- Olağan Kongresi’nden sonra “Liste Tartışmaları”nın yaşandığı İYİ Parti’de Halk TV’de Fatih Ertürk’ün sunduğu Türkiye Nereye programına katılan İYİ Parti İstanbul milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ, İYİ Parti 2. Olağan Kongresi’nden sonra yaşanan liste krizine açıklık getirdi.
Özdağ’ın açıklamaları şu şekilde:
“Kuruluş ruhuna uygun olmayan bir uygulama oldu İYİ Parti’nin, ondan dolayı üzgünüm. Ancak sayın genel başkanın takvimde devam eden bir süreç var, Onun için ben bu parti işi meseleyi aynı zamanda şu aşamada kamuoyu önünde çok fazla tartışmak istemiyorum. Parti’nin kurumsal kimliğinin de yıpranmasını arzu etmiyorum. Netice itibarıyla bu partinin kökeninde hepimizin çok büyük emeği var ve Türkiye bu emekten bundan sonra da yararlanır inancındayım.
Ancak ben GİK adayı olmadığım halde bu listede ismim var. GİK adayı olmadığım biliniyordu. Bir gün önce listede olacağımı duyduğum zaman genel merkez yetkililerine bunu tekrar bildirdim “bakın ben aday değilim, eğer gösterilirsem de istifa ederim” diye.
Fakat bundan 1 ay önce, bende ilgili bütün il başkanlıklarına, il başkanının ismi ne ve adresine son 20 yılda almış olduğum rüşvetleri yazan bir mektup gitti, kişiye özel. Kişilerden ve kurumlardan almış olduğum ücretler yazılmış. İddia bu. İl başkanları böylece 1 ay öncesinden bana yönelik bir dezenformasyonla karşı karşıya kaldılar. Ben sayın genel başkana bilgi verip suç duyurusunda bulundum. Şimdi, beni tanıyanlar bilirler. Ben çevredeki ülkelerin savaş uçaklarını sayarım, savaş gemilerini sayarım, denizaltılarının sayarım, askerlerini sayarım, ben Suriyelileri sayarım ama ben para saymam. Bu alçakça iftirayı atanlar da bunu gayet iyi bilirler de bu bir itibar suikastı girişimi, bunun farkındayım. Keza listede adım olmadığı halde, adımın olmasını istemediğim halde, “Ümit Özdağ’ı da çizin” diyenlerin de yapmak istediği bir itibar suikastıdır; ama dan itibarımı bir kongrede kazanmadın ki bir kongrede kaybedeyim. Eğer bir itibarım varsa ben bu itibarı şurada görürüm: rahmetli babam 1965’te MHP milletvekili olarak parlamentoya girmişti, ben de ondan 50 sene sonra 2015’te parlamentoya aynı partiden girdim. Kendimi bildim bileli Türk milliyetçiliği içinde, Türk birlikçi hareketin içerisinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk çizgisinde oldum.
1976 senesinde o zaman Marksist olan bir arkadaşım, okul arkadaşı yoksa arkadaş değil, bana denir sandalye ile saldırmıştı. Allah’tan vuramadı. 2016 senesinde, aynı arkadaş Amerika Birleşik Devletleri’nde onkoloji profesörüymüş, daha doğrusu bilmiyorum, bana bir mesaj çekti, dedi ki “seninle gurur duyuyoruz”. Ben hiç değişmedim. 1976’da aynı Ümit Özdağ’dım. 2016’da da 2026’ya kadar yaşarsan da aynı Ümit Özdağ olacağım. Türkiye’nin düşmanlarıyla terör örgütleriyle Türkiye’ye yönelik operasyon yapanlarla bilim zemininde mücadele ettim, bilimsel araştırmalarla karşılarına çıktım, ama sadece bilimsel araştırmalara karşına çıkmadım, aynı zamanda kütüphanede değil sahada da çalıştım. Terör örgütlerinin bulunduğu yerlere gittim, araştırmalarımız sahada yaptım geldim. Ondan sonra siz davet ettiniz, kamuoyuyla paylaştım ve Türk halkının zihnine yönelik ve yüreğine yönelik psikolojik operasyonlarla mücadele ettim. Bundan sonra da mücadele edeceğim. Onun için benim kongrede üstümü çizdirseniz ne olur, çizdirmeseniz ne olur…”