2009 yılında Asfuroğlu Ailesi tarafından temelleri atılan The Museum Hotel Antakya, 10 yıl süren kazı, restorasyon ve inşa çalışmasının ardından misafirlerini ağırlamaya başladı. Otelin mimari tasarımı ise uluslararası arenada başarılı projelerle adını duyuran Emre Arolat tarafından yapıldı.
Dünyanın en büyük tek parça taban mozaiği de dahil olmak üzere 30 bine yakın arkeolojik eserin bulunduğu otelde, müze ve kazı alanı, dağ, St. Pierre Kilisesi ve şehir manzaralarına hâkim standart, süit ve kral dairesi seçenekleri bulunan 200 oda bulunuyor. Ayrıca ayrı bir girişi ve toplantı odaları olan Nas Konut, otelden daha izole bir tatil geçirmek isteyen konuklar tarafından tercih edilebiliyor.
Otelin farklı konseptlerde beş mekanı bulunuyor. Misafirler, Antakya Mutfağı’nın yöresel lezzetleri için Ayan Meyan’ı, after partiler ya da özel davetler için Sixty Six’i, zengin bir açık büfe kahvaltı ve akşam yemeği için Sefahat’i, dünya mutfağından lezzetler için Birdy’yi, yaz aylarında hizmet veren ve manzarası ile büyüleyen Seyri Alem’i tercih edebilirler. The Museum Hotel Antakya, farklı büyüklükteki toplantı odalarına, düğün ve davetler için büyük bir balo salonuna ve tam donanımlı bir spa ve fitness merkezine de sahip.
“Beş kültür katmanında 13 farklı medeniyet”
The Museum Hotel Antakya’nın içerisinde Helenistik Dönem’den başlayarak İslami Dönem’e uzanan beş kültür katmanı ve 13 farklı medeniyete ait eserler bulunuyor. The Museum Hotel Antakya’da yerinde görülebilecek eserler arasında, M. S. 4. yüzyıla tarihlenen “Dünyanın en büyük tek parça taban mozaiği”, bir Roma hamam yapısı, M. S. 2. yüzyıla tarihlenen Pegasus mozaiği, Roma döneminden kalma bir cadde ve Helenistik Dönem’e ait bir duvar yapısı bulunuyor.
The Museum Hotel Antakya, otel dışından gelebilecek misafirlerin bu kıymetli hazineleri görebilmesi için otelden bağımsız bir girişe sahip olan Necmi Asfuroğlu Arkeoloji Müzesi’ni de hayata geçirdi ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devretti.