“Mavi Vatan” doktrinin mimarı, Eski Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Tümamiral Cihat Yaycı’dan, Doğu Akdeniz, sismik gemilerin Akdeniz’den çekilmesi ve Türkiyedeki Politikacıların Doğu Akdeniz’ e bakışıyla ilgili görüşlerini aldık. Konunun özeti şuydu; Ekmediğiniz Tarla, Kullanmadığınız Toprak Sizin Değildir!
Petrol sondajı yapılmasını bekliyorduk ama olmadı dediniz bunun sebebi nedir Neden olmadı?
Sismik araştırma ve sondaj gemilerinin Doğu Akdeniz’de Mavi Vatan Doktrini’nin öngördüğü alandan çekilmesini değerlendiren Yaycı, “22 Aralık 2020’den itibaren Doğu Akdeniz’de ön gördüğümüz alandaki faaliyetler yapılmıyor. Bunda tabii devlet, diplomatik açıdan el güçlendiriyor olabilir. Yunanistan’la birtakım müzakereler yapılıyor. AB ve ABD baskısı var. Ekmediğiniz tarla, kullanmadığınız toprak sizin değildir. Onun içinde özellikle kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgede o hakları kullanırsanız sizin olduğunu gösterirsiniz. İşte gemilerimizin Karadeniz’e çekilmesi. Bir tek sismik araştırma gemimiz Oruç Reis kaldı. O gemide kendi karasularımız içerisinde faaliyet gösteriyor. Çok acıdır ve bunun içinde navtex yayınlanmıştır. Faaliyet gösterilmiyor olmasını büyük bir endişe ve üzüntü ile karşılıyorum. Yunanistan’la müzakere ediliyor diye bu gemiler sahadan çekilmişse ve Yunan-Rum ikilisinin bize reva gördüğü alanı gösterir harita olan Seville’ye göre çekilmişse bu çok ciddi bir talihsizlik, çok ciddi bir üzüntü kaynağıdır.” ifadelerini kullandı.
Doğu Akdeniz’deki güç odakları başka kimler var ? Türkiye bu Petrol çıkarmasını yani bilmeyen okurlarımız için de soruyorum stratejik açıdan nasıl fayda sağlayacaktı?
şimdi ne gibi bizde zorlukları, sorunlarımız olacak ?
Doğu Akdeniz’de en az 500 yıllık Türkiye’nin doğalgaz ihtiyacını karşılayabilecek gaz hidrat yatakları bulunduğu ve bu alanların Mavi Vatan Doktrini kapsamında Türk deniz yetki alanları içerisinde bulunduğunu ifade eden Yaycı, sismik araştırma ve sondaj gemilerini geri çekerek Türkiye’yi Antalya Körfezi’ne sıkıştıranlara büyük tepki gösterdi. Yaycı, “Ben burada bir şey bulamadım ve o yüzden gemileri çektim diyen bir yetkili varsa, bu kesinlikle doğru değil. Bir kere Türkiye’nin en az 500 yıllık doğalgaz ihtiyacını karşılayacak gaz hidrat yatakları bu bölgede var. Enerji sorununu çözmüş bir Türkiye, büyük bir Türkiye olacaktır. Güçlü bir devlet olacaktır. Bu enerji sorunu çözmenin önüne geçmek isteyen elbette yanımızda dost görünümlü hasım olan Yunanistan vardır. Yunanistan’ın arkasında da tarih boyunca onu piyon olarak kullanmış birtakım devletler var. Yunanistan, Osmanlı Devleti’ne karşı Fransa, İngiltere ve Rusya tarafından kurulmuş bir devlettir. Bugün Yunanistan yine arkasına bu devletleri almıştır ya da daha doğrusu bu devletler de aslında Yunanistan’ı öne sürmektedir. Amaç Türkiye’nin büyük devlet olmasını engellemektir.”
Aslında Oruç Reis gemimiz için kendi kıta sahanlığımızda kalacak. Kendi kendinize bu koyduğumuz bu sınırı siz doğru buluyor musunuz ?
Yunan ve Rum ikilisinin Türkiye’ye reva gördüğü alanda yani Seville haritası ile birebir örtüşen BİLİM II gemisinin skandal navtex ilanına da değinen Yaycı, bu navtex’in korkunç bir hata olduğunu belirtti. Yaycı, “Bu navtex korkunç bir hatadır. Bu resmen ‘ben boyun eğdim ve boyun eğdiğimin göstergesi olarak da size bir navtex yayınlıyorum. Bakın bu gemi Seville haritasında belirtilen alanda kalacaktır. Hem körfezde hem karasularında’ Yani akıllara ziyan bir uygulama yapılmıştır. Hiç yayınlamasaydık biz bunu çok daha iyiydi. Bazı şeyleri yapmamak, bazı şeyleri yapmaktan çok daha iyidir. Böyle bir öngörüsüz harekette bulunan, böyle bir öngörüsüz yaklaşımla navtex yayınlattıran, navtex yayınlanmasını isteyen, gemiyi buraya çekenler, çektikten sonra bu navtex’i yayınlayanlar… Bunların ben neye hizmet ettiklerini anlamış değilim!” değerlendirmesinde bulundu.
Peki iç politikadaki gerginlikler sürerken Yunanistan’da bir taraftan Türkiye’yi Doğu Akdeniz’den çıkardık propagandası yapıyor bu propagandaya Türkiye neden cevap vermiyor sizce ?
Mavi Vatanı iç siyaset malzemesi haline getirmeye çalışanları da unutmayan Yaycı, Mavi Vatan’ın bir iktidar ya da muhalefet meselesi olmadığını, Mavi Vatan’ın milli bir mesele olduğunu vurguladı. Bu milli meseleye tüm Türk halkının sahip çıkması gerektiğini belirten Yaycı, “Milli meselelerde dış politikada milli hedefler vardır. Yani bu meseleler iç siyasete alet edilmez. Bu milli hedeflere her görüşten parti iktidara geldiğinde nasıl yürüneceği konusunda farklı yöntemler uygular. Çünkü aslolan milli hedetir ve değilmez. Milli hedefe ulaşmada sadece yöntemler değişebilir siyasi görüşlerde. O nedenle ben iktidarında muhalefetinde birlikte hareket etmesi gerektiğini, bu konuya sahip çıkması gerektiğini söylüyorum.”
Türkiye’de iktidar ve muhalefet ayırt etmeksizin tüm siyasal yapıların Doğu Akdeniz’in
önemini anladığını kavradığı düşünüyor musunuz yoksa iktidarın Sadece belli bir
kesimin hassasiyetlerine göre bu konuyu kullandığımı düşünüyorsunuz?
Yaycı, iktidarın da muhalefetin de birlikte hareket etmesi gerektiğini bu konuya sahip çıkması gerektiğini söylüyorum eğer siz iktidarda bulunan siyasi parti ve da ya da şahıs her kimse onu siz milli hedeflere ulaşma konusunda desteklemezseniz olmaz. Siz pahalılıktan Konuşun ucuzluktan konuşun işte Efendim yol yapımından konuşun şunun yapımından bunun yapımından sağlık sisteminden bunlar Siyasette tartışılacak konular diye konuştu.
Ama milli hedefi tartışma konusu yapmayacaksınız mavivatan konusu yani
Türkiye’nin deniz yetki alanları konusu Türkiye’nin deniz yetki alanları konusunda Deniz yetki Alanına nasıl sahip çıkacağı konusunda tartışma yapabilirsiniz ama sahip çıkılıp çıkılmaması konusunda yapamazsınız. Bugün bazı siyasiler görüyorum ki Deniz yetki alanlarımızı tartışma konusu yapıyor bu olacak iş değil .Biz Yunanistan’ın devlet tutumundan ders almalıyız adamlar diyor ki biz değil Bizden öncekiler de bizden sonra gelecek olan hükümetler de bu konuları tartışmaz diyorlar. Türkiye Yunanistan kadar ciddi bir devlet değil midir ? Bizim siyasetçilerimiz Niye bu işleri iç siyaset malzemesi yapıyorlar?
Peki sondaj için araştırmayla devam ediyoruz Sahada aktif bir çalışan bir Türk devleti var peki diploması alanında yeterli birikime sahip kadro eksikliği olduğunu düşünüyor musunuz?
Proaktif olmak Libya Antlaşması ile olmuştur. Libya Antlaşması’na kadar Türkiye hep reaktif olmuştur ama sonra cumhurbaşkanının iradesi ile yapılmış anlaşmadan sonra tekrar reaktif pozyona düşmüştür. aradan bir yıl geçti bir yıl proaktif olduk bir yıl sonra gene kabuğumuza çekildik .Olmaz . Haritaya doğru bakamayan bürokratlar diplomatlar ve akademisyenler yüzünden Türkiye 20 yıl kaybetti Sadece karşılıklı kıyımız var değil böyle saçma sapan
koordinatlar verenlerle Libya İsrail Filistin Suriye Lübnan karşılıklı kıyımız olduğunu görmeyenler nedeniyle Türkiye büyük problemlere karşı oldu Türkiye İsrail’le
Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum yönetiminde önce teklif etmiş olsaydı Gel seninle anlaşma yapalım deseydi İsrail bizimle anlaşma yapmaz mı yapardı. Neden Çünkü şu andaki ne göre iki katı Deniz alanı kazanacaktı. İsrail’i i Rumlar kaldırdı Bizimkiler de zaten bu işleri hiç bilmedikleri için Bizimkiler de bu teklifi götürmediler için bütün her şey bozuldu eğer Güney Kıbrıs Rum yönetiminden 2010’dan önce Biz İsrail’e bu anlaşmayı götürmüş olsaydık ve anlaşma imzalanmış olsaydı bugün Doğu Akdeniz problemimiz olmazdı. Onun için bizim yetişmiş ne deniz hukukçumuz ne haritacımız ne deniz siyasetçimiz var Onun için bizim Bu üçünü bir arada bulunduran diplomatlara, akademisyenlere ihtiyacımız var ve Bizim Deniz hukuku bilecek kamu hukuku altındaki deniz haritacılığını bilecek deniz stratejisi politikalarını bilecek. Onun için biz Türk Denizcilik ve global stratejiler merkezinde Deniz stratejileri ve politikaları ve görülecek gençler yetiştirmeye çalışıyoruz.
Geçtiğimiz günlerde Güney Kıbrıs’a ait bir gemi karasularını ihlal etti ve bununla ilgili gerekli uyarı da yapıldı Siz yakın dönemde Doğu Akdeniz havzasında bir gerilim veya Savaş riski görüyor musunuz?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti olası bir savaş durumunda nasıl karasından çekilmeyecekse denizlerinden de çekilmemesi gerektiğini ifade eden Yaycı, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti kendi kara ülkesinde savaş çıkmasın diye kara ülkesinden çekilir mi? Yani savaş çıkmasın, Ermenistan’ın Ağrı’da gözü var, ben ağrıdan çekiliyorum diyebilir mi? Yunanistan’ın İzmir’de gözü var, İzmir’i istiyor, savaş çıkar, savaş çıkarsa ben İzmir’den çekileyim diyebilir mi? Diyemez! İşte bu felsefeyi, bu mantığı denizler için de oluşturmak lazımdır. Denizden de çekilmemek lazımdır! Savaş çıkarsa çıksın. Sen toprağını verir misin? Denizde bir toprak. Altı toprak zaten.” ifadelerini kullandı.