polis konuyla ilgili görevlendirildi. Yağmalar ve ateşe vermeler şeklinde devam ediyor. Sabaha kadar gençler ve polis arasında çatışmalar sürüyor.”

Fransız halkının protestolarının genel siyasi bağlamı nedir?

Dr. Uygar Aktan: “Burada ilginç olan nokta şu; Fransız medyasına ve Fransız siyasetine baktığımız zaman olayın anlatılış biçimi bir polisin bir gence karşı aşırı güç kullanması değil de bütün polis teşkilatının tıpkı Amerika’da olduğu gibi Amerikan polisinin Fransız polisi gibi Araplara, zencilere ve diğer azınlıklara karşı ırkçı ve yabancı düşmanı tavrın tezahürü olarak anlatılıyor. Bu siyasi olarak bu söylem ve bu tez işleniyor.”

 

Fransız halkının tepkisi giderek artıyor. Gözlemlediğimiz kadarıyla gösterilerin devam edeceğini anlıyoruz. Bu durumda Fransız hükümeti nasıl önlemler almalı?

Dr. Uygar Aktan:  “Fransız hükümetinin burada alması gereken tedbirler şu aşamada polisiye tedbirler olmak durumunda. Siyasiler ve kanaat önderleri yatıştırıcı açıklamalarda bulunuyorlar. Diğer taraftan ise polis olayları bastırmaya çalışıyor. Bu tip olaylarda çok büyük bir güvenlik gücü varlığının sahada görünmesi ve hissedilmesi ancak olayların durmasına neden olabilir. Dolayısıyla çok yüksek sayıda güvenlik gücünün sahada olması ve her bir protestocu karşısında 3-4-5 güvenlik gücü gördüğü vakit bu tip olayların durulduğunu konuyla ilgili uzmanlar dile getirmişlerdir.”

“Toplumsal olayların durdurulması, bastırılması için alınabilecek önlem şu aşamada bu. Ama bundan sonra azınlıklar ile ilgili hükümetin toplumun ilişkileri nasıl düzenlenmeli, nasıl tanzim edilmeli ki bundan sonra böyle olaylar çıkmasın, toplumsal barış olsun sorusunun cevabı maalesef o kadar kolay değil. Bu konuda batılı entelektüeller ve siyasiler çözümün çok kültürlülük, eskiden entegrasyon diyorlardı şimdi o dahi farklı kültürlere saygısızlık olarak algılandığı için çok kültürlülük, çok kimliklilik herkesin farklı kültür ve kimliklerine azami bir saygı ve o temelde topluma entegre edilmesinin nihai çözüm olabileceğini vurguluyorlar. Ancak teoride kulağa özellikle entelektüel eğilimi olan insanların kulağına hoş gelecek bu çözüm önerisi ve yaklaşım görüyoruz ki fiiliyatta sahada bir gerçekçi tarafı bulunmuyor. Sadece çok kültürlülük konusundaki ısrar sadece gruplar arasındaki gerginliği artırıyor.”

Bir kıvılcım bir olay adeta yangına dönüyor. Çok daha büyük çatışmaların fitilini ateşliyor. Bu konudaki büyük resim olarak siyasi toplumsal çözüm konusunda önerilecek pek bir şey yok bu aşamaya geldikten sonra. Eğer bir çözüm olacaksa mesele bu aşamaya gelmemesini sağlamak. Yani toplumların elbette göçe, turizme, öğrencilere vs açık bulunması icap eder küreselleşmiş bir dünyada ancak eğer toplumlar belli oranda bir homojenliği belli oranda bir türdeşliği muhafaza edemezlerse eninde sonunda bu gruplar arası gerilime neden olduğunu görüyoruz. Burada da Türkiye’nin büyük dersler çıkarması gerektiğini düşünüyorum.”

 

Uygar Bey son olarak şunu sormak istiyorum; ülkemizde 13 milyon sığınmacı ve kaçak var. Birçok yerde gettolaşmış bulunuyorlar. Fransa ya da başka yerlerde rastladığımız bu olaylar Türkiye’de olabilir mi? Yakın gelecekte sığınmacı ve kaçaklar güvenlik güçlerimize karşı mukavemette bulunup Fransa’da olduğu gibi nüfus olarak yoğun oldukları yerlerde ayaklanma çıkarırlar mı?

Dr. Uygar Aktan: “Türkiye’de söylediğiniz gibi 13 milyon sığınmacı ve kaçağın bulunduğu bir ülkede Fransa’da olduğu gibi daha önce Amerika’da defalarca olduğu gibi benzer olayların çıkmaması maalesef mümkün değil. Benzer olayların korkarım daha ağır faturaları Türkiye’de olması adeta kaçınılmazdır. Çünkü bu meselenin aslında Türkiye’yle, Fransa’yla, Amerika’yla ilgisi yok. Bu evrensel bir kural gibi bir şeydir. Eğer bir toplum aniden çok büyük yoğunlukta yabancı göçüne maruz kalırsa bunun toplumsal sonuçları olacaktır. Tıpkı Fransa ve Amerika’da gördüğümüz gibi diğer batı metropollerinde gördüğümüz gibi bir gettolaşma olacaktır. Siyasi bir tezahürü olacaktır. Gerginliği olacaktır. Daha küçük çapta olmakla birlikte benzer olayların orada burada patlak verdiğine tanık olduk. Ancak bunun ileride daha büyük patlamalara neden olmaması mümkün değil. Çünkü bu işin tabiatında bu var. Eşyanın tabiatında bu var.

“Derhal toplum bu olaylar karşısında bizdeki entelektüeller de batıdaki gibi hemen yerli halkı suçlayacak. “Siz bunları dışlıyorsunuz, siz ırkçılık yapıyorsunuz, siz yabancı düşmanlığı yapıyorsunuz, siz bu insanların toplumsal yaşama katılımını engelliyorsunuz, aşağılıyorsunuz. Onlar da ne yapsın tepki veriyorlar. Polis fazla sert davranıyor. İnsan fazla ayrım yapıyor.” gibi söylemlerle siz kendi vatanınızda suçlu durumuna düşeceksiniz. Karşı taraf mağdur ve sadece mağduriyetine tepki veren haklı, mazlum bir taraf olarak lanse edilecek. Dolayısıyla bu tip olayların yaşanması maalesef kaçınılmazıdır. Bizim bir avantajımız var; bize gelen sığınmacı ve kaçakların dinen bizle aynı dine mensup olmaları. Batıda ise Müslümanlara karşı islamafobik bir tepkiyi tetiklerken bizde öyle bir durum yok. Ancak bu sanılmamalıdır ki bu nedenle bizde benzer sorunlar hiç yaşanmayacak.”

Milli devletlerin hüküm sürdüğü bir dünyada yaşamaya devam ediyoruz. Bazı sol entelektüellerin de liberallerin de temenni ettiği gibi milli devletlerin ortadan kalkıp herkesin dünya vatandaşı olduğu bir çağa girmiş değiliz. Dolayısıyla milli devletlerin hüküm sürmeye devam ettiği bir dünyada aynı dine mensup olsa dahi bu kadar büyük sayıda bir ülkeden diğer ülkeye giriş yapmaları kaçınılmaz olarak sorunlara neden olacaktır.

“Hep şunu söylüyorum; bunun çözüm önerisi nedir? Çözüm önerisi Zafer Partisi’nin bu insanların ivedilikle evlerine geri gönderilmeleridir. Israrla “Hayır, bu göç hareketleri devam etsin, çok kültürlü çok kimlikli bir tolerans, saygı, özgürlük ortamında herkes kaynaşsın ve bu şekilde yaşayıp gitsin insanlar” bu ancak liberallerin hayallerini süsleyen bir safsatadır. Gerçekte bir karşılığı yoktur. Maalesef toplumlar ancak çok geç olduktan sonra bunun farkına varıyorlar. O saatten sonra da kimse kimseyi geri gönderecek durumda kalmıyor. Pek çoğu vatandaşlık almış oluyor. Vatandaşlığı iptal edip geri göndermek neredeyse imkansız hale geliyor. Burada tedbir işin bu noktaya gelmesini engellemektir. Bu noktaya geldikten sonra bir çözüm şu ana kadar hiçbir ülke bunu başarabilmiş değil. Bir tane örnek burada göremiyoruz. Daima bu tip çatışmalar, gerilimler sürüp gidiyor.

“Onun için bu 5 yıl altın değerindeydi. Maalesef bu fırsat kaçtı. Hükümet süratle ve sessiz sedasız bir şekilde vatandaşlık dağıtmaya devam ediyor ki geri gönderilmesi iyice imkansız hale gelsin diye. Bu demografik dönüşümler daima gerilimlere gebedir. Bunu biz Avrupa’ya, Amerika’ya bakarak bu dersi kendi adımıza çıkaracağımız yerde oradan çok daha büyük bir hataya adım attık ve devam ediyoruz.”

 

Dr. Uygar Aktan kimdir?

Webster Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünü bitirdi. Utah Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Ortadoğu Bölümünde yüksek lisans, Yeditepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünde doktora yaptı.

25. dönem MHP İstanbul milletvekili. Siyaset bilimci. Zafer Partisi Siyasetten Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı.

 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. Avatar
    30 Haziran 2023, 16:36

    Türk Milleti, içine düştüğü bu ERGENEKON’dan çíkmayı Zafer Partisi ile başaracaktır.
    Allah yardımcımız olsun.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!