Ukrayna’da ABD ve Rusya karşı karşıya!

Ukrayna’da ABD ve Rusya karşı karşıya!

Her şey SSCB’nin dağılmasıyla başladı. NATO’nun karşısından Varşova Paktı, Batı
blokunun karşısından Doğu bloku, kapitalizm karşısından komünizm otuz yıl önce çekilmişti.
SSCB’nin dağılışıyla ABD ve NATO bir düşmandan çok daha fazlasını kaybetmişti.
Tehdit, düşman, rakip üzerine kurulan uluslararası ittifaklar karşıtlarını kaybedince
varlık nedenini de kaybetmiş olurlar. Varlık nedenini kaybedenlerin yoklukla tanışmaları
mukadderdir.
Richard Cohen’in dediği gibi “SSCB çökünce biz Amerikalılar bir düşmandan
daha çok şey yitirdik. Anlam arayışımızda bizimle işbirliği yapan bir çalışma
arkadaşımızı yitirdik” demişti.
ABD, dağılan Sovyetlerin bıraktığı boşluğu renkli devrimlerle doldurmaya kalkıştı.
Komünizm ideolojisinin yerine başka bir ideolojiyi değil dini daha doğrusu “radikal İslam”ı
koydu. “Küresel sistemin ozon deliği” olarak nitelendirdikleri İslam coğrafyasını yeni
Demirperde olarak ilan etti.
“Radikal İslam”, terörle mücadele ve İslam ülkelerinin dönüştürülmesi NATO’ya yeni
misyon olarak verildi. BOP, Arap Baharı projeleri, yüz yılın sözleşmesi bu düşüncelerin
hayata geçirilmesiyle ilgiliydi.
İran’ın şeytanlaştırılması, Irak’ın işgali, Libya’nın, Mısır’ın istikrarsızlaştırılması,
Suriye’nin iç savaşa sokulması, Türkiye’ye karşı Yunanistan ile PYD/PKK’nın
silahlandırılmasının amacı da buydu.
ABD’nin Sovyet hinterlandında renkli devrimlerle bazı ülkelerde elde ettiği geçici
hâkimiyeti bir süre sonra kaybetmek zorunda kalmıştır.
Sahte ve sanal iddialarla Irak’ı işgal ederek bölgeyi istikrarsızlık sarmalının içine atan
ABD sonunda bu ülkeden de çekilmek zorunda kalmıştır.
Diğer yandan ABD büyük bir askeri güç, propaganda ve teknolojik üstünlükle işgal
ettiği Afganistan’da ilkel bir örgüt olan Taliban’ın önünden kaçmıştır.
Daha önemlisi Fransa Cumhurbaşkanı Macron NATO’nun “beyin ölümünün”
gerçekleştiğini söylerken Rusya'dan “NATO'nun mevcut durumunun doğru tanımlaması”
olarak nitelendirilmişti. ABD’nin mevcut başkanının NATO konusunda “fabrika ayarlarına
dönmek” söylemi de havada kalmıştır.
Gelinen aşamada Putin’in Ukrayna’ya yönelik askeri tehditleri üzerine ABD başkanı
AB’nin önde gelen liderleriyle görüşürken 70 yıllık NATO üyesi Türkiye’nin
Cumhurbaşkanını arama gereği duymamıştır.
Ukrayna’da ABD ile Rusya karşı karşıyadır!
NATO ülkelerinin dağınık, isteksiz, şaşkın ve kibirli olmalarına karşın Rusya
SSCB’nin dağılmasının verdiği hırsla her anlamda ciddi bir toparlanma içine girmiştir.

Putin, “SSCB’nin bitişine üzülmeyenin kalpsiz olduğunu” söyleyen. SSCB'nin ortadan
kalkışını “20. Yüzyılın en büyük felaketi” olarak niteleyen birisidir.
“Komünist olmayan küçük Stalin” olarak Putin “Komünizmsiz Sovyetler
Birliği'ni" inşa etmek için her fırsatı değerlendirmiştir. Bu bağlamda SSCB’nin hinterlandına
konuşlanan ABD/NATO etkinliğine karşı harekete geçmiştir.
Rusya, Transdinyester olaylarına müdahalesi, 2008’de Gürcistan’a, 2014 yılında
SSCB döneminde alınan karara, imza attığı Budapeşte Memorandumu'na rağmen Kırım’ı
ilhak etmesi dikkat çekicidir. Putin, Rusya'ya SSCB’nin kaybettiği büyüklüğü ve etkinliği
yeniden kazandırmak istiyor. Döneminde Rusya yönetimi, yurtdışındaki Rusları sistematik
bir şekilde Rus dış politikasının aracı olarak kullanma yoluna gitmiştir. Bu politikadan
Kazakistan’da ve Ukrayna’nın Dombas bölgesinde yaşayan Ruslar muaf değildir. Bu
bağlamda Ukrayna, Beyaz Rusya ve Kazakistan aslında “yurtdışı” olmayıp Rusya
coğrafyasının ayrılmaz parçası olarak görmekle ilgiliydi.
Dahası Rusya’nın niyetini ABD’nin bilmesine karşın herhangi bir tedbir almamıştır.
ABD ve NATO’nun Rusya’nın Kırım, Gürcistan ve diğer operasyonlarına yeterli ve gerekli
tepkiyi vermemeleri Putin’i Ukrayna konusunda teşvik etmiştir. Ukrayna krizine giden yolda
Rus siyasi elitleri başından bu yana Ukrayna’nın bir millet ve devlet olarak varlığını
sorgulamışlardır.
ABD müttefiklerini Rusya’ya karşı konsolide edebilmek amacıyla bir anlamda
Rusya’yı Ukrayna’yı işgale teşvik bile etmiştir. Ukrayna’da olup bitenler Rusya’nın eseri
olmakla birlikte işin bu noktaya gelmesinde ABD’nin izlediği politikaların etkisi büyük
olmuştur.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!