Dediğimiz gibi koca Sultan bir sabah yatağında iki büklüm halde yazmıştır bu sözleri.Nedeni ise Allah Korkusu’dur.Bunu hissettiren ise o sabah kaçırdığı sabah namazıdır…
Ne acayiptir ki, bir sabah namazı için bu beste yapılmış.Bu sayede tevbe edilmiştir. Biz her gün kaçırdığımız namazlarımıza bırakın beste yaparak pişmanlığımızı dile getirmeyi, bu anı bir kere yaşayıp bestesini yapanı bile yeterince tanımıyoruz.Bu hislerin tercümanı besteyi dinlemiyoruz…
Özelikle bir ricam var: Bütün Osmanlı Padişahları başta olmak üzere bu işe gönül verip bizi bu günlere getirenler için birer Fatiha’yı eksik emeyelim.
Keşke bizlerde bu hissiyat ile yanıp tutuşsak… İnşaallah bu sözler buna yardımcı olur.
Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
Uyan uykusu çok gözlerim uyan
Azrail’in kastı canadır, inan.
Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
Uyan uykusu çok gözlerim uyan
Seherde uyanırlar cümle kuşlar
Dill-u dillerince tesbihe başlar
Tevhid eyler dağlar taşlar ağaçlar
Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
Uyan uykusu çok gözlerim uyan
Semâvâtın kapuların açarlar.
Mü’minlere rahmet suyun saçarlar…
Seherde kalkana hülle biçerler.
Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
Uyan uykusu çok gözlerim uyan
Bu dünya fanidir sakın aldanma.
Mağrur olup tac-u tahta dayanma.
Yedi iklim benim deyu güvenme.
Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
Uyan uykusu çok gözlerim uyan
Benim, Murad kulun, suçumu affet.
Suçum bağışlayub günahım ref’ et.
Rasûl’ün sancağı dibinde haşret.
Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
Uyan uykusu çok gözlerim uyan
Sultan III. Murat Han