Türkiye’de Ekim ayında sanayi üretimi takvim etkisinden arındırılmış verilerle, bir önceki yılın aynı ayına göre %2,5 artarken; mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi ise bir önceki aya göre %2,4 artmıştır. Arındırılmamış verilere göre ise, sanayi üretiminde, geçen yılın aynı dönemine göre %3,1 oranında artış gerçekleşmiştir. Böylece sanayi üretiminde üç aylık ortalamalardaki yıllık değişim arındırılmamış endekslerdeki değişime göre %2,5 ile post-pandemik dönemin (Temmuz 2020 sonrası) en düşük seviyesinde kalmıştır.
Veriler, Eylül’deki aylık %1,6’lık düşüşü Ekim’deki %2,4’lük artışla tersine çevirmesi ve Eylül’deki revize edilen %0,5’lik artışı Ekim’de yıllık bazda %2,5’e hızlandırması açısından olumlu. Özellikle son dönemde Avrupa Birliği’nin resesyon riskleri, Rusya-Ukrayna enerji krizi ve kapasite kullanım oranındaki düşüş nedeniyle ihracatta yaşanan düşüşe tekabül eden sanayi üretimi verileri olumlu bir seyir göstermiş görünüyor.
Detaylara baktığımızda; madencilik ve taş ocakçılığı aylık bazda %7,8 artarken, yıllık bazda %7,4 daralma göstermiştir. İmalat sanayiinde aylık bazda %2,5 artış görülürken, yıllık bazda ise %3,7’lik büyüme gerçekleşmiştir. Elektrik, gaz, buhar grubunda ise aylık bazda %2,1 azalış görülmüş, yıllık bazda ise %4,8 seviyesinde daralma gerçekleşmiştir. Aylık bazda sermaye malı %9,9, dayanıklı tüketim malı %4,6, ara malı %1,1 artmıştır. Dayanıksız tüketim malı değişim göstermezken, enerji %0,7 azalmıştır. İlgili kalemlerdeki yıllık değişimlere bakıldığında ise; sermaye malı %26,6, dayanıklı tüketim malı %5,5 ve dayanıksız tüketim malı %2,9 artarken; ara malı %5 ve enerji %3,6 azalmıştır.
Sanayi Üretimi, 3 aylık hareketli ortalama, yıllık % değişim… Kaynak: TÜİK, Tera Yatırım
Önümüzdeki aylarda bu ivmede bir miktar yavaşlama olabilir. Enerji ve emtia fiyatlarındaki belirsizlik, küresel büyümedeki yavaşlama ve hatta durgunluk etkisi bu konuda aşağı yönlü risk faktörleri olarak görünmektedir. Öte yandan, yüksek teknoloji, kaynaklar açısından Avrupa imalat sanayisinin yerine geçebilmesi ve sektörel endekslerin olumlu katkısı güçlü yanlarımız olabilir. Büyüme modelinin sürdürülebilir bir noktaya evrilmesi açısından Avrupa dışındaki pazarlarda (Amerika, Afrika, Asya gibi) faaliyetlerin çeşitliliğine ve buna bağlı olarak krizlere karşı kırılganlığın azaltılmasına, yüksek teknolojide rekabet edebilirliğe, ve yapısal anlamda sanayide yeşil enerji kullanımının artırılması. 4Ç22’deki büyümeyi dikkate alarak, 2022’de %5,5 büyüme öngörüyoruz.
Kaynak Tera Yatırım