“Ülkelerin coğrafi konumunun ona kazandırdığı özellikleri bulunmaktadır. Türk toplumu tarihten bu güne dünya milletleri içinde yerini almıştır. Ve kendine özgü bir dünya görüşü olmuştur. Bu görüştür ki, yıllar yılı, Türk toplumunu millet olarak yaşatmış, cihana hâkim kılmış ve bu güne kadar da millet olarak gelişmesini temin etmiştir.
Bilinmektedir ki, tarih bilinciyle davranılan yaklaşımlar milletlerarası hesaplara çözüm bulmakta da önemli yere sahiptir. Hocalı Katliamı da bunlardan birisidir. Bu gün Hocalıyı, bir başka gün başka bir yerdeki Türkmenlerin katliamını unutmak tarihe haksızlıktır ve insanlığa zulümdür.
Hocalı vahşetini görmek gerekmektedir. Unutmak insan hali olduğundan 25 Şubat’ ta gece Ermeni Haydutlarından kaçan yaşlı, kadın ve Çocuk ile savunmasız 613 insan, Ermeni çetelerince Ormanda katledilmesini TÜRKAV olarak, Dünya kamuoyunda, insanlık tarihinde ve hafızasında Milletlerarası hesabı olanlara hatırlatmaktayız. Çünkü Hocalı katliamının yıl dönümünde 25 Şubat’ta insanlık tarihine düşen kara bir lakenin dünya kamuoyunun gündeminde yer almasını önemli görerek alçaklıklarını görmek gerekmektedir.
Sovyetlerin çöküşünün yaklaştığını gören hâkim güçler, bölgede Ermenilerin gücünü artırmak için kışkırtılmış Ermeni haydutlarının baskısı ile gözetim altında Ermenistan’da yaşayan 200 bin Türk’ü göçe zorlamıştır. Bununla yetinmeyip Azerbaycan’ın toprağı olan Hocalı kasabasının da içinde bulunduğu Dağlık Karabağ’da da Ermenileri silahlandırmıştır. Köyler yakılarak insanlar katledilmiştir. Bu haydutlara verilen emirle vahşetlerini sağlayan iki kişiden biriside Ermenistan Devlet Başkanı SARKİSYON, Hocalı Vahşetinin sorumluları olması iddiasına Dünya kamuoyunda cevap vermezken Türk dünyasına kopuntu ile gündem oluşturmaya devam etmektedir.
TÜRKAV olarak şiddetle ve nefretle kınamaktayız.
Üye sayısı değişse de bayrağındaki yıldız sayısı değişmeyen Avrupa Birliği yönetiminin Dünyanın önündeki katliamlara, sürgünlere ve insanlık dışı uygulamalara tabi olan insanlara karşı çifte standart yaklaşımını anlamak mümkün olabilmektedir.
Dünya insan hakları savunucularının meşgul oldukları kısır döngüler Hocalı’da da olduğu gibi, çifte standart anlayış ve yaklaşımları Türk dünyasının haksızlıklarına çözüm olmayacaktır. 21 yüzyılın en büyük gücü olan Türk Birliğini görmemek için, Türkiye’yi etkin kılmamak adına çifte standart içinde olan Dünyanın çabaları bir anlam ifade etmeyecektir. Bu coğrafyada Avrupa’nın, ABD’nin haksızlıklarını ortadan kaldıracak, adil ve eşit en önemli güç Türkiye’dir. Ancak, Etkin ve dengeleyici varlığından yoksun bırakılmak istenilmektedir.
Hocalı’yı unutturmak isteyenler bu vahşetin altında dünya var oldukça kalacaklardır.
