TSK’nın ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün PKK terörüne karşı 1990’larda vermiş olduğu stratejik planda başarılı mücadele bütün eksiklerine rağmen büyük bir başarıdır. Ve bilinmelidir ki TSK bu mücadele sırasında sadece teröre karşı mücadele etmemiş, PKK’yı Türkiye’ye karşı verdikleri savaşta aracı olarak kullanan ülkeler ile de dolaylı olarak savaşmıştır. Bu başarılı olmakla beraber eksikleri olan bir mücadeledir ve bu eksiklikler hala sürmektedir. Bu eksikler bazı sorular şeklinde terörizm ve anti terörizm çalışmaları yapanların zihinlerini meşgul etmektedir. Bu soruları sorarken TSK’nın varlığının, savaş gücüne ve savaş moraline yönelik kapsamlı psikolojik savaşın farkında olduğumun altını çizmek isterim.
1) Düşük yoğunluklu çatışmada inisiyatif çok önemlidir. Karakollarda ve sınırda PKK’yı beklemek, teröristlerin vurması için beklemektir. Oysa PKK’lıların nerede olduğu bellidir. Teröristler 30 seneden bu yana aynı yollardan geçerek K. Irak’taki kamplardan gelmektedirler. PKK’nın elinden inisiyatifi almanın yolu, PKK’nın cephe gerisi diye adlandırdığı K. Irak’ı cepheleştirmektir. PKK’nın Irak sınırının 4 ile 40 kilometre içindeki kamplarını işgal etmek ve PKK’nın bu kamplara dönmesini engelleyecek şekilde kamplara Türk birliklerinin konuşlanmasıdır. Böylece PKK dağlık bölgeden gerilere itilecek, Türkiye’ye sızmaya çalıştığı zaman sınırın çok ötesinde birliklerimiz tarafından karşılanacaktır. TSK neden bu adımı atmamaktadır? Bu sorunun bir cevabının AKP Hükümetinin sınır ötesi operasyon seçeneğini sevmemesinden kaynaklandığını biliyorum. İkinci cevabı nedir?
2) PKK’nın Türkiye içinde temel geçiş, kamp alanları 30-20 seneden bu yana Kutu Deresi, Ali Boğazı, Tendürek, Ağrı, Namaz Dağı, Çilo, Cudi, Gabar, Ömerli, Besler Dereler olarak ön plana çıkmaktadır. Bu bölgelerde askeri hâkimiyet PKK’nın hareket kabiliyetini ortadan kaldıracak ve örgütü kaçınılmaz bir imhaya sürükleyecektir. PKK, bu bölgelerden 1990’lı yılların ikinci yarısında temizlenmiş ve ağır bir yenilgiye uğramıştır. Ancak halen PKK bu bölgelerde varlığını sürdürmeye devam etmektedir. Bu bölgelerde PKK varlığını sürekli etkisiz hale getirmek neden mümkün olmamaktadır?
3) Türkiye içinde PKK tarafından kamp oluşturulan bölgeler/kamplar değişik zamanlarda birliklerimiz tarafından ele geçirilmekle birlikte daha sonra bu kamplar boşaltılmakta ve PKK tarafından tekrar kullanılmaktadır. Tunceli-Sağgöze kampı, Süvari Halil Geçidi, Kutu Deresi, Bercelan Yaylası gibi yerler ilk akla gelen yerlerdir. PKK’nın Türkiye içinde kamp kurması ve sürdürmesi esasen bir züldür. 1920 ve 1930’lı yıllarda TSK çok daha az imkânlar ile değişik isyan girişimlerini bastırmış, bir tek kamp ateşinin yanmasına izin vermemiştir. Anılan dönemdeki isyanların mahalli yapısı ile PKK terörünün yapısı arasındaki farkın farkında olarak bu soru sorulmaktadır.
4) Kaplanı kaplan avcısı öldürür. Bir kaplanın peşine 50 acemi silahlının düşmesinden ise 1 kaplan avcısının düşmesi daha sonuç alıcıdır. Terörist ile mücadele etmesi gereken de bu iş için yetiştirilen, özel kuvvet mensubu, özel harekâtçı jandarma ve özel harekâtçı polistir. Bunların sayısı Türkiye’de hiçbir zaman gerektiği ölçüde yeterli olmamıştır. Bunun nedeni nedir?
5) Mevcut karakol sisteminin zaaflarını tartışmaya gerek yoktur. 1984’de Harp Okulu’ndan mezun olanlar artık tuğ ve tümgeneral olduklarına, bu karakol sisteminin (yer ve bina inşaat tarzı) olağanüstü yetersiz olduğunu görmelerine rağmen neden yeni bir sistem kurulmamıştır?
6) Türk Ordusu kayıplarını ya karakol baskınlarında ya da pusularda vermektedir. PKK şimdiye değin kaç pusuda kaç kayıp vermiştir? Kuzey Irak içinde PKK’nın geçiş yollarına pusu atılmakta mıdır?
7) TSK’nın terör konusunda en deneyimli gücü hiç şüphesiz Jandarma Genel Komutanlığı birlikleri ile KKK’nın komando birlikleridir. Ancak bugün Jandarma Genel Komutanlığı mensupları, Genel Komutanlığın iki sene sonra var olup olamayacağı sorusu ile meşguldür. Bazılarının derdi olan Jandarmayı askeri görüntüsünden çıkarmak için lacivert üniforma şimdi konuşulacak şey midir? Jandarmanın geleceğini ortadan kaldıracak şekilde neden okullar kapatılmaktadır?
Sorular değil yazacak yerim bitti.