Bu konuyu yazmak için günlerdir düşünüyorum. Malum her doğruyu bilmenin hakkımız olduğu ama her yerde söylemenin de yanlış olduğu felsefesinden hareket edilirse böylesine bir mevzuu dillendirmek azami titizlik ister.
Bill Clinton döneminde savunma bakanlığı yapan Wıllıam S. Cohen, Abluka adlı eserinde “Kartallarla baş etmek istiyorsan, uçabilmen gerekir.” Şeklinde bir sözden bahseder.
Bizim de ülkemizde yaşananlarla baş edebilmemiz, gündemi takip etmekle değil gündemi belirlemekle mümkün olacaktır. Buradan hareketle düşünce ufkumuzu genişletecek olursak ne yapmak gerektiği noktasında ilk çıkışı görebileceğiz.
Yıllardır kutlu topraklarımızı adım adım gezip canhıraş bir feryat ile ülkü adlı yarin ıstıraplarını dile getirmeye çalışırken hep son cümlem şöyle oldu:
Ey Ülkücüler, Ülkücü olunuz!
Evet “Ülkücüler ne yapmalı?” sorusunun ilk ve en önemli cevabı bu olsa gerek. Rahmetli Başbuğ’un “Yeniden Maneviyata Dönüş ve Maneviyatta Diriliş” diye ifade ettiği şuur bilinciyle bir silkiniş ve öze dönüşe ihtiyaç vardır. Benim “yaşatma ideali için yaşamak” dediğim Nurettin Topçu’nun ise Yarınki Türkiye’nin kurucuları olarak şerh düşüp “yaşama zevkini bırakıp yaşatma aşkına gönül verecek” şeklinde vecizelendirdiği bir şuur anlayışına sahip olmak ilk öncelikler arasında olmalıdır.
“Mesuliyet mefkûrelerin kaynağıdır.” Anlayışından hareket edilecek olursa sorumluluğumuzun hayatımıza yön vermesi ve o istikametin ülkemizi şekillendirmesi gerektiği görülür. O zaman ülkücüler şuurlu bir birlik hareketi başlatmalıdır. Aydınlarını, yazarlarını, düşünürlerini harekete geçirmeli ve Gönül Seferberliği başlatılmalıdır.
Ülke meselelerini somutlaştıran, çözümlerini ortaya koyan, yaşadığı toplumun değerlerini gayesi gören, yalpalamayan, “falan ne der, nasıl anlardan” ziyade “ben yok, biz yok, O (C.C) var” şuuru ile karşılıksız, riyasız bir ülkü anlayışı vukuu bulmalı bütün camiada.
Ve somut ifadelerle belirtmek gerekirse;
- Genel ve lokal olarak “Türkiye’nin Meseleleri ve Çözüm Yolları, Bölgemizin Meselelerine Ülkücülerin Çözümleri, mantalitesinde görsel ağırlıklı dergi bülten çalışmaları yapılmalıdır. Bu dergilerde yerelden genele özellikle işsizliğe, yoksulluğa ve bölgesel meselelere çözümler yer almalı,terör meselesine çözüm önerisi madde madde ortaya konmalı; kahvehane, berber, lokal, otogar gibi toplumsal yoğunluğun olduğu yerlere ulaşması temin edilmelidir.
- İnternet üzerinden Ülkü tv adlı bir yayın ile yerel ve genel bütün çalışmalar sanal ortamdan grup adreslerine ulaştırılabilmelidir.
- Ülkücü aydınlar ve yazarlar tarafından “Türk Milletine Mektuplar” konulu ülke gündemine gerçek bakışlar sergileyen mektuplar Türkiye’de bütün sivil toplum örgütlerine, basına, muhtarlara vb ulaştırılmalıdır.
- Gazetelerde (yerel ve ulusal) ülkemizin kalkınması ile ilgili projeler, faaliyetler, yoğun bir köşe yazıları ve haber kampanyalarının topluma ulaşma adına önemi göz ardı edilmemelidir. Televizyonlarda savunma ve eleştirme psikolojisinden ziyade (buradan hükümetin veya diğer grupların yanlışları dile getirilmemeli manası anlaşılmamalıdır) ülke meselelerine yönelik çözüm önerileri, akıcı üslup sahibi ve donanımlı ülkücü, milliyetçi aydın, eğitimci, gazeteci tarafından aktarılmalıdır. Basına yetersiz sayıda ismin çıkması çıkanların da kullandığı üslup halk nezdinde gereken kabulü bulamamaktadır.
- Ülke meselelerinin (güvenlik, işsizlik, ekonomi, eğitim, sağlık, tarım) ana başlıklarına ülkücülerin çözümlerini ihtiva eden kısa filmlerin televizyonlarda (fon müziğinin etkisi ve görsellerdeki sloganlar oldukça etkili olması) gösterilmesi toplumun algılarını müspete çevirecektir.
- Ülkücü fikriyata sahip teşkilatların profesyonel şirketlerce denetlenmesi gerçekçi yaklaşımları da beraberinde getirecektir. Yerel teşkilatların halka ekonomik katkı sağlayacak projelere imza atması gayet etkili olacaktır.
- Ülkücü çözüm önerilerini ihtiva eden sloganların toplumun her katmanına ulaştırılması gerekmektedir.
- Küskün, eski, kırgın, dargın gibi kavramların hiç birisi Türkiye’nin meselelerinin önünde olmadığından hareketle “birlikte rahmet ayrılıkta azap” olduğu şuuru ile hareket edilmelidir.
- Ülkücülerin önce kendi insanını, nihayetinde hiçbir zümreyi dışlamadan 75 milyonu kucaklayıcı bir tavır, güler yüz ve etken projelerle yollara revan olması ve beklentisiz gönüldaşlarını da meseleye dahil etmesi ülkücüleri yeniden milletimizin umudu yapacaktır.
Haa bir de sizce de bir Ülkücü Aydınlar Platformuna ihtiyaç yok mu?