Bir ay öncesine kadar insanların varlığını bilmediği, işi olmayanın yolunun düşmediği bir köydü. Ancak adı şimdi Türkiye’nin sınırlarını bile aştı.
Sekiz yaşındaki Narin Güran’ın 21 Ağustos’ta kaybolduğu ve 19 gün sonra, 8 Eylül’de, cansız bedeninin köyden iki kilometre uzaklıktaki dere yatağında bulunduğu Diyarbakır’a bağlı Tavşantepe Köyü’nün neredeyse her köşesini artık tüm Türkiye biliyor.
Ekranlardan krokileri çizilen, herkesin evlerin yerini ve hane sayısını ezberlediği, gazetecilerin Narin’in izini sürmek için sokaklarını karış karış anlattığı köyde tutuklamaların ardından şimdi derin bir sessizlik hakim.
Köyün tek hareketli noktası: Mezarlık
Diyarbakır’a yaklaşık 15 kilometre mesafede bulunan Tavşantepe Köyü’ne gitmek için öncelikle Mardin yoluna çıkmak, daha sonra köy yoluna girmek gerekiyor. Köyün yolu verimli arazilerin ortasından geçiyor. Narin’in cesedinin bulunduğu Eğertutmaz Deresi ile sulanan tarlalarda insan boyuna varan bitkiler yer alıyor. Köyün çevresinde tarlaların tamamına mısır ekili.
Köye varmak için önce mezarlığı geçmek gerekiyor. Narin’in cansız bedeni bulunduktan sonra köyün tek hareketli noktası da artık mezarlık. Her gün yüzlerce kişi Narin’in mezarını ziyaret ediyor. Uzun yıllardır bakımsız olan köy mezarlığı, Narin’in defnedilmesinin ardından yeniden düzenlenmiş, yerlerine parke taşlar döşenmiş ve girişine de kapı yapılmış. Narin’in mezarının başında Türk Bayrağı. ayaklarının yanına da bir zeytin ağacı dikilmiş.
Narin’in mezarının çevresi oyuncak, okul çantası, okul önlüğü gibi eşyalarla dolu.
Mezarlıkta Narin için gönderilen yüzlerce de çelenk var. Onlardan birinin üzerine iliştirilen not bir Narin’in ölümü ile ilgili suskunluğa bürünen yakınları ve köylülere bir mesaj niteliğinde. Kimin gönderdiği bilinmeyen çelenkte Kur’an’dan bir alıntı yapılarak “Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan ve adaletle şâhitlik eden kimseler olun” deniliyor.
Mezarlığa gelenler dua ediyor, Yasin okuyor ya da Narin’e yapılanlara karşı öfkesini dile getiriyor. Mezarlığa gelenler, tüm Türkiye gibi, Narin’i öldüren kişiyi veya sebebi bilmek istiyor.
Onlardan biri de Diyarbakırlı vatandaş Ahmet Aydın:
“Kocaman köyde bir kişinin bile bunu bilmemesi mümkün mü? Allah rızası için birileri çıkıp bu işin doğrusunu anlatsın. Bu masum çocuğa kıyanlar en ağır cezayı alsınlar. Bu iş artık devletin namus borcudur.”
Köyde yoğun güvenlik önlemleri
Mezarlığı arkamızda bırakıp köye doğru ilerliyoruz. Köyün girişi dahil neredeyse her sokağında jandarma birliklerinin geniş güvenlik önlemleri aldığını görüyoruz. Daha önce köy girişinde yoğunlaşan güvenlik önlemleri tutuklama kararlarından sonra köyün merkezine kaymış.
Bunun nedeninin olası gerginlikleri ve çatışmaları önlemek olduğu belirtiliyor. Zira köy sakinleri sokaklarda görünmeseler de Tavşantepe’deki gerginlik kendini hissettiriyor. Sokaklarda güvenlik güçleri, sağlık ekipleri ve görevliler dışında hiç kimse yok.
Köylülerin gazetecilerle karşılaşmamak için dışarıya çıkmadıklarını tahmin ediyoruz. Olaydan sonra köyü terk edenler de var.
Ev ve ahır özel olarak korunuyor
Narin’in yaşadığı ev ve evin ahır bölgesi özel olarak korunuyor. Hâlâ bir delil olabileceği tahmin ediliyor, savcılıktan gelen bilgilere göre ekipler evde zaman zaman inceleme yapıyor.
Cinayetin kritik noktası ise Narin’in ailesine ait evin ahırı. Soruşturma ekipleri cinayetin burada işlendiğini tahmin ediyor.
Narin Güran’ın cesedini dere yatağına gömdüğünü söyleyen Nevzat B. de daha sonra değiştirdiği ifadesinde cinayetin işlendiği saatlerde Narin’in amcası Salim Güran’ın kendisine ahır tarafından seslendiğini ve daha sonra cesedi gömmesi için kendisine verdiğini söylemişti.
Evde şu anda Narin’in ailesinden hiç kimse yaşamıyor. Ailenin nerede olduğu bilinmiyor ama zaman zaman evden birkaç parça eşya almak için gelenlerin olduğu söyleniyor.
Köyde gezerken yöresel kıyafetli yaşlı bir erkekle karşılaşıyoruz. Önce konuşmakta pek istekli davranmıyor. Sonra fotoğrafının çekilmemesi ve adının yazılmaması şartıyla sorularımıza kısa kısa cevaplar veriyor.
Güran Ailesi ile akraba olmadıklarını ifade eden bu kişi, kendilerine haksızlık yapıldığını belirtiyor. Ailenin içine kapanık olduğunu, yaşı küçük olduğu için Narin’i tanımadığını belirtiyor. Bu olay nedeniyle tüm köyün zan altında kaldığını belirten köylü, herkesin bundan rahatsız olduğunu ifade ediyor:
“Hepimiz şüphe altında kaldık. Kim ne biliyorsa gitsin devlete doğrusunu anlatsın.”
Narin’i kim öldürdü?
Narin cinayetiyle ilgili soruşturmada 300’e yakın kişinin ifadesi alındı, şimdiye kadar aralarında annesi, ağabeyi, amcaları ve akrabalarının bulunduğu 12 kişi de tutuklandı.
Soruşturmanın merkezinde, aracında Narin’e ait DNA izleri bulunan amcası Salim Güran bulunuyor. Güvenlik güçlerine göre, amca Salim Güran ya Narin’in öldürülmesine bizzat katıldı ya da aile meclisi kararıyla cesedin yok edilmesini sağladı.
Ancak amcanın nasıl bir rol oynadığı henüz kesin olarak açıklığa kavuşmuş değil.
Narin Güran cinayeti ile ilgili bugüne kadar tutuklanan ya da gözaltına alınan kişiler, cesedi dere yatağına sakladığını söyleyen Salim Güran’ın arkadaşı Nevzat B. dışında, konuşmadı. Şüpheliler haklarındaki suçlamaları reddetti, ayrıca aralarındaki telefon görüşmelerini de inkâr etti.
Bu durum soruşturma ekibinin dikkatini çeken en önemli unsurlardan biri. Soruşturmada görev alan ve DW Türkçe’ye bilgi veren bir görevli, Narin’in başına gelenlerden tüm köyün haberdar veya tanık olduğunu söylüyor. Narin Güran’ın kaybolmasından sonra aile meclisinin sık sık toplandığına dikkat çeken görevli şu tespitte bulunuyor:
“Bütün aile, hatta bütün köy Narin’in başına ne geldiğini biliyor. Narin sebebini henüz bilmediğimiz ani gelişen bir olay ile öldürüldü. Ancak sonrasında aile meclisi toplanarak olayın kapatılmasına karar verdi. Karşı karşıya kaldığımız suskunluğun nedeni bu.”
“Biz ararken Narin’in öldüğünü biliyorlardı”
Soruşturma ekibinde yer alan üst düzey bir güvenlik görevlisi ise çarpıcı bir ayrıntıya dikkat çekiyor.
DW Türkçe’ye bilgi veren görevliye göre, Narin’in kaybolduğu ihbarı üzerine köye giden jandarma birlikleri ilk andan itibaren aileden şüphelendi. Bu nedenle köyde şüpheli görülen herkesin telefonları dinlendi, bazı kişiler takip altına alındı. Amca Salim Güran’ın güvenlik görevlilerini yanlış yönlendirdiğini düşünürken aslında takip edildiğini söyleyen görevli, şüpheler artınca köydeki herkesin telefonlarının imajının alındığını, ancak aile bireylerinin kayıtları önceden sildiğini belirtti.
Gözaltına alınanlara can güvenliğinin korunacağı garantisi verilerek tanık koruma programının teklif edildiğini kaydeden görevli, bu teklifi köyden kimsenin kabul etmediğini de sözlerine ekledi.
Üst düzey güvenlik görevlisi de aslında Narin’in öldürüldüğünün köydeki herkes tarafından başından beri bilindiğini ifade ediyor:
“Biz Narin’i ararken onlar öldüğünü biliyordu. Aile bunu ısrarla gizledi. Narin’in artık yaşamadığını biz cesede ulaşmadan anladık. Çünkü Narin’in evinin önünde toplanan kadınlar Yasin okuyordu.”
Narin Güran cinayeti soruşturması ise şu anda “kim” ve “niçin” sorularına kilitlenmiş durumda.
DW Türkçe’ye engelsiz nasıl ulaşabilirim?