Zafer Partisi Sözcüsü Uğur Batur, basın toplantısı gerçekleştirdi. Gerçekleştirdiği basın toplantısında partisinin Türkiye gündemi ile alakalı görüşleri dile getirdi. Uğur Batur ilk olarak hukuksuz gözaltına alınan gazeteci ve parti üyesi hakkında konuştu. Batur, ekonomik duruma değinerek: “Ekonomi çökmüş durumda, insanlar Cumhuriyet tarihinin en büyük geçim sıkıntısını yaşıyor. Hükümette tık yok. Hadi, Hükümetten ses çıkmıyor da muhalefet niye bu kadar sessiz bunu anlamak mümkün değil. Millet sofrasına yemek koyma derdindeyken Sayın Erdoğan’ın basket maçı yapıyor olması ve daha da ileri giderek bunun servis ediliyor olması, artık tek kelimeyle bu halkla dalga geçmektir.” dedi.
Uğur Batur:” Basında yer alan haberlerden de bildiğiniz üzere 20 Eylül 2023 günü, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturmada, Ankara başta olmak üzere birçok ilde 27 kişi hakkında Türk Ceza Kanunu(TCK)’nun 216/1’inci maddesindeki, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme” ve TCK’nın 217/A maddesindeki, “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasıyla gözaltına alma, arama ve kişisel bilgisayar, telefon gibi dijital materyallere el konulma işlemleri gerçekleştirilmiştir.”
“22 Eylül 2023 günü, gözaltına alınan 27 kişiden 4’ü, soruşturma savcısı tarafından kolluk ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakılmıştır. 23 Eylül 2023 günü, kalan 23 kişiden 17’si tutuklanma, 6’sı adli kontrolle serbest bırakılmaları istemiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edilmiştir. Tutuklanma istemiyle sevk edilen 17 kişiden 8’i tutuklanmış, diğer 9 kişi adli kontrol hükümleri ile serbest bırakılmıştır. Partili avukatlarımız süreci yakinen takip etmiş, bir kısım şüphelinin müdafiliğini üstlenmiştir.”
“Hukuksuz olarak gözaltına alınan, ardından tutuklanan kişilerden birisi Zafer Partisi’nin kurucularından, halihazırda Merkez Disiplin Kurulu üyesi ol Sn. Eray Ertürk’tür. Kendisi aynı zamanda Suriyeliler Suriye’ye Platformu’nun da yöneticisidir. Eray Ertürk kişisel sosyal medya hesapları ile Suriyeliler Suriye’ye Platformu sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda, parti politikaları dışına çıkmamış, suç teşkil eden herhangi bir paylaşım yapmamıştır. Bilakis isnat edilen suçların oluşmasını engelleyecek biçimde paylaşımlar yapmıştır.”
Yine aynı soruşturmada tutuklananlardan birisi olan Ramin Saeidi Bey, İran Türk’ü bir yabancıdır. Haliyle parti üyemiz olmadığı gibi Ambargo TV’nin çalışanı da değildir. Kendisi ses sanatçısıdır. Ayrıca video montajı ve editi konularında bilgi sahibidir. Gönüllülük esasıyla sadece ulusal medyada yer alan bazı haber videolarının montaj ve edit işleri konusunda Ambargo TV çalışanı arkadaşlara destek vermiştir. Buna rağmen kendisi, Ambargo TV’nin ulusal medyada yer alan ve kesinlikle suç teşkil etmeyen yayınlarından sorumlu tutulmuş, isnat edilen TCK’nın 216/1 ve 217/A’da yer alan suçları işlediği iddiasıyla önce gözaltına alınmış ardından tutuklanmıştır. Yakalama ve gözaltı işlemi sırasında yakınlarına ve avukatlarına haber verme hakkı kullandırılmamış, arama el koyma kararı kendisine tebliğ edilmemiş, bilgisayarına imajı alınmadan ve kopyası verilmeden elkonulmuştur. Nezarethanede CMK hükümlerine aykırı olarak avukatsız sorgulanmıştır.
“Yine yürütülen soruşturmada partimizin üyesi olan ve Samsun’un Çarşamba ilçesinin kurucu ilçe başkanı 22 yaşındaki Efe Emirhan Konaşnoğlu da ‘Mülteci Haberleri’ adlı sosyal medya hesabındaki suç teşkil etmeyen paylaşımları nedeniyle önce gözaltına alınmış, Ankara’ya getirilerek ifadesi alınmış, soruşturma savcısı tarafından tutuklanması istemiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edilmiş, hakimliğin verdiği kararla Adli Kontrol Hükümleri ile serbest bırakılmıştır.”
“Bakın Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme suçlamasıyla savcı tarafından tutukluluğa sevk edilen Efe Emirhan Konaşoğlu, Mülteci Haberleri adlı sosyal medya hesabından şöyle bir açıklamayı sayfada yapmış, “Milli duygularınızın kullanılmasına izin vermeyiniz ve tepkinizi sizin görüşünüzü temsil eden siyasi partiyi destekleyerek, anayasal zeminde veriniz.”
“Durum böyleyken, sabah saat 5’te şafak baskını ile evlere operasyon düzenlenmesi, evlerde arama yapılması ve somut deliller olmadan arkadaşlarımızın tutuklanması bizleri FETÖ kumpaslarına benzer yöntemlerin uygulanmaya devam etmesi bakımından endişelendirmektedir.”
“Türkiye yeniden FETÖ tipi kumpas ve hukuksuzların yaşandığı günlere dönmemelidir. Kaçma veya delil karartma şüphesi olmayanların tutuklanması işlemlerine son verilmelidir. Bu konuda, sadece Zafer Partisi değil, diğer tüm siyasi partiler, başta barolar ve hukuk fakülteleri olmak üzere tüm hukuk kurumları ve çağdaş demokratik toplumun diğer sivil toplum örgütlerine de sorumluluk düşmektedir. Müdafiler tarafından tüm bu hukuksuzluklara karşı yasal itirazlar ve şikayetler yapılıyor. Ancak takdir edersiniz ki bu başvurular derin kaygılarımızı gidermeye yetmeyecek.”
“Sizler hükümet olarak bu ülkenin içine, 1,5 Yunanistan nüfusu kadar sığınmacı, kaçak ve Afgan’ı doldurup sonra da Türk halkının rahatsız olmamasını mı bekliyorsunuz? Utanmadan bir de bunlardan Zafer Partisi’ni sorumlu tutuyorsunuz. Trabzon’da bir Suriyelinin Kuveytli ile kavgasından bile bizi sorumlu tuttunuz. Trabzon’da bizim il başkanlığı binamız kapalı. Yerimiz yok. Biz bu olayların Zafer Partisi’nin öne alınamaz yükselişinden kaynaklandığını biliyoruz.”
Bu tarz operasyonlar yaparak, ileride alacağınız kararlarla ilgili Zafer Partisi’ni ve sosyal medyayı susturmaya çalışıyorsanız çok ama çok yanılıyorsunuz. Türk halkı, Türk gençliği hiçbir zaman bu tarz baskılarla susmamıştır, susmayacaktır. Türk gençliği ile uğraşmayı bırakın da bu ülkeyi sürüklediğiniz ekonomik çöküşe çözüm bulmaya çalışın.
Ekonomi çökmüş durumda, insanlar Cumhuriyet tarihinin en büyük geçim sıkıntısını yaşıyor. Hükümette tık yok. Hadi, Hükümetten ses çıkmıyor da muhalefet niye bu kadar sessiz bunu anlamak mümkün değil. Millet sofrasına yemek koyma derdindeyken Sayın Erdoğan’ın basket maçı yapıyor olması ve daha da ileri giderek bunun servis ediliyor olması, artık tek kelimeyle bu halkla dalga geçmektir.
“Biz, bu ülke ekonomisinin bu kadar sığınmacı ve kaçağı kaldıramayacağını defalarca anlatmaya çalıştık. Ama öyle bir algı oluşturuldu ki sanki biz sadece Sığınmacı ve kaçaklara takmışız, ırkçılık yapıyormuşuz başka da bir şeyden bahsetmiyormuşuz izlenimi yaratıldı. Aslında biz defalarca dile getirdik, “Bakın, bu ülke kendi içine bir ülke nüfusundan daha fazla insan aldı ve bakmaya çalışıyor. Bu yükü kaldırmamız mümkün değil. Büyük bir ekonomik kriz bizi bekliyor” dedik. Nitekim şu anda o ekonomik krizdeyiz.”
“Yine uyarıyoruz. Gerekli önlemleri almazsanız ve sığınmacı ve kaçakları çok acil bir şekilde ülkelerine geri yollamazsanız bu yükü bu ülkenin daha fazla kaldırması mümkün değil. Şu anda ülke olarak dua edelim ki önümüzde bir de yerel seçim var. Düşünsenize Genel Seçim biter bitmez bunlar yaşandı, en basitinden dolar 19,5 iken şimdi 27 lira oldu. Bunlar iyi günlerimiz. Belediye seçimlerinden sonra vay halimize.”