Tahıl Anlaşması Sona Erdi! Sonuçları Ne Olacak?

featured

Geç bir yazı sanılabilir ama sonuçlarını ancak fark edebildiğimize göre Karadeniz Tahıl Anlaşması’nın Rusya tarafından iptal edilmesinden söz etmenin tam da zamanı aslında. Daha da çok konuşacağız tabii ki.

Karışık gelebilir ama Rusya-Ukrayna tahıl anlaşması Rusya, Birleşmiş Milletler, Türkiye bir yanda, Ukrayna, BM, Türkiye diğer tarafta olacak biçimde imzalanmıştı. Karadeniz Tahıl Anlaşması’nın tarafları bunlardı. Rusya bir süre önce uzattğı bu anlaşmadan 17 Temmuz itibariyle artık uygulamayacağını söyleyerek vazgeçti. Bunun sonuçları tabii ki pek de hayırlı olmayacak.

Bulunduğumuz durum şu: Rusya Karadeniz’de Ukrayna sularına giren tüm gemileri düşman kabul edip imha edebilecek. Bu halen sürmekte olan savaşın NATO da dahil olmak üzere genişleyeceği riskini arttırıyor. Rusya bu kararı duyurduktan sonra, 24 Temmuz’da NATO üyesi Romanya’ya sadece birkaç metre mesafedeki Reni’de Ukrayna’nın tahıl altyapısını bombaladı bilindiği gibi, bunun da gerilimi daha arttırdığı ortada. Rusya’nın iptal ettiği anlaşma kapsamındaki ulaşım koridoru bu riskleri azaltmıştı.

Fiyatlar fırladı

Rusya‘nın, Odesa başta olmak üzere limanlarıyla Tuna Nehri’ndeki sevkiyat tesislerine yönelik saldırıları, buğday ile mısır fiyatlarında artışa yol açtı. Daha da artması bekleniyor ayrıca. Rusya’nın Ukrayna’nın hem tahıl ihracatını hem de uluslararası pazarlara erişimini engellemesi hem Rus çiftçiler hem de Rus devleti için yarar sağlayacak.

Rusya ile Ukrayna’nın yeniden müzakere masasına dönme olasılığı iki ülkenin de karşılıklı saldırıları sonucu pek olası görünmüyor. Ukrayna kıskacı yarmak için Romanya sınırındaki Tuna Kanalı üzerinden yapılan nakliyatla kara taşımacılığının artırılmasını sağlamak zorunda. Ya da NATO ülkeleri, Ukrayna’ya , Karadeniz kıyısındaki şehirlerini, tahıl ürünlerini, liman altyapısını savunmasına yardımcı olacak hava savunma sistemleri tedarikini arttıracak. Bu da krizi iyice içinden çıkılmaz hale getirir kuşkusuz.

Küresel açlık kapıda

Rusya’nın bu kararı, eğer en kısa zamanda anlaşma sağlanmazsa küresel bir açlık yaşanmasına yol açabilir. Çünkü Ukrayna dünyanın en büyük buğday, mısır ihracatçısı ülkelerden biri. 2022’de toplam ihracatı yaklaşık 50 milyon tona ulaşmıştı. Ukrayna’nın ihracat kaybı dünya gıda arzına, pazarlarına zarar verecek haliyle. Tahıl ihracatının büyük bir kısmını Çin, Afrika ile Güney Asya’ya yapan Ukrayna’nın 2023 yılında milyonlarca tonluk arz kaybı, küresel güneyin büyük bir kısmında hem açlık riskini hem de fiyat artışı olasılığını arttıracak. Yani Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, Rusya’nın anlaşmadan çekilmesini “her yerde ihtiyaç sahibi insanlara darbe vuracak” yakınmasıyla değerlendirmekte haklı elbette. Ama bu sonuçta, Rusya’nın anlaşma girişimlerini ters yüz ederek aslında başında bulunduğu kurumun da katkıı büyük.

Rusya’nın Afrika açılımı

Burada Rusya’nın Afrika’ya yönelmesinden söz etmenin tam sırası. Petersburg’da düzenlenen Rusya-Afrika zirvesinde, Rusya Ukrayna’dan Afrika’ya ihraç edilen tahılın kaybını telafi edeceğini duyurmuştu. Zirve’nin açılış gününde Putin, aralarında Mali ile Orta Afrika Cumhuriyeti’nin de bulunduğu bazı Afrika ülkelerine 25 bin ila 50 bin ton arasında ücretsiz tahıl tedariki sözü vermişti. Putin’in bu girişiminin ya da vaadinin Afrika’da konumunu nasıl sağlamlaştırdığı Nijer’de yaşananlara bakılarak anlaşılabilir. Ancak unutmayalım, Rusya’nın bu girişimlerinin başarısız olmasının sonuçlarına Afrika ülkeleri de katlanmak zorunda kalabilir.

Rusya’nın tahıl anlaşmasından çekilmeden önce elindeki kozları ortaya sürdüğü görülüyor. Afrika’nın olası bir tahıl krizinden etkilenmemesi için onlara tahıl tedarikinde bulunması da planlı bir tutum tabii ki. Yani Rusya anlaşmadan çekildikten sonra nelerle karşılaşacağını da hesaplamış durumda.

Türkiye’nin işi zor

Dolayısıyla Recep Tayyip Erdoğan’ın ya da bir başkasının aracılığı bu kez işe yaramayacak gibi görünüyor. Çünkü tahıl anlaşması karşılığında batıdan beklediklerinin hiçbirini alamamış bir Rusya var. Haklı olarak anlaşmayı yenilemesinin bir anlamı da yok.

Rusya’nın sorumluluğu bir yana onu bu tutumları almaya iten aktörlerin de bugün yaşananlardan sorumlu olduğu unutulmamalı.

Türkiye açısındansa durum vahim; öncelikle “uzlaştırıcı“ niteliğini artık yitirmiş halde. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya ile yaptığı Ukrayna’nın Azov Taburu komutanlarını savaş sonuna kadar Türkiye’de tutma sözünden cayması onu güvenilir bir arabulucu olmaktan uzaklaştırdı. Rusya bu konudaki tutumunu hayli sert ifade etmişti, anımsayalım. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Türkiye ziyaretini ertelemesi de tepkinin bir başka ifadesi tabii. Eğer gerçekleşirse Putin’in Türkiye’yi “geç“ ziyaret etmesinin iki ülke arasındaki işbirliğinin bir daha ki büyük krize kadar sürme tutumundan kaynaklandığı da çok açık.

Bakalım, Erdoğan “dostu“ Putin’i yeniden bir anlaşma konusunda ikna edebilecek mi?

Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah Sisi’nin ziyaret etmediği, Suriye Devlet Başkanı Esad’ın müzakere isteğini geri çevirdiği Erdoğan’ın yeni bir “zafere“ ihtiyacı var.

Yoksa akıl almaz zamları konuşup duracak millet.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!