Türkiye Mutlu ve Huzurlu mu?

Birbiri ardına gelen şehitler, yeni dünya düzeninin kanlı elleri,  ülkeyi kuşatan küresel çeteler ve onların işbirlikçileri, şeytanın silahı medyanın yozlaştırması, insanları sersemleştirmiştir.

Türkiye’de her kafadan bir ses çıkıyor. Herkesin yüzünden düşen bin parça. Sokakta trafikte, evde, işte hep bir gerginlik, telaş, stres var. Akıl, mantık, izan, ölçü, sabır, tahammül, sevgi saygı kavramaları anlamını yitirmiş durumda. Suçlamalar, hakaretler, keyfilikler, istismarlar, yalanlar, dolanlar, talanlar almış başını gidiyor.

Kimi Din adına, kimi çağdaşlık adına, kimi bilim adına, kimi ABD adına, kimi İngiltere adına konuşuyor yazıyor, eleştiriyor, öneriyor, bağırıyor, çağırıyor. Ancak herkes bildiğini okuyor.

Güç ve yetki sahipleri, yandaşı candaşı yoldaşı, mutlu mu mutlu.

Eflatun’a İki Soru Sormuşlar;
Birincisi, İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan iki davranışı nedir ?
Eflatun tek tek sıralamış,
Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler.
Ne var ki çocukluklarını özlerler.
Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler.
Ama sağlıklarını geri almak için de para öderler.
Yarınlarından endişe ederken bugünü unuturlar.
Sonuçta, ne bugünü, ne de yarını yaşarlar.
Hiç ölmeyecek gibi yaşarlar.
Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler.
Sıra gelmiş ikinci soruya;
-Peki sen ne öneriyorsun?
Bilge yine sıralamış,
Kimseye kendinizi sevdirmeye kalkmayın !
Yapılması gereken tek şey, sadece kendinizi sevilmeye bırakmaktır.
Önemli olan; hayatta, en çok şeye sahip olmak değil, en az şeye ihtiyaç duymaktır.

Albert Follanberg’a göre, Başarı nedir?
04 yaşında başarı donuna işememektir.
12 yaşında başarı arkadaş bulabilmektir.
16 yaşında başarı araba sürebilmektir.
20 yaşında başarı seks yapabilmektir.
35 yaşında başarı para kazanabilmektir.
50 yaşında başarı çok para kazanabilmektir.
60 yaşında başarı seks yapabilmektir.
70 yaşında başarı araba sürebilmektir.
75 yaşında başarı arkadaş bulabilmektir.
80 yaşında başarı donuna işememektir.

Einstein der ki; Dünya kötülük yapanlar yüzünden değil, yapılan kötülüklere seyirci kalıp, hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir.

Tolstoy der ki; Kötüler, kendilerine tahammül edildikçe daha çok azarlar.

Shakespeare der ki:
Kendimi her zaman mutlu hissederim. Neden biliyor musunuz?
Çünkü kimseden bir şey ummam.
Beklentiler daima yaralar.
Hayat kısadır.
Öyleyse hayatınızı sevin.
Mutlu olun ve gülümsemeye devam edin.
Sadece kendiniz için yaşayın ve;
– konuşmadan önce dinleyin,
– yazmadan önce düşünün,
– harcamadan önce kazanın,
– dua etmeden önce bağışlayın,
– incitmeden önce hissedin,
– nefret etmeden önce sevin,
– vazgeçmeden önce çabalayın,
– ölmeden önce yaşayın.
Hayat budur. Onu hissedin, onu yaşayın ve ondan hoşnut olun.

Unutulmamalıdır ki; Eğer bir yerde, küçük adamların büyük gölgeleri oluşuyorsa; orada güneş batıyor demektir. An gelir susmak ihanet olur.

Günün Sözü; Kendine de zaman ayır, düşün, özgürleşirsin

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!