Türk adının bir manası saf, temiz insan demektir. Bir diğer manası ise güzel insan demektir. Türk insanı çok âlicenaptır, öne çıkan özelliklerinden birisi misafirperver olmasıdır. Misafir’in uzak-yakın komşulardan olup olmaması hiç önemli değildir. Hatta tanıdık olup olmaması da önemli değildir. Türkçe lügatlerden başka sözlüklerde ”TANRI MİSAFİRİ” kavramı yoktur ama Türkçede vardır. Hiç unutamadığım hatıralarımdan birisi, çocukken, Rahmetli babam Gaziantep’in Araban ilçesi’nde özel idare memuru idi. Çok karın olduğu bir kış, bir adam ya da çoban nasıl oldu ise bizim evin yakınlarına kadar gelmiş, bahçe duvarına yakın bir yerde düşmüş, donmak üzere iken babam kucaklayıp evimize almıştı. Kış olmasına rağmen adamcağızın vücudunu kar ile ovmuş, epey sonra kendine gelen çobanın karnını doyurmuş, bir iki gün de misafir ettikten sonra yolcu etmiştik. Kim di o adam bilemiyorum. Ama içimizde bir sevinç vardı. Aklıma düşende hep sevinir ve heyecan duyarım. Babamı da rahmet ve minnetle yad ederim. Buradan şuraya geleceğim, Türk’ün sahip olduğu maddi her şeyi bölüşebilirsiniz. Bir iki istisnası var bölüşülmeyeceklerin. Aşını, ekmeğini, varsa elindeki parasını, pulunu bölüşebilirsin. Hatta davarını, atını, eşeğini, şimdilerde arabasını bölüşebilirsin. Hatta sözünde durmayıp ödünç aldığın şeyleri ya iade etmez ya da geciktirirsin, “sonunda ölüm yok ya” deyip helalleşip geçebilirsin.Türk’ün bölüşemeyeceğin şeyi Vatanıdır.Hakimiyet Türk’te olmak şartı ile tebaa ya da bugünlerde vatandaşlık hukuku ile o topraklarda kol-bucak dahi salabilirsin ama o topraklara sahip çıkmak istediğin anda çıngar kopar.Göz gözü görmez olur.Davlumbazlar vurulur ve hemencecik kavga kurulur..
Türk’ün oynayamayacağın, bozamayacağın işlerinden birisi de kimliğidir. Yani soyu sopu çok önemlidir. Oğuz geleneğinde yakın zamana kadar yedi göbek ötesini sayamayana kız dahi verilmezdi. Binbir bela ile boğuşarak kazandığı milli kimliğini Ahmet’in ya da Mehmet’in hatırı için terk etmez. Millet çok önemlidir Türkler için. Millet birliği çok önemlidir. Millet şuurunda herkesin aynı soy kütüğünden gelme inancı vardır. Aynı ana- babanın çocukları olmak çok önemlidir. Konu komşu Arap’tan Acemden ise din birliği girer devreye aynı dine mensup olmak da büyük bir bağdır, din kardeşliğini devreye sokar, Din kardeşi değil miyiz diyerek kendine benzemeyeni kucaklar. Farklı din ve milliyetten olduğunda konu-komşu Aynı Allah’ın yarattığı varlık olarak yakınlık duyar. Severim yaratılanı yaratandan ötürü diyerek büyük bir hoşgörüyü devreye sokar. Türk’te öteleme, Türk’te hakir görme, kısaca Tanrı’nın yarattığı insanı aşağılama yoktur kısaca. Bu bugün veya düne ait olgu olmayıp binlerce yıldan beri bugüne kadar taşıdığı çok önemli bir haslettir.
Binlerce yıldır bir arada yaşadığı insanı karşısındaki istemediği sürece kendisine benzetmek için özel bir çaba bile göstermemiştir. Devlet’in cinsi ne olursa olsun, büyüklüğü küçüklüğü ne olursa olsun bu böyle olmuştur. Aksini söylemek insanlığa ve Türk Tarihine ihanet etmektir. Bu günlerde Tür’ün her şeyi ile kavgalı ama Türkçe konuşan, soyu gayrisahih adamlar türedi. Bir kısmı milli kimliğine saldırıyor din kisvesi altında. Son yüz yıldır İngiliz emperyalizmi’nin hizmetine giren içimizdeki bir takım azınlık veya bizden devşirilmiş mahutlarca, din ile milliyetin çatıştığını iddia ediyorlar. Bu ne dün doğrudur ne de bugün, ne de yarın böyle bir durum vuku bulacaktır. Allah bizi yaratırken ” Türk-ve Müslüman” yaratmıştır. Aksini söylemek Yüce Allah’ı inkâr etmek demektir. Allah’ın ol emri böyle ise aksi küfürdür, şirk koşmaktır. Hz. Kur’anda yüzlerce ayette, mealen ”ben sizi kavim kavim yarattım, tanışasınız, bilişesiniz diye,” denmektedir. Batı’nın, Rus’un ve bugün Amerikalının tek derdi ve korkusu Türk Kimliği’dir. Türk milli kimliğini muhafaza ettiği sürece, uzak yakın emperyalist devletler bölgemizde istedikleri gibi at oynatamayacaklardır. Milli kimliğinden soyunan milletler mezarlığıdır tarih.19 asırda büyük soy kırımlar yaparak Türk dünyasına hakim olan Ruslar ve Çinliler Doğu ve Batı Türkistan’daki soydaşlarımıza çok katliamlar yapmış, zorla din değiştirmelere uğratmışlar, dillerini ve milli kimliklerini ellerinden alıp, sen Türk değilsin; Kazaksın, Tatarsın, As’sın, Acarsın, Çerkez’sin, Türkmensin, Özbeksin, Kırgızssın diye boy adlarını milliyet olarak yüklemeye çalışmış, Türk dilinin en büyük dalı olan Çağatay Lehçesini yok edip her boya bir dil, bir alfabe, bir kimlik vererek, Türk adını unutturmakta epey mesafe almışlarsa da, zulüm payidar olmayacağı için Rus’un devleti başına yıkılmış ve Türk Boyları Rus’un verdiği Boy adları ile de olsa hürriyetlerine kavuşmuşlardır.
Türkiye’de ise 19 asrın ikinci yarısında Fransız kültürü saldırısı, 20 yüzyılda İngiliz saldırısı, sonra Rus kültürü taarruzu, Rus ve Rusçularla her meydanda kavga ederken, İngiliz emperyalizminin piyonu olarak İslamcılar devreye girip “Türk müsün, Müslüman mısın?” Kavgasını yaptık velhasıl kimliğimize taş atmayan kimse kalmadı. Son on yıldır da İslamcılar çok kötü bir şekilde devlet erkini ellerine geçirip Türk’e ait ne varsa yerle bir etmekle meşguller. Bugünlerde çoook derin uykulardan uyanmamakta ısrar eden aziz milletim bana Gök-Türkler dönemini hatırlatıyor. O dönemde de Çinliler dille oynamaya başlayıp, işi hukuk (töre), din gibi kavramları büyük ölçüde değişime uğratmışlardı. Türk milletini köleleştirmişler ama bir 50 sene sonra İL-TERİŞ KUTLUK KAĞAN ortaya çıkıp, Türk Milleti’ni hürriyetine ve Milli Kimliğine kavuşturmuştu. Milli Mücadele döneminde de Atatürk o işi yapmıştı. Rus istilası ve tehditleri karşısında da Türkeş o işi yapmış ve Türk milletini kurtarmıştı. Şimdilerde adı İslamcı, kendisi Avrupacı ve çok koyu Amerikancı olan bu siyasal iktidar, Türk’ün dili, dini, kültürü ne varsa hepsine savaş açmış durumda, ama milletimiz maalesef bu korkunç gerçeği görmemekte ısrar ediyor.
Türk Milliyetçisi olmak adam olmak demektir, Türkçü adam meselesi olan adam demektir. Büyük milletlerin derdi de büyük olur. Türk Milliyetçileri, Türk milletinin akyuvarlarıdır. Milli direnç kalesidir. Türk Milliyetçilerinin Lideri Sayın Bahçeli ”Yapılan işler Milli Vicdanı” yaralıyor diyerek durum hemen el koymuş, milletin tepkisini dile getirmiştir. Hükümet Açılım; İleri Demokrasi diyerek ülkeyi kaosa sürüklüyor. Terörisle, Terörist başı ile görüşmek, onun ağzı ile hareket etmek ancak ve ancak teröriste teslim olmuş zihniyetlerin işidir. Ama teslim olmak da yetmiyor. Ülkemizin hangi güzelim şehrinden vazgeçeceğiz. Hepsi de en az bin yıllık Türk şehri olan hangi şehrimizden vazgeçeceğiz? Bölücülüğünüzü bile Türkçe yaptığınız bu ortamda, adamdan çok palyaçoya, sirk soytarılarına benziyorsunuz. Meydanı boş, köyü çobansız ve sürüyü köpeksiz mi sandınız? Geri durun hele geri basın.
Geçen sene bu zamanlar Bölücüler, bu günleri işaret etti, dönüştürülen hakim ve savcılar Diyarbakır belediye başkanına bir soruşturma dahi açmamıştı. Habur rezaleti yaşanmış sus-pus olmuşlardı. Giderek cüret kazanan bölücüler, Önceki gün işi siyasal özerklik ilanına kadar vardırdılar. Türk Milliyetçilerinin gösterdiği tepkiler üzerine hükümet nihayet az da olsa geri bir adım atma mecburiyeti duydu. Çünkü terör örgütü üyesi, onların başlarındaki idam mahkûmu İmralı canisi bebek katilidir. Türk-ve Kürt bebeklerini, kadınlarını, çocuklarını katlettirmiş, katletmiş idam mahkûmunu nerede ise kahraman ilan edip özür dileyecek duruma düşen siyasal iktidar, özerklik kutlaması şerefine 15 Türk Evladının katledilmeleri üzerine geri adım atmış” bu ülkede Kürt Sorunu yok, PKK terör örgütü sorunu var”diyebilmiştir. Sayın Başbakan’ın bunu demesi yetmiyor. Ordu’nun moralini düzeltmek için PKK ve Amerikalıların istekleri doğrultusunda suçsuz yere olmayan hayali suçlamalarla içeri atılan, Ergenekon, Balyoz ve benzeri suçlamalarla dan vazgeçip, gönüllerini alıp, muvazzaf subaylarımızı görevlerine derhal iade etmelidir. Bu bir tarihi yanılgıydı deyip Türk Milletinden özür dilemelidir. Başbakan Omurgasını dik tutabildiği ölçüde milletten destek almaya, bizler sevmesek de bizde de sempati yaratmaya çalışabilir, çalışmalıdır da. Adamlar ülkemi bölmeye çalışıyor, ülke bölmenin demokrasi ile insan hakları ile bir alakası Yoktur. Kan dökeceklermiş, DOĞU VE GÜNEY DOĞUYU vatan yapmak için verdiğimiz Mehmetçik kanı az geldi galiba, elinizden geleni arkanıza koymayın. Değerlerine inanmadığınız Şanlı Gazi Meclise gelirseniz adam değilsiniz. MECLİSTE PKK’LI YA DA YANDAŞI MEBUS İSTEMİYORUZ. Hiç bir şey olmamış veya olan şey vaka-i adiyedenmiş gibi PKK’ akıl hocalığına soyunan dünün komünist, boyalı basının müseccel mahut kalemleri yalandan Mehmetçiklere üzülmüş gibi görünüp, asıl üzüntülerinin PKK’lı leşler olduğunu da gizlemeden, özerklik işinin yarım kalmasına daha çok üzülmüş görünmektedirler. MHP bu iktidara dokuz sene önce sıfır terör hadisesi ile iktidarı devretmişti. Ülkeyi kana boyayacağını söyleyen idam mahkûmu, İmralı Canisi’ni muhatap alan bir siyasal iktidar Türk milletine layık değildir. Evlatlarımızın öldürülmesine seyirci kalan, bir yandan da bir Bakanlık kurup adını “Açılım Bakanlığı” diyecek kadar şirazeden çıkmış bu iktidardan çok fazla bir şey beklemek çok safdillilik olur. Hükümet samimi ise, bu açılım bakanlığını lağveder, içişleri bakanlığı döneminde bu işi başımıza bela eden o bakanı da azleder. Diğer bir bakanı da hükümetin, milletin ciğeri yanarken ”Türk’üm demeyelim Türkiyeliyim” demeliyiz diyerek duygularımızla dalga geçiyor. Sayın Bakan; TÜRK’üm demek, Türkçüyüm demek, Türk Milliyetçisiyim demek, bu asil millete mensup olmak, onu sevmek, onu her türlü kazadan beladan korumak için güzel candan vazgeçmek, ya da Bu milletin devamlılığı için ADANMIŞ-ADAKLIK KURBAN olmayı göze almak demektir. Türkçe konuşuyor, Türk Milletini idare etmeye çalışıyor ama bir sıkıntınız var, bir türlü Türk’üm diyemiyorsunuz. Aşımızı, ekmeğimizi, evimizi bölüşürüz ama ne vatanımızı, ne İstiklalimizi, ne de onun sembolü olan Bayrağımız ve devletimizden vazgeçmeyiz, kimse ile de bölüşmeyiz. Türk’üm demek şandır, şereftir bizler için, dili dönmeyenleri yüce Allah’a havale ediyorum. Hukukçularımız uyusa, görevlerini yapmasa da, Türk milleti’nin ”birliğini beraberliğini, Türk milletinin Yüceltilmesi Ülküsüne” yemin eden milletvekilleri bakanlar sözlerinin, yeminlerinin gereğini yerine getirirlerse sadece vazifelerini yapmış olurlar. Aksi takdirde meşruiyetlerini yitirirler. Bizler Ölüm dahil her şeyi yıllardır göze almış, bunun bedellerini zaman zaman ödemiş Türk Milliyetçileriyiz. Siz Ya Türk olun, şan ve şeref kazanın. Ya da hangi millete mensupsanız onu söyleyin. Milletimin sabrını bitirdiniz.
Bundan Sonrası YA DEVLET BAŞA;YA KUZGUN LEŞE.!
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!