Türk Kadınının Analık Duyguları İstismar Ediliyor

Hükümet tarafından atanan ve “Akil İnsanlar” olarak  lanse edilen 63 kişi “Çözüm Süreci” diye adlandırılan  ihanet sürecini halka kabul ettirebilmek, halktan gelebilecek tepkileri yatıştırabilmek için gezilere başladılar. (Yazımın devamında bu 63 kişiyi “63’lükler”  diye adlandıracağım.)

63’lükler, yaptıklarının  ciddi, samimi, barışçıl bir şey olduğuna halkı inandırabilmek için  işe duygu istismarı ile başladılar. Her gittikleri yerde ilk söyledikleri,  “Biz, barış olsun, şehit cenazeleri olmasın, analar ağlamasın diye  yollara düştük.  Bütün çabamız bunun içindir.”   vb. sözler oluyor.

 63’lükler’in söyledikleri bu sözler kesinlikle samimi değil. Aksine, halkımızı, özellikleri anneleri kandırmaya yönelik söylenmiş sözler. Neden mi? İşte nedenleri:

1-63’lükler’in hemen hemen tamamı bugüne kadar herhangi bir şehit cenazesine katılmış veya oğlunun şehit olmasından dolayı herhangi bir şehit ailesini ziyaret etmiş değil. Bu 63’lükler, ne oldu da bugüne kadar hiç ilgilenmedikleri şehit cenazeleriyle, şehit aileleriyle ilgilenmeye başladılar? Ne olduğu malum. Hükümet’ten aldıkları talimat doğrultusunda halkımızı kandırabilmek için bu yalanı söylemeye başladılar.

2-Şehit cenazelerinin gelmesini, anaların  ağlamasını istemeyen kişilerin öncelikle teröre ve terör örgütüne şiddetle karşı olmaları gerekir. 63’lükler’den hiç birisi bugüne kadar terörü ve teröristleri kınayan açıklamalar yapmadı. Askerlerimizi, polislerimizi, kamu görevlilerimizi ve masum vatandaşlarımızı şehit eden terör örgütünü bir kere bile olsun kınamayan bu şahısların “şehit  cenazeleri olmasın, analar ağlamasın ” söyleminin samimi olmadığı böylece net olarak ortaya çıkıyor.

3-63’lükler’in en az yarısı, hatta yarıdan fazlası bugüne kadar yazdıkları yazılarda, yaptıkları açıklamalarda açık veya örtülü bir şekilde PKK’nın Kürtlerin hakları verilmediği, Devlet’in  Kürtlere inkar ve asimilasyon politikaları uyguladığı için ortaya çıktığını, bu sebeplerle silaha sarıldığını iddia ediyorlar.
 Yani, kısacası PKK’yı haklı görüyorlar. PKK’yı açık veya örtülü haklı gören bu insanların  “şehit  cenazeleri olmasın, analar ağlamasın ” söyleminin samimi olmayıp, tamamen sahte olduğu bu yönüyle de ortaya çıkmış oluyor.

4-63’lükler, konuşmalarında 30 yıldır ülkemizde bir savaş yaşandığını, artık barışı sağlamanın zamanının geldiğini söyleyerek çabalarının samimi olduğuna halkı inandırmak istiyorlar. Ancak, burada da samimi olmadıkları ortaya çıkıyor. Şöyle:

Bir kere savaş da barış da iki taraf arasında olur.  63’lükler, otuz yıldır Türklerle, Kürtler arasında bir savaş olduğunu ima ediyorlar. Bu kesinlikle yalan. Türkiye’nin her yerinde Türklerle, Kürtler komşuluk yaparak, aynı işyerinde çalışarak  barış içinde yaşıyorlar. Çatışma, Türklerle, Kürtler arasında değil, Devlet’le PKK arasında. Bu nedenle bu çatışmaya kesinlikle “savaş” denilemez.  Ortada bir savaş olmadığı için barış yapılması da söz konusu değildir. Bu nedenle de 63’lükler’in “şehit  cenazeleri olmasın, analar ağlamasın ” söyleminin sahte olduğu net olarak anlaşılıyor.

5-BDP’den yapılan açıklamalarda teröristbaşı ÖCALAN’ın Akil Adamlar Komisyonu’na bazı isimleri önerdiği, bunların tamamına yakınının listede yer aldığı belirtildi. Bu durumda şu net: “Akil İnsanlar” denilen 63’lükler’in  belki yarısı, belki  yarıdan fazlası PKK’nın adamı. PKK’nın adamı olan bu şahısların  “şehit  cenazeleri olmasın, analar ağlamasın ” söylemine inanılabilir mi? Kesinlikle “Hayır!”

6-63’lükler, gittikleri yerlerde “Terör nasıl önlenecek? PKK, neyin karşılığında silah bırakacak?
Apo’ya ve PKK’lılara af çıkarılacak mı?”
vb. sorularla karşılaşıyorlar. 63’lükler, bu sorulara cevap vermekten sürekli kaçınıyorlar.  Cevap vermek yerine yuvarlak cümlelerle konuşmayı, duygu sömürüsü yapmayı tercih ediyorlar. 63’lükler, söylemlerinde gerçekten samimi olsalardı sözde çözüm sürecinin içeriği, PKK’nın silah bırakması karşılığında hangi düzenlemelerin yapılacağı, Apo’ya ve PKK’lılara af çıkarılıp çıkarılmayacağı konularında net cevaplar vermeleri gerekirdi.

Yaptığım açıklamalarla 63’lüklerin “şehit  cenazeleri olmasın, analar ağlamasın.” söyleminin samimi olmayıp, “çözüm süreci” denilen, aslında ihanet süreci olan  aldatma operasyonuna halkımızı ikna etme amacına yönelik olduğunu anlatabildiğimi sanıyorum.  Ancak, halkımız bu sahtekarlığı yutmadı. Aksine, gerçek amacın ne olduğunun farkına vardı. Bunu, medyadan takip ettiğimiz kadarıyla  sözde akillere gösterilen tepkilerden anlıyoruz. Bu yeterli mi? Bence  yeterli değil. 63’lüklerin samimiyetsizliğini, sahtekarlığını tüm insanlarımıza, özellikle annelerimize duyuralım ki bir daha insan içine çıkamayacak hale gelsinler.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!