Milli şuur eksikliğinden, ideolojik bilinçsizliğin içerisinde olan TÜRK gençliğini ne yazık ki tam anlamıyla kazanamıyoruz.
Türkçü propaganda ağının yetersizliği, Türkçü kişilerin kendi içerisinde birlik olamaması, birbirine karşı üstün gelme çabası sonuçlarında, ne yazık ki elimizin altından kayıp giden TÜRK gençliğinin ideoloji merkezine Türkçülüğü oturtmakta yetersiz kalıyoruz.
Manevi olarak Türk gençliğine benliğini hissettirerek, Milli şuur eksikliğinin önüne geçilip, farklı ideolojik arayışlara meyillenmelerinin önüne geçebiliriz.
Ötekileştirmek hat safhada, farklı fikir ve düşünceye tahammül yok gibi bir şey.
Bunları aşmamız gerekiyor ve bunları aşarken, tek yapmamız gereken ve uymamız gereken basit bir kural var.
Atsız atam der ki;
“TÜRKÇÜLER DAYANIŞMALI YAŞAMAYA MECBURDUR, DAYANIŞMA AZ KUVVETLE ÇOK İŞ GÖRMENİN TEK VE DEĞİŞMEZ ÇARESİDİR.”
Peki biz Türkçüler bunun ne kadar farkındayız?
Bireysel olarak büyük bir başarı yakalayamayacağımızın farkında ne zaman olacağız?
Bu farkındalığı birlikte yaratabiliriz, büyük başarıları birlikte kazanabiliriz.
Buradaki birlikte kavramı bizleri kendi içimizde birbirimize bağlı tutacak kavramdır.
Nedendir ki sürekli ayrışıyoruz, ayrıştırılıyoruz.
Yanlış bilene cahil demek yerine, doğruyu anlatalım, yüzlerce kişiye anlatıp sadece bir kişiye doğrumuzu kabullendirmek bile bizim için bir başarı olur.
Bizi ayrıştıran şey, partizanlık, din, kişisel menfaat ve çıkar olmasın.
Nasıl ki Doğu Türkistanda bulunan müslüman TÜRK soydaşlarımız kan kardeşimiz ise, Gagavuzyada bulunan hristiyan TÜRK soydaşlarımızda aynı şekilde kan kardeşimizdir.
Bu yüzdendir ki ruhsuz beden ceset değildir, biz bir bütünüz TÜRK adıyla bizleri birbirine bağlayan bir bütün.
Hangimiz ister evladının, kardeşinin, sevdiğinin komünist ellerde devlet düşmanlığı yapmasını ?
Hangi birimiz ister, değer verdiği kişiyi bizim için can alıp, can veren Askerimize, Polisimize karşı düşman olmasını ?
TÜRK gençliği bizim kardeşimiz, geleceğimizdir, geleceğimizi sokaklarda ön saflarda yüzünde peçesi, elinde kaldırım taşı ile değil, devlet kademelerinin ön saflarında yüreği Türkçülük ateşi ile yoğrulmuş bir şekilde görmek isteriz.