Türk Ordusuna karşı kapsamlı bir enformasyon savaşının sürdürüldüğü bir dönemden geçiyoruz. Türk Ordusu, PKK karşısında başarısız, darbeci, kendi devlet adamlarına suikastlar düzenleyen, çocukları öldürmek için plan yapan, camileri bombalayan, fuhuş ve uyuşturucu içine çekilmiş bir ordu gibi gösteriliyor. Bu ordunun en seçkin subay ve astsubaylarından oluşan Özel Kuvvetler Karargahı günlerce aranıyor ve televizyonlardan naklen veriliyor. PKK’lıların suçlamaları ile subayları tutuklanıyor ve yargılanıyor.
Öte yandan savaş alanında başarılı olan TSK bu yeni savaş türü olan enformasyon savaşı konusunda kendisini savunmak konusunda başarısız. Tabii bunun bir nedeni de TSK’nın da diğer dünya orduları gibi dışarıdan gelecek bir düşmana karşı örgütlenmiş olması ve kendi basınının Türk Ordusuna Yunan veya Ermeni basınında daha acımasız saldırabileceğine inanmaması. Demek ki bu inanç yanlışmış. Ve Türk Ordusu enformasyon savaşı için yeni bir örgütlenme gerçekli imiş. Önümüzdeki yıllarda TSK’nın enformasyon savaşı konusunda neler yapacağını göreceğiz.
Bu yazımızda 4 Temmuz 2003’de Süleymaniye’de Türk Özel Kuvvetler karargahına gerçekleşen Amerikan saldırısından buyana enformasyon savaşının temel hedeflerinden birisi olan Türk Özel Kuvvetleri, bütün Avrasya bölgesinde kapsamlı operasyonlara imza atan bir birlik olmasının yanında PKK ile mücadelede çok önemli görevler üstlenmiş bir seçkin birliktir. Özel kuvvetlere katılmak ancak gönüllülük esasında olur. Bu birliğe en gözünü budaktan sakınmayan, en cesur, en milliyetçi, manevi duyguları en gelişmiş subay ve astsubaylar başvurur. Şehadet duygusu güçlü olmayan özel kuvvetlere giremez.
Birliğe katılanların ailelerinin Anadolu’nun köklü aileleri olmasına dikkat edilir. (Bazıları bunun üzerine ırkçılık diye atlamasın çünkü burada etnikçilik yapılmaz.) Ancak çok ağır bir seçmeden ve sonrasında çok ağır bir eğitimden geçmeden birliğe katılamazlar. Bir özel kuvvet mensubu olmak için 6 ay komando kursu, 6 ay gayrinizami savaş kursu, 3.5 ay paraşüt kursu, 2 ay hayatı idame kursu, 6 ay sualtı, suüstü eğitim ve kayak kursu görürler. Bir özel kuvvet mensubunun devlete maliyeti 5 milyon TL’dir. Bu kurstan en yüksek derece ile mezun olanlar ABD’de veya dünyanın başka ileri gelen ülkelerinde Ranger veya diğer özel kuvvet eğitimlerine katılırlar. Silahları dünyanın en iyi silahlarıdır.
Özel kuvvet mensupları timler halinde örgütlenir. Her timde 13 subay ve astsubay vardır. Tim komutanı yüzbaşı veya üsteğmendir. Yardımcısı da subaydır. Timde 11 astsubay görev yapar. Hepsi mükemmel savaşçı olan bu astsubaylardan birisi muhabereci, birisi istihkamcı, birisi sıhhiyeci, birisi de haritacıdır. Böylece bir özel kuvvet timi, birbirini tamamlayan ve bir vücut gibi hareket eden insanlardan oluşur.
PKK’da bir uyarı vardır. Dağa yollanan PKK’lılara şöyle denir: “Karşında sürekli şarjör boşaltan birisi varsa o piyade askeridir. Karşında tek tek mermi atan birisi varsa o komandodur. Çok dikkat et. Karşı tarafta birisi var ve sana hiç ateş etmiyor ise bil ki, karşında bir Özel Kuvvet elemanı vardır. Ve bu öldüğün anlamına gelir.”
Türk Ordusu 1984’den buyana PKK terörizmi ile verdiği mücadelede Ocak 2009’a kadar 4241 subay, astsubay, erbaş ve erini şehit vermiştir. Bunların sadece 16 tanesi Özel Kuvvet mensubu subay ve astsubaylardır. Onlar en önde ve en uçta savaşırken öldürülen 29.639 teröristin önemli bir bölümünü etkisiz hale getirmişlerdir.
Özel Kuvvet mensupları, büyük bir mücadelenin insanları, büyük bir psikolojik savaş ile karşı karşıya iken, A. Öcalan’ı Kenya’dan getirenlerin komutanı olan eski efsane komutanlarından emekli Korgeneral Engin Alan tutuklanmış ve hapse atılmıştır. Bu noktada MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, emekli Korgeneral Engin Alan’ı Milliyetçi Hareket Partisi’ne davet ederek birlikte siyaset çağrısı yapmıştır. Bu davet büyük ve kahramanca bir mücadeleye şükran duygusunun ifadesidir. Devlet Bahçeli’nin Engin Alan’a uzanan dost eli, Türk Özel Kuvvetlerine ve Türk Ordusuna karşı sürdürülen psikolojik savaşa karşı kalkan bir yumruk gibi görünmektedir.