30 Mart yerel seçimleri yapılış, yaşanış ve sonuçları itibarı ile epey analiz ve yorumu peşinden sürükleyecek belli ki! Çok yönlü değerlendirilmesi elzem olan bir seçim süreci yaşandı.
Burada herkesin ittifakla emin olduğu veya bildiği, ama yeterince konuşulmayan temel husus, seçimlerin belirleyici etkeninin “oluşturulan algı” olduğu gerçeğidir.
***
Yapılan hırsızlıklar, yakalanan hırsızlar, bulunan “ayakkabı kutuları,” yolsuzluk dosyaları, inkâr edilmeyen konuşmalar, 800 bin liralık saatler, rüşvetçiye hitaben, “önüne yatarım” diyen bakan müsveddeleri…
Geçmişimizde hiç olmamış “muta nikâhı” özel programları, zina yapan üst düzey yöneticiler üzerine rivayetler, din adına ahkâm kesen sapkın zübüğün, sere serpe çıplak kedicikleri…
Bir kaza sonucu öldü gösterilen siyasi bir liderin; elbirliğiyle düzenlendiği iddia edilen suikastın insanın kanını donduran bilgileri.
Kurumlar arası çatışmalar, devlet gücünün sonuna kadar seçim vasıtası kılınışı, devlet gücünün sonuna kadar adalete karşı kalkan olarak kullanılışı. Gücün hukukuna doğru pervasız süratli gidiş!
Güneydoğuda hasret kalınan Türk Bayrağı, KCK’lılarca dağıtıldığı söylenen binlerce silah, bebek katilinin yön verme, yönetme küstahlıkları, yol kesip kimlik kontrolü yapan bölücü teröristler.
Suriye de içine düşülen çamur deryası! Binyıllar ifade eden Türk Tarihinde hiç olmamış insanlık dışı girişim ve müdahalelerin, gittikçe yükselen bir ses trafiği ile Suriyede T.C. Devletinin yöneticilerinin imkân ve istekleriyle oluştuğu iddiaları…
İslam ayetleri ile alay edebilme rezilliği, bu rezilliğe sahip çıkış şekli. “Onda Allahın vasıfları var” diyen kulun kulları. “Kocamda hissetmediğimi bana hissettiriyor” diyen ahlaksız namus bezirgânları!
…. Sonrasında 41 ilde ortak eylemle trafolara sızan kediler!..
***
Denilebilir ki; “ama bu yerel seçim genel seçim değil!”
Tam da bunu ifade etmek istiyorum.
Türkiye’nin her yerinde “algı merkezli hareket eden kitleler” bu sağanak yıkımlar ve uçurumlar içinden türetilen “mağdur, mazluma” oy verdi.
Bu kadar devasa çöküşlerin yaşanmasının ağırlığı yanında, kimi rezilliklerin farklı mecralardan ortaya çıkarılışı bahane edilip, yeni bir mağduriyet türetildi.
Bunun yanında ilave olarak; gelecek 5-10 yılını ipotek altına alınıp yaşamaya çalışanlar, borç harç içinde olanlar, “ben gidersem ortalık yanar, ortalık karışır” psikolojisine öncelik verdiler. Aslında yaşananlar karışmışlığın tepe noktasıydı, “algılanamadı.”
Bu iki algı; mağdur ve gidişat karışır düşüncesi, belediye başkan adaylarının da, projelerinde, yerel dinamiklerinde öne geçecek kadar önem kazandı. Muhakkak ki bu oyunu görenler çoğunluktu, ama yetmeyecekti. Bu algıların etkili olabileceği hedef kitle teslim alındı ve sonuç ortada!
***
Devamı gecikmedi.
Artık elimizde çiçeği burnunda yeni bir algımız daha var! Cumhurbaşkanını bile belirledik bu seçimde!..
***
Vahim olan şu;
Vücudun her yanını kanser sarmışken verilen uyuşturucuların melankolisinde, sivilcelere savaş açmak, bu memlekete yapılacak en büyük kötülüktür.
Bu coğrafya bu kötülüğü kaldırmayacak kadar hassastır!..