Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Uğur Batur, Ümit Özdağ ve Süleyman Soylu arasında yaşanan gerilim hakkında Zafer Partisi Twitter hesabından bir açıklamada bulundu.
Batur, Ümit Özdağ’ın üslubunu sert bulanlara seslenerek bu olayın aslında, “Genel başkanımızın dediği gibi bir baskı rejimine, bu rejimin şantaj ve tehditlerine karşı verilen mücadeledir. Genel Başkanımızın belirttiği gibi; bir bakanın ülkenin güvenliği için kullanması gereken makamı, gücü ve parayı kişisel veya rejimsel çıkarları için kullanmasının mücadelesidir” dedi.
Uğur Batur ayrıca Ümit Özdağ’ın İçişleri Bakanlığı önüne tek başına gitmesine ilişkin ise; “Bir kişinin yürümesini bir orduyla ve barikatlarla durdurdu.” dedi.
İşte, Uğur Batur’un yaptığı açıklama:
Genel Başkan Yardımcımız Uğur Batur; "Süleyman Soylu, sizin genel başkanınız Recep Tayyip Erdoğan'ın Soros ile çekilmiş boy boy fotoğrafları var. Erdoğan'a da Soros çocuğu dediniz mi?
Suçlularla çekilen fotoğraflarınızı nasıl açıklıyorsunuz, yoksa siz Suçişleri bakanı mısınız?" pic.twitter.com/NvrssMH3jW— Zafer Partisi (@zaferpartisi) September 14, 2022
Uğur Batur’un Konuşması:
İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu ile Genel Başkanımız Prof. Dr. Ümit Özdağ arasında yaşananlar hepiniz tarafından artık bilinmekte. Bu konuda Genel Başkanımızı suçlayarak üslubu yanlış bulanlar oldu. Aslında tam tersiydi durum. mesele aslında kişisel bir meseleden çok, genel başkanımızın dediği gibi bir baskı rejimine, bu rejimin şantaj ve tehditlerine karşı verilen mücadeledir.
Genel Başkanımızın belirttiği gibi; bir bakanın ülkenin güvenliği için kullanması gereken makamı, gücü ve parayı kişisel veya rejimsel çıkarları için kullanmasının mücadelesidir.
Ümit Özdağ ve Zafer Partisi bu mücadeleyi vermektedir.
Bu mücadele sonucunda da Genel Başkanımız bir bakana karşı ilk sert duruşu ortaya koyan ve hatta geri püskürten siyasetçi olmuştur. Aslında Süleyman Soylu’nun Genel Başkanımıza olan düşmanlığının nedeni AKP’nin 13 milyon sığınmacı politikasına bu kadar sert eleştiren ve karşı koyan tek kişi olmasıdır. Bu düşmanlığın asıl nedeni budur.
Biz üslubu onların seviyesine indirmemek için o kadar çok uğraştık ki. Ta ki Süleyman Soylu çıkıp Genel Başkanımıza hakareti ailesi seviyesine getirene kadar. Genel başkanımız tarafından kendisine sadece gereken cevap verildi.
Genel Başkanımızın yalnız geleceğine inanmayan Soylu, İstanbul’dan bile polis getirterek bir kişinin yürümesini bir orduyla ve barikatlarla durdurdu.
Süleyman Soylu canlı yayın sırasında Genel Başkanımız Prof. Dr. Ümit Özdağ hakkında “Soros çocuğudur ve operasyon çocuğudur bu kadar açık” dedikten sonra genel başkanımız tarafından kendisine gereken cevap verildi
Süleyman Soylu’nun Genel Başkanımıza ve onun tek başına geleceği söylemesine rağmen ona inanmaması o kadar normal ki. Çünkü herkes karşısındakini kendi gibi bilir.
Peki Soylu siyasi hayatı boyunca neler yaptı, neler yaşadı?
Malum zamanında meydanlarda AKP’den hesap soracağını “sormazsam namerdim “diyerek bağıra bağıra haykırmıştı.. Peki sizce sordu mu? Yoksa ödülünü alıp kenara mı çekildi?
Bu görüntülerden sonra bir de diğer konuya gelmek lazım. Soros çocuğu meselesine.
Şimdi Süleyman soylu size soruyorum? Soros çocuğu diye Genel Başkanımızı suçlarken şu anda sizin genel başkanınız olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Hürriyet’te çıkan haberine göre; 2005 senesinde Davos zirvesinde, Soros’u Türkiye’ye yatırım yapmaya davet etti mi etmedi mi? Kendisinin SOROS’la boy boy fotoğraflarına ne diyorsunuz? O da mı Soros çocuğu? Ona böyle ithamlarda bulunabildiniz mi?
Bir diğer konu da sizin pek çok suç örgütüyle çekilmiş boy boy fotoğraflarınız. Dolandırıcılarla, suç örgütü liderleriyle çekilmiş fotoğraflarınız.
Bunlar da mı tesadüf?
Bu ülkenin içişleri bakanı olarak sizin göreviniz bizim güvenliğimiz mi sağlamak yoksa suç örgüt liderlerinin güvenliğini sağlayıp çakarlı arabalarını mı kontrol etmek.
Yoksa siz gerçekten Genel Başkanımızın dediği gibi Suç İşleri Bakanı mısınız?
