AKP yandaşı bazı kesimler, özellikle son yıllardaterör konusunda “Kürt Sorunu”nun silahlaçözülemeyeceği anlaşıldı. Bu sorun, ancak demokratikleşme adımları ile KürtHalkı’nın talepleri karşılanarak çözülebilir. Herkes, elini taşın altınakoysun. Bu sorunun çözülsün. Artık, gencecik çocuklar ölmesin, analarağlamasın…” vb gerekçelerle PKK’nın taleplerinin karşılanmasını propagandaediyorlar. Son günlerde bu koroya CHP Genel Başkanı Kemal KILIÇDAROĞLU dakatıldı. Hatırlanacağı üzere sözde Kürt Sorunu’nun çözümü konusunda BaşbakanERDOĞAN’dan randevu istedi. Yaptıkları görüşmeden sonra yukarıda belirttiğimizzırvaları O da tekrarladı.
Bu tür talepleri 1990’lı yıllarda AB’den işitiyorduk.O zamanlar AB yetkilileri, “Kürt Sorunuancak siyasi olarak çözülebilir. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti PKK ile masayaotursun. Siyasi olarak bu sorunu çözsün.” diye Türkiye’ye telkindebulunuyorlardı. Bu söylemi, yukarıda açıkladığımız biçimiyle 2000’li yıllardaözellikle 2007 yılından sonra içimizdeki sözde aydın, akademisyen, gazeteci,liberal vb. kişilerden sıkça duyar olduk. 2009 yılında AKP buna sahip çıktı.Adına “Kürt Açılımı” diyerek PKK’nıntaleplerini karşılamaya yönelik bir program uygulamaya başladı. Haburrezaletinin halktan yoğun tepki görmesiyle frene basıldı. Daha sonra bu yöndekiçalışmalara gizli gizli devam edildiği sonradan açığa çıktı.
Yukarıda belirttiğimiz gizli çalışmalardan en önemlisiNorveç’in başkenti Oslo’da PKK ile yapılan pazarlıklardır. AB’nin talep ettiğiüzere Başbakan ERDOĞAN’ın talimatıyla MİT, PKK ile masaya oturmuş, müzakereleryapmıştır. Ancak, terör gene sona erdirilememiştir. PKK ile pazarlık yapılarak,PKK’nın taleplerinin bir kısmını karşılayarak terörün sona erdirilmesi mümkündeğildir. Çünkü, PKK’nın istediği nihai olarak Bağımsız Kürdistan’dır. PKK,Bağımsız Kürdistan hedefine varıncaya kadar terör eylemlerine devam edecektir.
PKK ile hiçbir müzakere-pazarlık yapmadan terörünkesin olarak bitirilmesi mümkündür. Bunun için dahi olmaya gerek yoktur. Bukonuda özellikle Atatürk döneminde çıkan Kürt İsyanlarının çok kısa süredebastırılmış olması, gene 2000-2001 yıllarında terörün sıfır noktasına gelmişolması terörün kesin olarak bitirilebileceği iddiamıza haklılıkkazandırmaktadır.
Evet, iddiamı tekrarlıyorum. PKK terörü en çok bir yılgibi bir süre içinde kesin olarak sona erdirilebilir. Bu konuda yapılmasıgereken çalışmaları şöyle açıklayabiliriz:
1-Öncelikle PKK terör örgütü askeri yöntemlerkullanılarak dağıtılmalıdır. Bu konuda yapılacak en öncelikli iş ABD ileanlaşarak veya ABD’ye rağmen Kuzey Irak’a baskın biçiminde bir askeri harekatyapılmak suretiyle PKK ininde vurulmalıdır. Askeri harekat, hava harekatıdesteğinde çok geniş kapsamlı bir kara harekatı biçiminde yapılmalıdır. KandilDağı dahil olmak üzere PKK’nın tüm kampları yerle bir edilmelidir. Türk Ordusu,kesin ve nihai sonucu alıncaya kadar Kuzey Irak’tan çıkmamalıdır. Terörörgütünün özellikle lider kadrosu yakalanarak yurda getirilmeli hızlayargılanarak en ağır cezalara çarptırılmalıdır. Bu mümkündür. Hiç kimse, “ABD, buna izin vermez.” diyerekkıvırtma yoluna gitmesin. Türkiye, dik durduğu müddetçe ABD, Türkiye’ningüvenliğinin ihlal edilmesine sessiz kalamaz. Türkiye’nin PKK’yı bitirmek içinKuzey Irak’a askeri harekat yapması uluslararası hukuktan doğan en temelhakkıdır. Hiç kimse bu hakkın kullanılmasını engelleyemez. ABD, sonuna kadarhaklı olduğu bu konuda Türkiye ile savaşmayı göze alamaz. Çünkü, ABD, şunu iyibilir ki, Türkiye ile çatışmanın vereceği zarar PKK’yı korumakla elde edeceğiyarardan çok çok daha fazladır. Bunun için Hükümetin cesur davranarak bunuABD’ye anlatması, ABD yanaşmadığı takdirde tek başına Kuzey Irak’a askeriharekat yaparak PKK’yı dağıtması zorunludur. Bu yapıldıktan sonra Türkiye,sınırın Irak tarafında bir güvenlik kuşağı oluşturup askeri birlikleriyleburasını kontrol altında tutmalıdır. Suriye’den bir tehdit söz konusu olmadığıhalde Suriye sınırları içinde böyle bir güvenlik kuşağı oluşturulmasıdüşünülürken aynı şeyin Kuzey Irak için düşünülmemesi akla uygun bir işdeğildir.
2-Yurt içinde de özellikle anti terör timlerikullanılmak suretiyle PKK militanları etkisiz hale getirilerek adalete teslimedilmelidir. PKK ile mücadelede düzenli ordu ile savaşmak üzere eğitilmişaskeri birliklerin kullanılması en büyük yanlıştır. Başka bir yanlış da sınırdakarakol yapılanmasının devam ettirilmesidir. Karakollar PKK için çok kolayhedeflerdir. Karakolların bırakın teröre karşı mücadele etmeyi, kendilerinikoruma yetenekleri dahi yoktur. PKK, gerilla yöntemleri kullanmaktadır. Budurumda PKK’ya karşı aynı yöntemleri kullanan kontr gerilla güçleri ilemücadele edilmesi gerektiği gün gibi açıktır.
3-Doğu ve Güneydoğu’daki yerel yönetimler, özelliklebelediyeler mutlaka PKK kontrolünden çıkarılmalıdır. Çünkü, bu bölgelerdekibelediyeler PKK’ya çok önemli ölçüde lojistik destek sağlamaktadırlar. Budestek kesilmeden terörün önlenmesi söz konusu olmaz. Bunun başarılması içinDoğu ve Güneydoğu Bölgelerinde sıkıyönetim ilan edilmelidir. Sıkıyönetim ilanıhalinde sivillerin elindeki pek çok yetki askeri makamlar tarafındankullanılacaktır. Sivillerin kullanmaya cesaret edemediği yetkileri askerimakamların çekinmeden kullanabileceklerini düşünüyorum. Ancak, burada olmazsaolmaz bir şart Hükümetin askerin arkasında durmasıdır. Bu yapılmazsa askerin debu yetkileri kullanması söz konusu olamaz.
4-Kuzey Irak Kürt Yönetimi, PKK’nın beslenip barınmasıiçin her türlü kolaylığı sağlamaktadır. Başka bir deyişle Kuzey Irak, halenterör için çok uygun bir bataklık durumundadır. Kuzey Irak’taki bu bataklıkkurutulmadan terörün kesin olarak bitirilmesi imkansızdır. Bu sebeplerleTürkiye, Irak Merkezi Hükümetiyle sıkı bir işbirliği yapmak suretiyle KuzeyIrak’taki Kürt Yönetiminin zayıflatılmasını, hatta sona erdirilmesinisağlamalıdır.
5-ABD’ye ve AB ülkelerine karşı çok ciddi diplomatikgirişimler yapılarak bu ülkelerin PKK’ya verdikleri siyasi destek kesilmelidir.Türkiye, aslında güçlü bir ülkedir. Önemli olan bu gücü kullanabilmektir.PKK’yı destekleyen devletlere bu desteğin devam etmesi halinde Türkiye’nindostluğunu kaybedecekleri en açık bir dille açıklandığı takdirde PKK’ya verilenuluslar arası destek kesin olarak sona erecektir. Çünkü, hiçbir yabancı devlet,PKK’yı Türkiye’ye tercih edemez.
6-PKK’nın mali destekleri hem yurt içinde hem de yurtdışında mutlaka kesilmelidir. PKK’nın yurt içindeki mali desteğinin kesilmesigayet kolaydır. Bunun için mevcut yasaları cesaret ve kararlılıkla uygulamakyeterlidir. PKK’nın yurt dışındaki destekleri ise desteğin verildiği ülkelerleyapılacak işbirliği sonucunda çözülebilir. Bu işbirliği yukarıda açıkladığımızdiplomatik girişimler çerçevesinde sağlanabilecek bir husustur.
Yukarıda açıklamaya çalıştığımız hususlar naçizane birvatansever olarak aklımıza gelen bizce doğru yöntemlerdir. İşin uzmanları çokdaha ayrıntılı planları yapacaklardır. Yeter ki, iş ehline emanet edilsin.Türkiye’de terörle mücadele eskiden beri ehil kimselere emanet edilmemiştir.Hep geçici tedbirlerle mesafe alınmaya çalışılmıştır. Ülkeyi yönetenHükümetler, PKK’yı destekleyen devletlere karşı radikal kararlar almaktançekinmişlerdir.
İşte, hem yöntem hatası, hem de Hükümetlerin basiretsizliğiterörün bir türlü önlenememesi sonucunu doğurmuştur. Ancak, artık deniz bitmiştir. Bundan böyle ne terörle birlikte yaşama,ne de PKK’nın birtakım isteklerini yerine getirerek terörü önleme imkanıkalmamıştır. Türkiye, artık çok önemli bir yol ayrımına gelmiştir. Ya dediğimizgibi en radikal yöntemleri kullanarak PKK’yı bitirecek, ya da bölünmeye razıolacaktır. Türk Milleti, kesin olarak bölünmeye razı değildir. Türk Milleti, enradikal yöntemler kullanılarak PKK’nın yok edilmesini istemektedir. Bu durumdaişbaşındaki Hükümete düşen ya milletin bu arzusuna uyarak en radikalyöntemlerle PKK’yı, yani terörü bitirmek, ya da istifa ederek görevi bu işibaşaracak kadrolara teslim etmektir.