Günümüzde kripto para alım-satımı ile kullanımı yaygınlaşmakta ve buna karşılık olarak kripto paraların hukuk alanında nasıl tanımlanacağı, sözleşmeye, icra takibine ve vergilendirmeye konu olup olamayacağı tartışılmaktadır. Kripto paralar için sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada düzenlenmiş bir hukuki bir çerçeve bulunmuyor oluşu, bunların hukuki konumunun belirsiz olarak kalmasına yol açmaktadır. Her ne kadar kripto paralarla ilgili yasal bir düzenleme mevcut olmasa da, bu yazıda Türk Hukuku kapsamında kripto paranın bir sözleşmeye ya da icra takibine konu olup olmayacağı konusuna değinilecektir.
Kripto paranın, Türk Hukukundaki hukuki işlemlere konu edilip edilmeyeceğinin anlaşılabilmesi için bunların özelliklerine kısaca değinilmesi gerekmektedir. Kripto paralar, merkezi bir sisteme veya hiçbir ulusal para birimine bağlı olmayan, kişilerin isimlerini belirtmeden anonim olarak sahip olabildiği, fiziki varlığı bulunmayan, ancak birtakım şifrelerle oluşturulmuş dijital varlıklardır. Kripto paraların en bilineni Bitcoin’dir, ancak Bitcoin’den farklı olarak Ethereum, Tether gibi birçok kripto para bulunmaktadır.
Kripto paraların bir merkezi sisteme veya ulusal para birimine bağlı olmayışı ve bu varlıklarla ilgili herhangi bir hukuki düzenlenmenin bulunmaması, bu varlıklar üzerinde herhangi bir resmi kurumun gözetim ve denetim yetkisinin bulunmamasına ve bu bağlamda bu varlıklar için bir güvence tesis edilememesine neden olmaktadır. Güvencesiz olmasına karşın, Türk Hukukunda bunların alım satımı ve kullanılması yasaklanmış değildir. Nitekim, cezaların yalnızca kanunla öngörülebilmesinden dolayı, kripto para alım satımı veya kullanılması cezai sorumluluk doğurmamaktadır. Ancak, kripto paraların dolandırıcılık suçunda bir araç olarak veya kara para aklama maksadıyla kullanılması durumlarında, kişiler, dolandırıcılık veya suçtan kaynaklanan malvarlığı değerini aklama suçlarından cezalandırılabileceklerdir.
Kripto paraların bir diğer özelliği olan fiziki varlığının bulunmayışı ve yalnızca dijital varlık olmaları sebebiyle, hukuk düzenindeki tanımları yapılamamakta, bu sebeple de birtakım hukuki kurallara tabi tutulamamasına sebep olmamaktadır. Türk hukuku kapsamında, bu varlıklar eşya olarak nitelendirilmeyeceği gibi, para veya elektronik para olarak da değerlendirilememektedir:
-Bir şeyin, hukuk kuralları kapsamında eşya olarak değerlendirilebilmesi için, bu şeyin fiziki bir varlığa sahip olması gerekmektedir. Ancak, kripto paraların fiziki varlığı bulunmadığı için eşya olarak değerlendirilmeleri mümkün değildir.
– Kripto paranın, para niteliğinin de bulunmadığı açıktır. Nitekim Türk Ceza Kanunu’nun 198. Maddesi ile devlet tarafından ihraç edilip de hamiline yazılı bonolar, hisse senetleri, tahviller ve kuponların; yetkili kurumlar tarafından çıkarılmış olup da kanunen tedavül eden senetler, tahviller ile evrak ile milli ziynet altınlarının para hükmünde olabilecekleri açıkça belirtilmiştir.
– Bunun yanı sıra, kripto paranın merkezi bir sisteme bağlı olmayışı sebebiyle, elektronik para olarak da değerlendirilmesi mümkün değildir. Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemlerinin Faaliyetleri Hakkında Kanun uyarınca elektronik paranın tanımı yapılarak, bunların, elektronik para ihraç eden kuruluş tarafından kabul edilen fon karşılığı ihraç edilen, eletronik olarak saklanan, Kanunda tanımlanan ödeme işlemlerini gerçekleştirmek için kullanılan ve elektronik para ihraç eden kuruluş dışındaki gerçek ve tüzel kişiler tarafından da ödeme aracı olarak kabul edilen parasal değer olduğu belirtilmiştir. Buna paralel olarak, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun 2013/38 sayılı basın açıklamasında herhangi bir resmi ya da özel kuruluş tarafından ihraç edilmeyen ve karşılığı için güvence verilmeyen, bir sanal para birimi olarak bilinen Bitcoin’in, mevcut yapısı ve işleyişi itibarıyla kanun kapsamında elektronik para olarak değerlendiremeyeceğini açıkça belirtmiştir.
Her ne kadar bu varlıkların tanımı yapılmamış ve haklarında doğrudan düzenleme yapılmamış olsa da, bu varlıklar birtakım hukuki işlemlerde kullanılmaktadır. Bu durumda, yasalar ile getirilmiş genel hükümlerle geçici çözümler oluşturulabilecektir:
- Borçlar Hukukunda sözleşme serbestisi bulunmaktadır. Emredici hükümlere, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkansız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüz ise de kripto paranın sözleşmelere konu edilmesinde herhangi bir aykırılık olmayacağı için sözleşme serbestisi kapsamında, kripto paraların konu edinildiği sözleşme düzenlenmesi mümkündür. Özel düzenleme bulunmadığı için kripto parayı konu edinen sözleşmeler bakımından, Borçlar Hukuku’nun sözleşmeden doğan borçlara özgü düzenlenmiş genel hükümleri uygulama alanı bulacaktır. Bu hükümler uyarınca örneğin, sattığı bir mal karşılığı kripto para alacağı bulunan bir kişi, malı teslim etmesi ve fakat malın karşılığı kripto paranın ödenmemesi durumunda, temerrüt hükümlerinden faydalanabilecek, bu durumda kripto paranın kendisine ödenmesini ve gecikme tazminatının ödenmesini isteyebilecek veya sözleşmeden dönme hakkını kullanabilecektir.
- Kripto paraların icra takibine konu edinmesi de mümkündür, ancak bunların icra takibine konu edilebilmesi için bunların Türk Lirası karşılığının istenmesi yerinde olacaktır. Aksi halde, eşya ve para olarak nitelendirilemedikleri için sorun çıkabileceği gibi, sahiplerinin kripto paralar üzerinde tek başına yetkili olması, bunlar üzerinde devletin cebri icra(zorla alma/yerine getirme) yetkisi bulunmadığı için kripto para alacaklısının mağduriyeti doğacaktır.
- Kripto paraların miras yoluyla mirasçılara geçmesinin önü de açık niteliktedir, çünkü kripto paraların parasal bir değerinin olması sebebiyle, mal varlığı içerisinde değerlendirilmeleri gerekmektedir. Ancak, bu paralar, birtakım şifrelere sahip olduğu için, devredilebilmesi için bu şifrelerin de devredilecek kişiye verilmesi gerekmektedir. Aksi halde bunlar kayıp nitelikte olacaktır.
- Kripto paraların vergilendirilmesi ise henüz mümkün görünmemektedir. Nitekim, vergiler ancak kanunla öngörülebilirler ve kripto paraların vergilendirmeye tabi olacağına dair bir kanun hükmü bulunmaması sebebiyle bunlar üzerinden gelir vergisi veya katma değer vergisi alınması mümkün değildir.
Her ne kadar birtakım geçici çözümler ile çözülebilecek olsa da, kripto paranın alım-satımı ile özellikle ödeme aracı olarak kullanılmasının yaygınlaşması ve bu çerçevede ortaya çıkabilecek uyuşmazlıkların daha karışık hale gelebilecek olması sebebiyle kripto paralar bakımından hukuki düzenlemeler yapılması elzemdir. Bu konuda, birtakım düzenlemeler yapılacağı belirtiliyor ise de, dünya çapında herhangi bir düzenlemenin bulunmaması ve kripto paranın tanımının yapılmasında bir yeknesaklığın mevcut olmaması sebebiyle, yakın gelecekte kripto paranın hukuki bir düzenlemeye konu edilmesi pek mümkün gözükmemektedir.