Son zamanlarda meydana gelen cinayet, intihar, boşanma, kadına şiddet, taciz ve hayvana işkence gibi suçlarda patlama yaşanıyor. Sudan bahaneler, saçma nedenler insanların içinde yeşerttiği kötülük canavarının dışa vurmasına neden oluyor. Aile içi şiddet, cinayet ve kötü muamele konusunda yaşananlar ise toplumsal cinnet boyutuna ulaşmış durumdadır.
Toplumsal sağlığın ailenin sağlığından geçtiği hep söylenir. Toplumsal yabancılaşma ve yozlaşma doğrudan ailedeki bozulmayla ilişkilidir. Son zamanlarda haberlere konu olan olguların türünde, niteliğinde ve sayasındaki artış ailenin alarma verdiğini gösterir niteliktedir.
Birbiri arkasından medyaya düşen aşağıdaki cinayetler sıradan ve rastlantısal olarak görülemez. Yaşananlar bütün sınırların aşıldığı, bütün değerlerin işlevsizleştiğini ortaya koymaktadır. İnsanların hiçbir şeye karşı sigortalı olmadığını aile içinde işlenen bu cinayetler göstermektedir.
Bir çocuk ailesini katlediyor:
Ordu’da 14 yaşındaki bir çocuk fındık bahçesine gitme meselesi yüzünden tartıştığı ailesine, polis babasının tabancası ile kurşun yağdırıyor. Anne, anneanne ve ağabey hayatını kaybederken, baba ise ağır yaralanıyor. Katil çocuk ‘annesinin kendisine kötü davrandığını, uzun süredir de ailesi tarafından psikolojik baskıya uğradığını ve bunun içinde kin biriktirmesine neden olduğunu’ söyleyerek kendisin savunuyor.
Baba evlatlarını katlediyor:
Trabzon’un Of ilçesinde bir imam 12 yıllık eşini darp etmesi sonucu mahkemeden uzaklaştırma cezası alıyor. Darp edilen kadın çocuklarını da yanına alarak evi terk ediyor. Uzaklaştırma cezası tamamlanınca imam eşinden 3 kızını teslim alarak evinden 1 kilometre uzakta dere kenarındaki ıssız bir yere götürüyor. Orada kendi çocuklarının kafasına birer el ateş ederek üçünü de öldürüyor.
Evlat annesini katlediyor:
İstanbul’un Küçükçekmece’de Acil Tıp teknisyeni bir evlat 67 yaşındaki annesiyle tartışıyor. Bunun üzerine anne, polise ve savcılığa giderek şikâyette bulunuyor. Annenin şikâyeti üzerine kızı hakkında evden uzaklaştırma kararı veriliyor. Hakkında uzaklaştırma kararı bulunan Acil Tıp teknisyeni kız evlat kendisine para vermeyen annesini satırla kafasını keserek öldürüyor.
Bu cinayetlerin aile içinde yaşanmış olması ve sudan nedenler yüzünden gerçekleşmiş olması düşündürücüdür.
Bir adam bir köpeği haşlıyor:
Adı lazım değil bir şahıs Adana’da bir sitede güvenlik görevlisi olarak çalışmaktadır. Kendisiyle ve göreviyle hiç ilgisi olmayan bir köpeği ocakta kaynattığı suyla haşlıyor. Hayvan haşlandığı sırada apartmanın yanında uyumaktadır.
İstisnai olarak dahi yaşanması düşünülmeyecek bu tür olgular günü birlik vakalar olarak insanların önüne çıkıyor. Hiç olmayacak sanılan şeyler oluyor, yaşanması akıldan dahi geçmeyecek şeyler başa geliyor. Yaşananlar birey ve toplum sağlığının ne denli bozulduğunu göstermektedir.
Özellikleri dolaysıyla yukarıda ifade edilen cinayet ve kötü muameleler istisnai ya da rastlantısal değildir. Bu tür cinayet, taciz ve tecavüz olayları sosyal hastalık seviyesindedir. Bu yönü itibarıyla irdelenmeye muhtaçtır.
Yaşananlardan yola çıkararak bu tür cinayetleri üreten sosyal, kültürel, teknolojik şartları aşağıdaki gibi ifade edebiliriz.
- Televizyon, internet, bilgisayar, cep telefonu, Whatsapp, Facebook derken aile, insanlık, ahlak ve inanç sistemi daha önce emsali görülmemiş bir sarsıntı altına girmiştir.
- Alkol, içki, tütün, uyuşturucu, keyif verici madde kullanımı yaygınlaşınca sağlık, huzur ve akıl göç etmiştir.
- Sanal, algı, yanılgı derken insanlar tavır belirlemede zorluk çeker hale gelmiştir. Manipülasyon, spekülasyon, ajitasyon derken de gerçeklik kaybolmuştur.
- Mobese, dron, böcek, cips, kaset çıkınca mahrem göç etmiştir.
Sonuçta normsuzluk, ilkesizlik, yabancılaşma ve inançsızlık insanlardaki bütün sınırları yıkmıştır. Çürüme, çözülme, çökme ve bozulma tolerans sınırlarının aşmıştır. Kurum ve yapılar geleneksel işlevlerini yitirmiştir. Özellikle aile konusunda yeni tedbirler düşünmenin tam zamanıdır.