Bilinen binlerceyıllık tarih içinde sayısız devlet kuran biz Türkler, acaba o kurduğumuzdevletler içerisinde muktedir olabildik mi?
Ya da bazılarınıniddialarına göre, Osmanlı örneğinde olduğu gibi devlet yaşamının kritiknoktalarını; devşirme, muhtedi, dönme ve hizmetlilere mi teslim ettik? Bu durumgünümüzde de sürüyormu?
Türklerin,ırkçı olmadığı herkes tarafından bilinen bir gerçek! Bana Türk’ü tarif etdeseniz; kendine aşırı güvenli ve bu nedenle tedbirsiz, alçak gönüllü,çalışkan, sabırlı, hoş görülü, hümanist bir insan tipidir derim.
Böyleolması ise bazı zaafiyetlerin ortaya çıkışına ve bu zaafiyetin bir hastalıkhaline dönüşmesine neden olmuştur.
Kendisi de Türkolmayan Selçuklu veziri Nizamülmülk’ün Türkleri eğitimden uzak tutmasıörneğinde olduğu gibi devlet ve sosyal hayatın ellerine teslim edildiği bir çokgayr-ı Türk, bugüne kadar neler yapmıştır, bilinmesi gereken bir konudur.
Yanihastalığı teşhis etmezsek ne hastalığın farkına varırız ne de bu hastalığıntoplumsal bünyeye verdiği zararları anlayabiliriz.
Türklerin, Türkolmayanları devletin ve sosyal yaşamın kritik noktalarına taşıması bir ruhsalhastalıktır. Düşünün, bir Türk devleti olan Osmanlı Devleti’nde, 218sadrazamdan sadece 100’ü Türktür! Ya padişah anaları?
Hemde bunun defalarca yanlışlığının farkına varılmasına rağmen!
Üzülerekifade etmeliyim ki; Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı’da gelenek haline gelmişolan; devleti, bilim odaklarını ve sosyal yaşamı Türk olmayanlara teslim etmezihniyeti, günümüz Türkiye’sinde de devam etmektedir.
Aşıkpaşazadebize 560 yıl öncesine dair, Bizans dönmesi Rum Mehmet Paşa’ya ilişkin bir olayanlatır ve; “Rum Mehmet Paşa’nın İslamdinine girmiş olmasına rağmen, Bizans’ın eski soyluları ile irtibatta olduğunu,onların telkinleri doğrultusunda hareket ettiğini, İstanbul’un bir gün yenidenBizanslıların eline geçmesini beklediğini” diye nakleder.
Sizgünümüzde Rum Mehmet Paşaların olmadığını ve etkili makamlarda bulunmadığını mızannediyorsunuz?
Osmanlı’yahakim olmuş bu gayr-ı Türkler, Anadolu ve Rumeli’de yaşayan Türkleri,yaptıkları uygulamalarla isyan ve ihtilal hareketlerine mecbur etmiş, ardındanda “taş üstünde taş, omuz üstünde başbırakmayın” diyerek vahşice yaptıkları ile tesirleri günümüze kadar gelenhadiselerin müsebbibi olmuşlardır.
MuhteşemYüzyıl dizisi ile Türk halkının da dikkatini çeken, bahsettiğimiz gayr-ıTürklerden Pargalı İbrahim Paşa; kendisinin ve diğerlerinin ulaştığı gücüvurgulaması bakımından Avusturya Kralı Ferdinand’ın elçilerine söylediği sözlerçok ilginçtir: “Bu büyük devleti idareeden benim, her ne yaparsam yapılmış olarak kalır; zira bütün kudret benimelimdedir. Memuriyetleri ben veririm; eyaletleri ben tevzi ederim; verdiğimverilmiş ve red ettiğim red edilmiştir. Büyük Padişah, bir şey ihsan etmekistediği veya ihsan ettiği zaman bileeğer ben onun kararını tasdik etmeyecek olursam gayr-i vaki gibi kalır. Çünküher şey harb, sulh, servet ve kuvvet benim elimdedir.”
Unutulmasınki; yazıda bahsi geçen Pargalı İbrahim ve Rum Mehmet Paşalar idam edilmiştir.
HaniOsmanlı, Türk devletiydi? Evet, terminolojide Türk devleti ama uygulamada aradabulasın!
Türklerde yabancıyakarşı hayranlık ve teslimiyet, maalesef bir aşağılık kompleksine yol açmıştır.Zannetmişizdir ki; biz hiç bir şeyi yapamayız ve başaramayız! Halbuki bu algıyanlıştır ve bu yanlışlığı ispatlayan son örnek, Nobel Ödülü kazanan veTürklüğü ile gururlu Aziz Sancar’dır.
Onuniçin gidip; siyaseti, bürokrasiyi, üniversiteyi, medyayı yetmedi din ve diyanetişlerini de gayr-ı Türklere bırakmışızdır.
Bunabir tek dur dediğimiz dönem; 1919 – 1938 arasında yaşayan “Büyük Türk” Mustafa Kemal Atatürk’ün, Türkler için bir “reklam arası” verdiği dönemdir. Halen deonun kırıntıları ile idare etmekteyiz.
Atatürk;“başınıza geçireceğiniz adamların aslicevherine dikkat ediniz” veya “beniTürk hekimlerine emanet ediniz” gibi sözleri boşuna söylememiştir.
Son söz şu olsun;Türkler benim bu yazdıklarımı yine dikkate almayacak, buna karşılık gayr-ıTürkler, bu yazıyı satır satır dikkatle okuyarak varlıklarını korumak içinnasıl tedbir alacaklarını veya Türklere fener tutan bu garibi, nasıl etkisizhale getireceklerini düşüneceklerdir…
Dedim ya, hastalıkbizde akıl ve ruh tutulması yaratmış. Ama şifasını bulacağız!