Yağcıoğulları’nı bilir misiniz?
Tokatlı bir ailedir, Yağcıoğulları. Bu aileye 1832’de bir erkek evlat daha katılır.
Bu evlat öyle hayırlı bir evlattır ki; Kırım’da, Cebeli Lübnan dağlarında, Girit’te, Yemen’de, Rumeli’de tanımayan yoktur onu. Efsanevi bir Paşa’dır o.
Bugünün gençlerine sorsanız hiçbirinin bileceğini sanmıyorum!
Olur ya o gün tarih dersi vardır, olur ya dedik bir kere, o gün bir de tarih öğretmeni 1877-1878 Osmanlı – Rus Savaşından,93 Harbi’nden, bahsetmişse, bilse bilse o gençler bilir bu hayırlı evladı.
Bana sorarsanız beş yaşından bu yana dilimden düşürmem Paşamın adını.
Babamın bir âdeti vardır; çocuklarla karşılaştığı ilk anda, bu hangi çocuk olursa olsun değişmez, öğreteceği şeyler bellidir:
· Birincisi, Bozkurt İşareti yapmayı öğretmek,
· İkincisi, marşlarımızı öğretmek.
Benim de ilk öğrendiğim şeylerdi bunlar. Marşlarımızdan da bir marş vardı ki sürekli Paşa ismi geçerdi:
“Tuna nehri akmam diyor
Etrafımı yıkmam diyor
Şanı büyük Osman Paşa
Plevne’den çıkmam diyor…”
Daha sonra tarihimi, şerefimi öğrenirken anladım ki benim marşımda geçen Paşa, efsanevi bir Kahramanmış.
Tuna Nehri de boşuna akmam demiyormuş.
Aldım elime haritayı,
Buldum Tuna’yı.
Baktım ki bu Tuna Üç tane Hilal çizerek geliyor Karadeniz’e.
Tuna kıyılarında öyle bir yeri keşfettim ki, tam düğüm nokta. Adına Plevne demişler. İşte burada benim Paşam öyle bir destan yazmış ki 145 gün Rus Çarının büyük kuşatmasını yarmış geçmiş:
“Plevne’den çıkmam” demiş.
Tamı tamamına 137 yıl evvel, bu gün demiş Paşam bu sözü.
“Düşman Tuna’yı atladı
Karakolları yokladı
Osman Paşa’nın kolunda
Beş bin top birden patladı…”
Bu gün Tuna kıyılarından hala top sesleri geliyor.
“ALLAH ALLAH” nidaları Allahuekber dağlarında yankılanıyor.
Şanı büyük Osman Paşa saygıyla, sevgiyle, rahmetle ve minnetle anılıyor.
“Kılıcımı vurdum taşa
Taş yarıldı baştanbaşa
Şanı Büyük Osman Paşa
Askerinle binler yaşa.”
SAYGILAR…