Tepe Yöneticilerine Uyarılar!

Siyasi ya da sosyal hareketler mensupları kadar büyük ya da küçüktürler. Basiret, feraset, bilgi ve erdemle teçhiz edilmiş fertlerden oluşan bir siyasi kadronun başarılı olma şansını tartışmaya bile gerek yoktur. Aksi de doğrudur.

Liderleri çıktıkları yolda tökezleten sayısız engel vardır. Çoğu hoşa giden, sureti haktan görünen bu engelleri aşmak çok da kolay değildir.
 
Kassandra Kompleksine kapılmamak!

Kendi görüşlerinin dışında görüşlere kapalı olmak, daha doğrusu kargadan başka kuş tanımamak en büyük yönetim engelidir.

Yönetimde bulunan çoğunluklar, kendi düşüncelerine aykırı görüş ve düşüncelere tolerans gösterirlerse bunu kendilerine güvendikleri için yaparlar. Başka düşüncede olanlarla siyasi hayatta bir birlik zihniyeti ve anlayışı içinde çalışmanın eğitici yönü tartışılmaz derecede önemlidir.

Yönetimin tepesindekiler, çoğu kez beğenmedikleri düşünceleri, ön kabullerine uymayan bilgi ve gerçekleri kabule yanaşmazlar. Onlar gerçek bilgi yerine, âdeta siyasi ihtiyaçlarına uydurulmuş sanal gerçekleri talep ederler. Bu bir çeşit siyasi Kassandra Kompleksidir.

Öngörülerine, saplantılarına ve hırslarına uygun gerçek arayanlar eninde sonunda gerçeklerden koparlar. Yapılması gereken şey gerçeklerden siyaset çıkarmaktır.
Siyasi hayatta yüzde yüz yanlış olmadığı gibi yüzde yüz doğru da yoktur. Leşin içindeki dişi görmek gerçek bir siyasi öngörüdür.
Bu bağlamda siyasi hayatın bir öngörü, tahammül, denge ve sentez olduğunun farkına varmak gerekir. 
 
Tuzaklara düşmemek!

Alkış bir tuzaktır bu tuzağa düşmemek gerekir. Şöyle akıllısın”, “şöyle kahramansın”, “şöyle büyüksün” söylemleri amaca dayalı övgülerdir. Karşılığı gelecekte tahsil edilmek üzere yapılan yatırımlardır. Haklı bile olsa alkış şaşırtır. Alkışın cazibesine kapılmamak gerekir.

Keith Ferrazzi'nın “Asla Yalnız Yemek Yeme” adlı kitabında, tepedeki yöneticinin odasına girdiğinde bir kadro ya da ekip olamamanın alametlerini şu cümlelerle anlatılır: “Oda seninle dolu. Duvarlardaki resimlerde sen ve tanıştığın meşhur insanlar. Odanın her yerinde senin aldığın kupalar. Lider olmak istiyorsun, ama odanda lideri olacağın kadroyla ilgili hiç bir iz yok. Kendin kadar, takımının oyuncularını da düşündüğünü gösteren bir kanıta rastlamadım”.

Hâlbuki büyük zirveler ancak onu meydana getiren küçük zirvelerin desteğiyle ayakta dururlar. Bir Büyük Ağrı Dağı, onlarca küçük Ağrı Dağlarına dayanarak ayakta durmaktadır. Siyasi liderlik de aynen böyledir.  Her bir birey, büyük amacın belli bir yerinden tutar, büyük amaca hizmet eden belli bir görevi yapar. Siyasi bir hareketin başının başarısı, onu oluşturan alt kadroların başarılarıyla mümkündür.

 
Dalkavuklardan sakınmak!
Kadro ve lider ayrılmaz bir bütündür. Ancak çoğu zaman liderler öyle övgülere mazhar olurlar ki birden bire kendilerini olduklarından çok farklı görmeye başlar. Bazı müsait tipler Boetie’nin dediği gibi “başkalarını baskı altında tutmak uğruna kendilerinin kulköle olmalarına gönülden razı olurlar”. Kendileri gibi davranmayanları harcanması gereken zararlı unsur olarak sunarlar. Yanlışları söyleyenleri ortadan kaldırtarak yanlışın ortadan kalkacağına lideri inandırırlar.

Bilinçli olarak yöneticinin çevresini dev aynalarla donatırlar; böylece yöneticinin kendisini hep dev aynada görmesini sağlarlar. Kadro tepedeki en büyük ve onun yardakçıları ile tepelenmesi gereken böcekler olmak üzere üç parçaya ayrılmış olur.

Lider kendi gözleriyle olanı biteni görene kadar dalkavukların gözüyle görmeye devam eder. Her yerde kendisini gören lider sonuçta ‘ben her şeyim, her şey benim’ demeye başlar. Kadro unutulur. Onu bulunduğu yere taşıyan arkadaşlarını her dediğini yapan, yapması gereken emir erleri gibi görür. Onlara tepeden bakmaya başlar. Çöküşün başladığı yer de orasıdır.
Siz, siz olun ve sizi olduğundan üstün göstermeye çalışan kişilerden uzak durun!
 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!