Türkiye içeride ve dışarıdan büyük tehditler altındadır. Irak’tan sonra Suriye’de de Türkiye’nin bütünlüğünü hedef alan terör örgütü ciddi mesafeler kat etmiştir. PKK ve PYD bir yandan yurt içinde diğer yandan Irak ve Suriye’den Türkiye’ye terör ihraç eder kapasiteye ulaşmıştır. Örgütün terör yapma kapasitesi giderek artmaktadır.
PKK terör örgütü ilk kez bu kadar açıktan ABD’nin ve AB’nin desteğini de satın almış durumdadır. Batı ülkeleri başta ABD olmak üzere örgüte daha da ağır silahlar verme konusunda resmi açıklamalar yapmaktadır.
Özellikle terör örgütü PKK mensuplarına yönelik olarak Almanya ve Belçika mahkemelerinin verdiği kararlar AB’nin PKK’yı terör örgütü listesinden çıkarılmasına için alt yapı ve kamuoyu hazırlığıdır.
AKP iktidarı konuyu uyumaya terk etmemeli ve olgunun üzerine çok yönlü olarak gitmelidir.
Türkiye’ye yönelik terör bir bütündür!
Türkiye’de meydana gelen terör olayları Suriye’de ve Irak’ta meydana gelen gelişmelerden soyutlanarak açıklanamaz. Özellikle TSK’nın Fırat Kalkanı harekâtıyla DAEŞ’i El Bab’da köşeye sıkıştırması, PYD’nin amaçladığı koridorun ortadan ikiye ayırması terörist mahfilleri harekete geçirmiştir.
Terör örgütleri Suriye’de TSK karşısında kaybettiği mevzileri Türkiye içinde gerçekleştirdikleri terörist eylemler kamufle etmeye çalışmaktadır.
El Bab’da TSK’nın karşısında tutunamayan, kentlerdeki hendek savaşını kaybeden, kırsalda eylem yeteneğini yitiren terör örgütü varlığını, kitlelerin içine sızdırabildiği patlayıcı araçlar ve canlı bombalarla ortaya koymaya çalışmaktadır.
Terör örgütleri gerçekleştirdikleri vahşi eylemlerle “biz bitmedik ve her an her yerde katliam yapabiliriz” mesajı vermektedir.
Çember giderek daralıyor!
Terörle mücadelede yerli İHA’ların devreye girmesi PKK’nın hareket alanını giderek daraltmıştır. Bunların üstüne bir de terörle mücadelede ciddi istihbarat sağlayacak Göktürk-1 uydusunun fırlatılmış olması PKK’yı iyice rahatsız etmiştir. Nitekim Kandil’deki terörist başlarının Göktürk-1 uydusunun fırlatılmasıyla ilgili yaşadıkları panik konuşmalara da yansımıştır.
Kandil’deki teröristler arasındaki konuşmada “Göktürk” uydusunun fırlatılmasının paniği şöyle yansımıştır: “İnsansız kanatlar (İHA) hepinizi kuş gibi avladı. Şimdi bir de o fırlatılan (Göktürk-1) çıktı. Hepimizi zor günler bekliyor”.
Diğer yandan son zamanlarda birçok canlı bomba, terörist, bombalı araç güvenlik güçleri tarafından ele geçirilerek etkisiz hale getirilmiştir. Terör örgütünün Kandil’deki cuntası kendileri için çemberin giderek daraldığının farkındalar.
Terör yönetimi can havliyle yaptıkları ve yapacakları eylemlerle hem Ankara’ya hem de Brüksel ve Washington’a mesaj vermeye çalışmaktadır.
Kandil’e ve Sincar’a bayrak dikilmelidir!
AKP iktidarı terörle mücadele özürlüdür. Müzakere, çözüm, İmralı, Oslo, Dolmabahçe derken terör örgütlerini ciddi biçimde umutlandırmıştır. Çözüm sürecinde ciddi biçimde ikmal yapan ve serbest dolaşım imkânı elde eden PKK neredeyse Türkiye’yi güneyden kuşatacak kadar ileri gitmişti. Çok geç kalmakla birlikte Fırat Kalkanı harekâtı PKK’nın önünü kesti.
Gelinen aşamada PKK, Sincar ve Kandil’deki varlığını giderek güçlendirmeye çalışmaktadır.
IRAK yönetimi, PKK’nın Yezidiler için kurduğu YBŞ isimli örgüte 2017 yılında 8 bin piyade silahı, 400 orta ölçekli silah ve 22 milyon dolarlık bütçe ayırdığı haberleri geliyor.
Irak hükümeti, ülkede terör listesinde yer alan PKK’ya resmiyet kazandırdı. PKK’lı olan ‘Şengal Direniş Birlikleri’ (YBŞ) Haşdi Şabi statüsünde Irak merkezi yönetiminden maaş ve askeri lojistik desteği alacak.
PKK’lı teröristleri, Kandil ve Sincar’dan temizlemek terörle mücadelenin olmazsa olmazdır. Maliyeti ne olursa olsun Ankara ve İstanbul’daki canlı bombaları yok edebilmek için onları oraya gönderen Kandil ağalarının saltanatına son vermek gerekir. AKP iktidarı Kandil ve Sincar’a bayrak dikecek bir operasyon talimatını zaman geçirmeden vermelidir. Yarın geç olabilir!
