Halk TV Yayın Yönetmeni Bengü Şap Babaeker’in programına katılan uzman isimler ‘Türkiye’de mafya nasıl bu kadar büyüdü?’ konusunu tartıştı.İşte programda öne çıkan yorumlar:
İSTANBUL’U 2-3 BÜYÜK KARADENİZLİ AİLE YÖNETİR
Gazeteci Cengiz Erdinç: İstanbul’u 2-3 büyük Karadenizli aile yönetir ve kimse hesap soramaz. Biri Sarıyer, biri öbür taraf karşı taraf. Bunu polis de biliyor, herkes biliyor ama konuşulamaz. 80’li yıllarda Ermeni meselesi bu kadar gündemdeyken bir Ermeni kadın gelecek, arkasındaki Karadenizli aileyi bugün bile kimse konuşmuyor. Mafya budur asıl olarak. Çok irkitici şeyler var bu anlamda. Türk mafyası 1970’de bakan satın almıştı, Yüce Divan’da yargılandı. 1990’da Mesut Yılmaz’ı tehdit ettiler. Tehditlerini de gerçekleştirip hükümeti yıktılar.
Mafya siyaset ilişkisine gelmek istiyorum. Burada meşruluktan uzak, Bahçeli gibi sağcı ve devlete toz kondurmayan bir politikacının bir takım organize suç liiderleriyle fotoğraf çektirmesinin ne anlam ageldiğini anlayabilmiş değilim. Ve bunlar siyasi aktörlere evriliyor. Kılıçdaroğlu’nu tehdit etti Çakıcı. Bir market zincirinin patronunu tehdit etti diğeri.
DİZİLERİN ÇOK ÖNEMLİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM ZİHİN İNŞASI ANLAMINDA
Ülkü Ocakları Eski Başkanı Alaattin Aldemir: Hünkar göz yummazsa eşkiya yol kesemez derler. 12 Eylül darbesinde ben kaçaktım. O zamanki genel merkezin bana tavsiye ettiği iki kitap vardı. Bazı filmler özellikle seyrettirildi. O zaman ekonomi sıkıntıya girdiğinde bir mafya çıkarıldı. Ülkücü mafya kodlamasıyla… Devrimcisi yok, İslamcısı yok, niyeyse ülkücü sıfatı mafya ile özdeşleştirildi. Bunlar rastlantı değil. Siyasetin finansmanına bakmak lazım. Ben Mesut Yılmaz’ın nasıl seçtirildiğini bilirim. Dün o günkü şartlarda ülkücü mafyanın olduğu dönemde de uyuşturucu falan da bu kadar yoktu, müsaade edilmezdi. Güzelleme yapmıyorum. Kabadayılık geleneğinden geliyor. Bugünkü yapıya baktığınızda kural tanımaz, ilke tanımaz. Dizilerin çok önemli olduğunu düşünüyorum zihin inşası anlamında. Siyasette Kılıçdaroğlu’na baskı kurmak için tehdit edildi.
KAĞITHANE’DE POLİSİN ŞEHİT EDİLDİĞİ BASKIN
Cengiz Erdinç: Uyuşturucu işinden haraç alırlar, nasıl olacak bu iş. Mafya bir para kazanma yöntemidir. Siyasete eklendiğinizde o yakalanma riskini azaltırsınız. Suç çok kârlı bir hale gelir. Akbelen’de çam ağaçlarını kesmekle Kolombiya’dan uyuşturucuyu gemiye yükleyip getirmek arasında çiğnediğiniz yasalar açısından çok büyük bir fark yok. Para kazanmak için.. Karadenizli ailelerin davalarında 20 küsürlü yaşlarda çocuklar var. Koca aşiretin içindesiniz. İş yok, İstanbul’a geliyorsunuz. Devlette kapıların sonuna kadar aralandığı adam. Ne iş yapacaksınız? Kağıthane’deki çatışmayı söylüyorum ve orada polis ekipleri bir silahı takip ediyorlar. Kapının arkasından ateş edip öldürüyor polisi. 19 yaşında bir çocuk bunu nasıl yapıyor? Çok acaip bir dünya…
Yazar senarist Zehra Çelenk: Dizilerde ve genel olarak erkek karakterler bir suç ve örgü entrika unsuru çatışma çıkıyor, gariban yükselecek intkamını alacak. Romantik eksen de bunun üzerine kuruluyor. Aşk dediğimiz şey erkeğin güçlü olduğu bir şey olarak anatılagelmiş. Ve bu çok değişmiyor.
