Türkiye sömürge mi? Gelin bu sorunun cevabı olan kararı, siz verin.
Ancak bu kararı vermek için mutlaka biraz dönüp tarihe bir bakın!
Hristiyanların, İslam’ın kılıcı olarak gördükleri Türkler ve bu coğrafyada kurulmuş olan Türk devletleri yani Selçuklu, Osmanlı ve nihayetinde Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı, yüzyıllardır planlı bir saldırı yürüttükleri, gerçek olarak ortada duruyor.
Saldırının; askeri, kültürel, ticari ve siyasi boyutları vardır.
Bunlar işi öyle bir noktaya taşımışlardır ki; bir Türk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin bürokratik ve siyasi hayatı sömürgeciler tarafından “Gayr-ı Türkler”in eline teslim edilmiştir.
Bu sebeple, yanlışlara ve haksızlıklara karşı, ilahi bir gücün varlığı ile dirençli olan Türklerin, şimdi bu büyük direnci kırılmaya ve yok edilmeye çalışılıyor.
Bu arada ülkenin milli çekirdeği, uzunca bir süredir “savunma pozisyonu”nda! Sorduğunuzda aldığınız cevaplar hep aynı, “Bin yıldır bu topraklarda hükümranız ve bunun insanlık tarihinde ikinci bir örneği yok, 1918’de direkten dönerek Türk Milleti olarak yok olmaktan kurtulduk, bak 90 yıldır savaşmıyoruz, milyonlarca hanenin ışığı yanıyor, arabalar yakıt buluyor, karnımız doyuyor” oluyor.
Ancak bu cevapları alırken, bütün bunların neyin karşılığı yapıldığı konusundaki hususlar, hep cevapsız kalıyor!..
Gelin yandaş gazetenin birinde (Star), Anayasa Mahkemesi’nin Can Dündar ve Erdem Gül için aldığı karara ilişkin neler yazıyor bir bakalım: “Dışarıdan alındığı çok belli talimatla, Can Dündar ve Erdem Gül’ü tahliye eden AYM’nin Başkanı Zühtü Arslan…” “Joe Biden’ın ziyaretine denk gelen “önceden alınmış” tahliye kararını bir de FETÖ’ye sızdıran AYM’nin Başkanı Zühtü Arslan…”
Şimdi bu yazılardan yola çıkarsak, devlet olarak batmışız demek!
Star’ın attığı manşete göre, üyelerini Cumhurbaşkanlarının atadığı Anayasa Mahkememiz, devleti ve vatandaşları doğrudan ilgilendiren kararları alırken, dışarıdan talimatla hareket ediyor. Kararı da isteyen her halde ABD’ki; Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın ziyaretine denk gelecek şekilde bir zamanlama yapılıyor ve Amerikan’ın adamları kurtarılıyor! Bir de karar, Amerikancı terör örgütü Fethullahçılara sızdırılıyor. Hem de bu kararın “hızlı” bir şekilde alınması için talimatta verilmiş.
Eğer bunlar doğru ise, bu işler ancak küresel emperyalistlerin tam egemen olduğu ülkelerde görüleceğinden, Türkiye’de bu güçlerin kontrolüne girerek sömürge olmuş demektir.
Peki Anayasa Mahkemesi’nin kararlara yetecek sayıda üyesi AKP’li Cumhurbaşkanları Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan tarafından atanmadı mı? AYM Başkanı Zühtü Arslan’ı 2012’de Akp’li Abdullah Gül üyeliğe getirmedi mi? Bunlar iktidarın zihniyetine sahip adamlar değil mi? Böyle bir karar alınmasını istediği ima edilen ABD ile Türkiye stratejik müttefik mi? Bugün FETÖ dediklerinizle, 10 yıl boyunca ülkeyi birlikte yönetmediniz mi? Kararı önceden bildiğini söylediğiniz Ahmet Sever, Akp’li Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görevi süresince basın danışmanımıydı? Bütün bunlardan sonra Star’ın yazdıklarına göre Akp’nin de dış güçlerin talimatı ile hareket eden bir parti olduğunu mu düşünmeliyiz? Sorularının cevapları da bu iddialar karşısında önemlidir…
Neyse, Türkiye’de at izi, it izine karışmıştır. Ancak ortada olan bir gerçek vardır ki, küresel emperyalist güçler; işbirlikçileri ve devşirmeleri ile Türkiye’nin ve Türk Milletinin her zerreciğine sızarak, Türkiye’yi sömürgeleştirmiş ve Türk Milletini esaret altına almıştır.
Çok değil, sadece Türkiye’nin başına gelen bu olaya bakarak, bunu anlamak mümkündür.
MİT tırları, buna ilişkin haberlerin yayınlanması, savcı – asker ve polislerin tavırları, Can Dündar – Erdem Gül’ün yargılanması ve bu süreçte yaşanan tartışmalar ve nihayetinde AYM’nin tahliyeye neden olan kararı ve bu karar üzerine yapılan atışmalar neyin ne olduğunu bize çok açık gösteriyor.
Bu olayların aktörlerinin, hiç biri Türk olmadığı gibi Türklükle de problemli olan insanlar olduğu çok aşikardır. Bunların kimin hizmetinde oldukları muamma ama Türk Milletinin hizmetinde olmadıkları kesin bir gerçek olarak, önümüzde duruyor.
Bir ülkede, kendi vatandaşlarının eli ile bu tür olaylar cereyan ediyor ve devlet bunu önleyemiyorsa, burada durup düşünmek lazım. Bizim de yaptığımız bundan ibaret!