Eskiden televizyonlarda orman köylülerinin ağaçları kaçak kesmemesi için hazırlanan kamu spotları olurdu. TRT haberlerinde jandarma tarafından kaçak kesim yaparken yakalanan köylülerin pişmanlığı haberleştirilirdi ki toplumsal bilinç oluşturulsun. Canı sıkılan eline balta alıp memleketin ağaçlarına doğasına saldırmasın. Yeni ve Güçlü Türkiye’de ise; ağaçlarını, doğasını iktidarın 5’li çetesinden olan Cengiz İnşaat’tan korumaya çalışan İkizdereli köylülerin giriştikleri mücadeleyi izliyoruz.
Dünyadaki korunması gereken 254 vadiden biri olan bu bölge Rize’nin İyidere ilçesindeki lojistik merkez ve liman projesinin taş ihtiyacının karşılanması için Eylül ayında, 1 milyar 370 milyon TL bedel ile Cengiz İnşaat ile Yapı ve Yapı İnşaat İş Ortaklığı’na verilmiş. Uzmanlar ise projenin hem bölgedeki köylülerin yaşam alanlarına hem de vadinin ekolojik sistemine zarar vereceğini belirtiliyor.
Haksız da sayılmazlar arı seslerinin yerini kepçe sesleri, mis gibi çiçek kokularının yerini gaz bombalarının kokusu almış vaziyette. Gürül gürül akan derenin seslerini kamyon sesleri bastırmış… üstelik bunlar daha başlangıç.
Her şey için çok geç olmadan bu yanlıştan geri dönülmesi için uğraşıyor İkizdere sakinleri. Köylü; toprağına, ormanına kısacası vatanına sahip çıkmaya çalışıyor. İkizdere’de Yeşil griye, doğa betona, millet haksızlığa karşı mücadele veriyor.
İktidarın milleti umursamadığı; rant için, para için her şeyi yapacağının ispatı olan görüntüler İkizdere’den yayılıyor Türkiye’ye. Saray yönetimi %97 oranında oy aldığı kendi seçmenini dahi 5’li çeteye ve ranta feda etmeye çekinmeyen bir gözü dönmüşlükle jandarmaları gönderiyor köylülerin üzerine; şimdilik terörist diyemiyorlar ama başörtülü köylü bacılarını yerlerde sürüklemekten de çekinmiyorlar. Üstelik bütün bunları halihazırda bulunan taş ocakları biraz daha uzakta ve oralardan taş taşınmasının lojistiği daha pahalıya mal olacağı için yapıyorlar.
Genişçe bir muhalif kesim (genelde sol tandans) ise köylülerin oy tercihlerinden ötürü “beter olsunlar”, “az bile yapıyor reisleri” gibi ipe sapa gelmez sözcüklerle köylülere yükleniyorlar. Böyle söylerken Cengiz inşaatın servetine para taşıdıklarının farkında bile değiller; neden AKP’nin bunca yanlışına rağmen hala iktidara gelemediklerinin de…
İşte burada Türk Milliyetçilerinin farkı ortaya çıkıyor. Öteleyen, hor gören, beter olsunlar diye sevinen bir anlayışla değil nerede bir haksızlık varsa karşısında duran Türk’ün derdiyle dertlenen bir anlayışla köylülere desteğe koşuyor Ümit Özdağ ve Ayyıldız hareketi.
İktidar güç sarhoşluğundan henüz farkında değil ama Türk Milliyetçileri görüyor: Cengiz’in Kepçelerinin açtığı çukurlara AKP gömülecek…