Türkiye PKK’lı ve diğer terörist unsurlara karşı verdiği mücadelede büyük başarılar ve aşamalar kat etmiştir. Yürütülen mücadele sonrasında teröristler hücrelerinde ve sığındıkları mağaralarda eylem yapamaz dahası barınamaz hale getirilmiştir.
Organize sınır ötesi operasyonlarla PKK militanları, nokta vuruşlarıyla da örgütün birçok kan içici elebaşları yok edilmiştir.
TSK, terör örgütü PKK’ya karşı sahada tartışmasız büyür bir üstünlük kurdu. Ülke sınırları içinde terör örgütünün varlığı tartışılır bir noktaya geldiği gibi Suriye ve Irak’ta da terörist örgütün üst düzey yöneticileri saklandıkları inlerde etkisiz hale getirilmeiştir.
Teröristle mücadelede teknolojik konseptin değişmesi, İHA ve SİHA’ların etkin kullanımı, teröristle mücadelede proaktif (ön alıcı) stratejilerin uygulanması teröristlerin alan hâkimiyetini kaybetmelerine neden olmuştur.
Kesine yakın bir biçimde açığa çıkmıştır ki teröristle mücadelede TSK zafer üstüne zafer kazanmıştır. Asker onca maliyete karşın doğru mücadele ve doğru stratejiyle teröristle karşı mücadelede büyük bir başarı elde etmiştir.
Bu başarının heba edilmemesinin yolu terörizme karşı da aynı mücadelenin hiç durmadan verilmesiyle yakından ilişkilidir. Teröristle mücadelede onca başarıya rağmen terörizmle mücadelede aynı başarının gösterildiğini söylemek mümkün değildir. Defalarca dağları, mağaraları, hücreleri, kampları ve tünelleri terörist unsurların başına yıkan Mehmetçik çekildikten bir süre sonra teröristlerin yeniden eylem yapmaya başladıkları görülmektedir.
Teröristi yenen devlet terörizmi de yenmek zorundadır. Türkiye teröriste karşı verilen mücadeleden terörizmle mücadeleye geçmek zorundadır. Terörizmle mücadelede terörün şiddetini etkisizleştirmek birinci aşamadır. Onun ardından teröristi besleyen şartları, ideolojisini, kültürünü, siyasetini, ekonomisini yani terörizmi de yenmek gerekir.
Terörizmle mücadele terörü finanse edendernekler, vakıflar, dış kaynaklı fonlar, ticari faaliyetler, sosyal etkinlikler, uyuşturucu kaçakçılığı, fidye, haraç toplama, sahtecilik, insan kaçakçılığı gibi kaynakların kökten kurutulmasıyla ilgilidir.
Terörizmle mücadelede sonuç ülke içinde ve dışında terörü üreten, besleyen, donatan bütün ekonomik, fiziki, psikolojik, sosyolojik, diplomatik ve siyasi alt yapının yok edilmesiyle ancak alınabilir.
Son zamanlarda teröristlere karşı sınır ötesinde yapılan operasyonlarla birlikte ele geçirilen rekor seviyedeki kokain, eroin, Hint keneviri operasyonları devletin teröristle mücadeleden terörizmle mücadeleye geçtiğini göstermektedir. Dahası suç örgütlerine, insan kaçakçılığına ve yasa dışılığa karşı verilen mücadele de terörizmin alt yapısına karşı verilen mücadelenin parçasıdır.
Terörizmle mücadelede gelinen aşama terör örgütünü siyasi yönden meşrulaştıran, ahlaki yönden makulleştiren, hukuki yönden koruyan, ekonomik ve insan kaynağı yönden besleyen siyasetin sona erdirilmesi aşamasıdır.
Bu bağlamda HDP’nin kapatılmasıyla ilgili dava terörizmle mücadelede en önemli aşamadır. HDP Türkiye siyasetini terörize etmekiçin Örgüt elebaşısı Öcalan talimatıyla kurulmuştur.HDP bir siyasi parti değil PKK’yı siyasi yönden desteklemek için teşkilatlandırılmış terörizmin yan kuruluşudur.
Terörist elebaşının emriyle kurulan, dağdaki terörist yöneticilerle birlikte milletvekillerini, belediye başkanlarını, belediye meclis üyelerini atadığı siyasi görünümlü terörizm projesine hiçbir hukuk devletinde izin verilemez.
Kitle katliamcısı Öcalan’ın yirmi yıllık projesi olarak ‘gücünü dağdan alan’ ve ‘Öcalan’ın heykelini dikmeyi’ ideal edinen, siyaset aracını şiddet için kullanan bir örgüttür HDP.
Yurt içinde ve dışında teröristin şiddetini yenen devlet bu defasiyaset postuna bürünmüş bu yapıyı da yenmek zorundadır.
Hukuk yerine zoru, yasa yerine şiddeti, siyaset yerine silahı, yaşatmak yerine öldürmeyi esas alan ve terörle organik bağı olan HDP dahil hiçbir yapıya anayasa izin vermiyor, vermeyecektir!