Türkiye, Birleşmiş Milletler 75. Genel Kurulu kapsamında gerçekleştirilen Sosyal, Kültürel ve İnsani İşler’den sorumlu III. Komite toplantısı çalışmalarındaki ulusal beyanında, Uygur Türklerinin kültürel ve dini kimliklerine saygı gösterilmesi ve garanti altına alınması beklentisini dile getirdi.
Türkiye beyanında, etnik, kültürel ve dini bağlara sahip olduğu Uygur Türklerinin haklarının korunması için çağrıda bulundu.
İnsan hakları uygulamalarından duyulan endişenin dile getirildiği beyanda, Türkiye’nin, Doğu Türkistan’daki Uygur Türkleri ve diğer Müslüman toplumların Çin’in eşit vatandaşları olarak barış ve huzur içinde yaşamaları; ayrıca, kültürel ve dini kimliklerine saygı gösterilmesi ve bunların garanti altına alınması yönündeki beklentisi kayda geçirildi.
Ankar: ‘Çin şeffaf davranmalı’
Türkiye’nin ulusal beyanında, Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki insan hakları ihlallerinin endişe kaynağı olmaya devam ettiği kaydedildi.
Beyanda, Sincan’daki (Doğu Türkistan) Uygur Türkleri ve diğer Müslüman azınlıklara yönelik uygulamalara ilişkin, uluslararası toplumun endişe ve beklentilerinin ele alınmasında BM’nin rolüne dikkat çekildi.
Ayrıca, ilgili BM organlarının, bölgedeki insan hakları durumunu kayda geçirme ve somut önerilerde bulunmada önemli bir rol oynadığı vurgulandı.
Bu bağlamda, BM Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Komitesinin 2018 Ağustos ayında Çin’e 8 tavsiyede bulunduğu hatırlatılan beyanda, Komitenin dile getirdiği endişe ile tavsiyelerin bugün de geçerliliğini koruduğu ve bu konuda adımlar atılması gerektiği belirtildi.
Beyanda, Türkiye’nin, Çin’in toprak bütünlüğüne saygı gösterirken gerek uluslararası toplum gerek Çin makamlarınca gayet iyi bilinen beklentisinin, “Sincan’daki Uygur Türkleri ve diğer Müslüman azınlıkların Çin’in eşit vatandaşları olarak barış ve huzur içinde yaşamaları; ayrıca, kültürel ve dini kimliklerine saygı gösterilmesi ve bunların garanti altına alınması” olduğu vurgulandı.
Beyanda, Uygur Türkleriyle etnik, dini ve kültürel bağları olan bir ülke olarak, son zamanlarda kamuoyuna yansıyan rapor ve haberlerde Sincan’daki Uygur Türkleri ve diğer Müslüman azınlıklara yönelik insan hakları uygulamalarının özellikle endişeye neden olduğu kaydedildi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Çin Direktörü Sophie Richardson, Türkiye’nin insan hakları ihlalleriyle ilgili sesini yükseltmesini ve Çin’in şeffaf davranması gerektiği yönündeki çağrısını, ‘harika bir gelişme’ olarak tanımladı.
Öte yandan Türkiye’nin, bu meseleyi BM ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) gibi çeşitli uluslararası platformlarda takip ederken Çin ile ikili düzeyde doğrudan ve yapıcı diyaloğu sürdüreceği belirtildi.
Müslüman ailelere ‘zorla misafir’ olan Çinli memurlar, Uygurları evlerinde takip ediyor
Beyanda, “BM İnsan Hakları Yüksek Komiserinin, Sincan’a, anlamlı, kapsamlı ve kısıtlama olmadan bir ziyaret düzenlemesi ve Çin’in bu konuda şeffaf davranması yönündeki beklentimizi muhafaza ediyoruz.” ifadesine yer verildi.