TÜSİAD Anayasası – Ramazan Narin

BOYNERLERİ hatırlıyorsunuz, bir dönem paralarına güvenip ENTEL-LİBOŞ bir Parti kurup, acaba TÜRKİYE’nin yönetimini demokratik yolla ele geçirebilir miyizi denediler, fos çıktı ve çekip gittilerdi. Şimdi, o Cem BOYNER’in hanımefendisi olan zat-ı muhterem NAZLI ÜMİT BOYNER, gene demokratik ? yolla  (sivil toplum kuruluşlarının rejime müdahalesi Demokratikmiş !)  AKP ve Başbakan R.Tayyip ERDOĞAN’ın seçimlerden sonraya ötelediği ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİ için, AKP ve MECLİS zahmet etmesin diye, bir TASLAK hazırlayıp yayınlayıverdiler.  Sivil  İTAATSİZLİK…!

 

Yapılan, rejime müdahale olmaktan öte Toplumu psikolojik olarak bombalamaktan başka bir şey değildir. Çünkü, önce kamuoyunu konuşturacaklar (bizim gibilerin) etkilerini ölçüp tepkileri ‘s…tir’ edecekler ve yeni dönemde önümüze YENİ BİR DEVLET ? sunacaklar. YENİ Demokrasi Adıyla kurdukları rezil olan partileri gibi, YENİ TÜRKİYE adıyla çıkan STAR Gazetesi gibi,  YENİ BİR TÜRKİYE sunacaklar. Alıştılar ya, taze b.k’a çok sinek konmasına… Gine aynı olacağını sanıyorlar. YENİ denilince, herkesin üşüşeceğini düşünüyorlar. Çünkü ortada bir ESKİ var onlara göre. ESKİYEN TÜRKİYE var….Bunlarda ; “ eskici-eskici geldi “ diyerek arz-ı endam yapıyorlar. Eskiyi alıp, yenisini vereceklermiş yaaaaaaa !  Ama normal, bunlar kapitalist burjuva ya, elit ya…şirketlerinin BEYAZ EŞYA Kampanyasına benzetiyorlar REJİM ve DEVLETİ ! 

 

Allahtan, eskisini getir-yenisini götür diyemiyorlar henüz…Yoksa KUYRUK yapardık orda…

 

TÜSİAD (Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği) ilk icraatı değil bu tabi. Türkiye’de daha önce pek çok hükümetlere ve partilere müdahale edip, pek çoğunu siyaset sahnesinden ya sildiler ya da KULLANDIKLARINI, emrettiklerini işbaşına getirdiler. Şimdi, bir Kürtçülük furyasıdır gidiyor ya…Hemen vaziyet aldılar ve ilk önce Demokratik Toplum Kongresi denilen PKK Kongresine (çalıştaymışşş) Diyarbakır’da en üst düzeyde iştirak ettiler. NAZLI ÜMİT BOYNER, o kongrede KÜRTÇE konuşarak kürt sempatisine çanak açmıştı da… ne imzalar attı, ne anlaşmalar yaptı bilemem. Ama yarın kurdurulacak KÜRDİSTAN nevi sözde devletçiklerde VAHŞİ KAPİTALİZMİ çalıştırmaya, onları imar etmeye PARALARINI YATIRIM olarak oralara kaydıracaklarına, bence söz vermişlerdir. Ayvalıklı hemşerimiz olan, University of Rochester ? mezunu, kick boks ve Tayland Boksu yapan BOKSÖR, Robert Kolej Mezunu ve Yeni Demokrasi Hareketi Partisinin başkanı Cem BOYNER’in zevcesi… NAZLI ÜMİT BOYNER’i  dikkatle izliyoruz.  YENİ-YENİ-YENİ…!

 

TÜSİAD Kim diyorsanız,  TÜRKSÜZ TÜRKİYEYİ kimler yaratıyor ? derseniz…;

 

Lucien ARKAS, Cansen Başaran SYMES, Tayfun BAYAZIT, Haluk DİNÇER, Erman ILICAK, Ali KİBAR, Volkan VURAL ve Muharrem YILMAZ , Murat ÖZYEĞİN, Osman F. BOYNER, Alican ULUSOY, Mustafa Fethi GÜRBÜZ, Metin AKMAN, Zeynep Gülin Silahtaroğlu BAYKAL, Davut DOĞAN, Tarkan KADOĞLU, Oya NARİN (benimle ilgisi yok) ve Elif Bilge ZAPPAROL,  Güler SABANCI, Ferit ŞAHENK, Tuncay ÖZİLHAN, Bülent ECZACIBAŞI, İbrahim BODUR, Ömer SABANCI, Cem BOYNER, Bülent BULGURLU, Ahmet DÖRDÜNCÜ, Suzan Sabancı DİNÇER, Halis KOMİLLİ, Ömer DİNÇKÖK, Ahmet ÇALIK, Hamdi AKIN, Sedat ALOĞLU, Haluk DİNÇER, Tayfun BAYAZIT, Erman ILICAK, Feyyaz BERKER, Turgay DURAK, Ömer ARAS, Rona YIRCALI, Selahattin HAKMAN, Yavuz CANEVİ, Aclan ACAR, Mehmet Ali AYDINLAR, Erdal KARAMERCAN, Erkut YÜCAOĞLU, Tuğrul KUDATGOBİLİK, Aynur BEKTAŞ,  Çetin NUHOĞLU, Hüseyin BAYRAKTAR, Cuneyd ZAPSU, Mustafa KOÇ,  Arzuhan DOĞAN YALÇINDAĞ, Sedat ALOĞLU, Mehmet Ali AYDINLAR, Hüseyin BAYRAKTAR….Sayılarının 200’ü geçtiği sanılıyor. Anadolu’daki SİAD larda onların organik ve inorganik uzantılarını oluşturuyor. Bandırma, BAN-SİAD gibi…

 

Meclise ve Hükümete ve Siyasi Partilere önerdikleri ANAYASA’da neler yok ki ? TÜRK adı kullanılmasın, TÜRKLÜK yok, gerekirse TÜRKİYE adı da değişsin, değiştirilemez maddeler mi ? onların hepsi değişsin…Üniter yapıdan vazgeçilsin, ülke federasyonlara – eyaletlere bölünsün, farklı konuşan her topluluğa bir toprak verilsin, vatan paramparça edilsin… (sömürü düzeninin gereği bu olsa gerek; BÖL-PARÇALA-YUT !)

 

TÜSİAD,  vahşi kapitalizmin temsilcileri olarak akıllılar yaaaa, Diyarbakır’da düzenlenen Ahmet TÜRK’ün Başkanlığını yaptığı  PKK-KCK-BDP-AKP karışımı bir konseyin toplantısına balıklama atlayıp, bizde varız…Ülkeyi böleceksek beraber bölelim, bizi unutmayın, siz bize… biz de size lazımız..! mesajını vermiştir. Hoşluk olsun diye KÜRTÇE bile konuşmuştur. Yani, her ne kadar adımızda TÜRKİYE var ise de, biz KÜRD-İYE için de varız, içimizde sadece TÜRKLER yok, görüyorsunuz, LUCİEN var, SYMES var demişlerdir.

 

Bandırma BANSİAD Başkanının da, TÜSİAD ile olan organik-inorganik bağından dolayı bu toplantılara katıldığını biliyoruz. Ama Bandırma Kamuoyunu henüz aydınlatmamıştır bu toplantılarda neler konuşulup, ne kararlar alındığı hakkında…Bekliyoruz !

 

TÜRKİYE, unutulmamalıdır ki işbu burjuvalar ve vahşi kapitalistler tarafından kurulmamıştır. Bu devleti kuran milli iradenin adı TÜRK, TÜRK MİLLETİ ve kurucusu da BAŞBUĞ ATATÜRK’ tür. TÜSİAD, bir ihanet projesinin taşeronluğunu yapmaktadır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı başta olmak üzere, eğer bu kurumun bir dokunulmazlığı yoksa… derhal bu yönetim ve icraatları YÜCE DİVANA götürülmelidir. Değiştirilmesi TEKLİF BİLE EDİLEMEZ Anayasa maddelerinin, değiştirilebilineceğini ve değiştirilmesi gerektiğini öne sürenlerin VATANA İHANET suçundan İDAM ile yargılanmaları gerekir. İhanet, SİVİL  İTAATSİZLİK ! bu kadar kolay olmamalıdır…

 

TÜSİAD gibi ve buna benzer kurum ve kuruluşlardan-kişilerden destek alan isyancı KÜRTÇÜLÜK ve PKK artık gemi azıya almış, SİVİL İTAATSİZLİK yapma ve askere çocuk göndermeme, VİCDANİ RED Kararlarını almışlardır. Ateş, büyümektedir. Nevruzdan dönen PKK lıların çoğunluğunu oluşturduğu Kürtçüler Mardin ve Hakkari de TÜRK BAYRAĞININ asılı olduğu yerlerde Bayrağı taşlamışlar ve o şanlı bayraklarımızı zorla indirtmişlerdir. Bu grupların içinde TBMM de görev yapan milletvekili sıfatlılarda vardır ve öyle bir havaya girmişlerdir ki, işi bir polis müdürünü tokatlamaya kadar vardırmışlardır. PKK poşularını takan milletvekili sıfatlılar, ellerine taş alarak Türkiye Cumhuriyeti’nin polislerine, askerlerine araçlarına taş atmışlardır. Adeta, TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ dövmüşlerdir. Bu olaylar ve sahneler, sadece artık KÜRDİSTANIZ denilen yerlerde değil, İstanbul’un göbeğinde de yapılır hale gelmiş, KÜRDİSTAN TABELASI asılı  standlar kurulmuş ve PKK ÖRGÜT ELEMANLARI Kazlıçeşme v.d’de askeri yürüyüş ve nümayişler yaparak, BİJİ KÜRDİSTAN, BİJİ APO diye haykırmışlardır. Bu ve benzeri olaylar artık yadsınamaz olağan gerçeklikler olarak yaşanmakta, bütün televizyon kanallarında bu eylemler pekala desteklenmekte ve övülmektedir. YENİ TÜRKİYEYİ öneren TÜSİADIN, işbu hain yazar-çizer-konuşurların ve eylemcilerinin finansörü olduklarını düşünmekteyim. Çünkü, bu eylemlerin hepsinin her şeyden önce maddi karşılığı vardır. Ve o televizyon kanallarında göbeklerini kaşıya kaşıya KÜRTÇÜLÜK ve Amerikancılık sergileyenlerin maaşlarını ödeyenlerin kim oldukları, elbet bir gün ortaya çıkacaktır.  

 

TÜSİAD’ın hazırladığı İHANET ANAYASASI, muhtemelen Sayın Başbakanın seçimlerden sonra yapmayı düşündüğü Anayasal değişiklikleri kapsamakta ki, veya TÜSİAD AKP den aldığı direktifle işbu taslağı hazırlamış olmalı ki, dikkat ederseniz ne Cumhurbaşkanımızdan ne de Başbakanımızdan, ne de bu Anayasaya göre ERK olmuşlardan, Meclis Başkanımızdan, Yargıtay-Danıştay-Sayıştay ve HSYK gibi kurumlarımızdan, İHANET ANAYASASI TASLAĞI hakkında bir beyan duyulmamıştır. Adeta kurt pusuya yatmış, karanlıkta avını beklemekte veya avcı bulanık suda balık avlamak için, oltasını atmış gözükmektedir.

 

İSTİBDAT Devrindeyiz gibidir. Basılmamış bir kitap imha edilirken, elinde bulunduranların ergenekon örgüt üyesi sayılacağının söylenmesi gibi olaylar, AKP den vekil adayı olan Mümtazer şahsiyet TÜRKÖNE’nin dediği gibi 12-HAZİRAN Seçimleri ERGENEKON ile AKP dönek ve liboşlarının arasında gerçekleşecekse, demokrasinin geldiğinin değil, adeta bitirildiğinin seslerini duyar gibiyim. TBMM Başkanlığının polis müdürünü tokatlayan ve taşlayanlar hakkında bir fezleke hazırlamaması, o poşulu  kadınlığını veya militanlığını kullananların, halen ellerini kollarını sallayıp gezip-tozması ilginçtir.

 

AKP nin seçim sloganı belli olmuştur ;  ‘Ya bana oy vereceksiniz, ya da ERGENEKONA…!’

 

LİBYA TESKERESİ…İyi hatırlayınız. Libya’da isyancıların gösterilerinin başladığı günlerde, NATO ve BM adına konuşan batılılara karşı bizim Başbakanımız gine ONE MİNUT showu gibi, NATONUN ne işi var Libyada ? Libya halkının ve zenginliklerinin sömürülmesine karşıyız mealinde demeçler patlatmış, Libya’ya ordaki müslümanlara silah doğrultan olmayacağız demiştir.

 

Ama arkasından neler gelişmiş ise; OBAMA ve ABD ile yapılan görüşmeler sıklaşmış ve aniden TESKERE, meclise getirilmiştir. Teskere çıkmadan da, sanki meclisin iradesi cebinde hazır keklikmiş gibi hareket eden iktidar deniz kuvvetlerine bağlı denizaltı ve askeri gemilerini LİBYA açıklarına göndermiş, gönderdiği asker ve gemiler içinde formaliteyi tamamlamak için, TESKERE Meclisin gündemine getirilmiştir. Gizli oylama ile sorun aşılmış ve 3 saat içinde teskere alınmıştır. Amerikan büyükelçisi de teskere için Meclise teşekkürlerini sunmuştur. Edindiğimiz bilgilere göre, 10 yıl açıklanamayacak olsa da Teskereye sadece iktidarın değil bizzat muhalefetin de (CHP ve MHP) destek verdikleri ortaya çıkmıştır. Ben bu şekilde çıkarılan bir teskereden sonra,  milli iradenin siyasi partiler eliyle mecliste temsil edildiği fikrimi ! sorgulamaya başladım. Ayağımızın altından, sabun gibi kayan bir VATAN söz konusu olup, endişelerim gün be gün artmaktadır.

 

Kaddafi’nin tariflediği HAÇLI ORDUSUNA, Türkiye de artık, katılmıştır. Libya’yı ve Kaddafiyi sevmem söz konusu değil ama, Amerikan çıkarları için… ne de olsa dini inançlarımız aynı olan bir Müslüman ülkenin bombalanmasını, bombalayanlar içinde TÜRKİYE’NİN bulunmasını tarihsel etik açısından, tasvip etmiyorum. Burada ;  tıpkı Irak’taki Amerikan zulmünü görmezden geldiği halde MÜSLÜMAN ve İSLAMCI geçinen bir iktidarın yakasına yapışmak, onu suçüstü yapmak varken, muhalefetin de ama kısmen ama tamamıyle destek veren konumuna gelmesini hazmedemiyorum. YENİ DÜNYA DÜZENİ içinde aktör olmak adına teskerenin TBMM den geçmesi, aslında aktör olduğumuzun değil, belki de figüran olduğumuzun delili olarak tarihte tescil edilebilecektir. Teskereye olumlu oy veren vekillerin ve partilerin, bu millete verecekleri bir HESAP/LAŞMA doğmuştur.

 

TÜSİAD ı, işbu kapitalist seçkin burjuvayı, AKP ye taşeron oldukları için, Amerika’ya ve Kürdistana yalakalık yaptıkları için kınıyorum. TÜSİAD ve ANAYASALARININ, Türkiye’de bayrakların indirtildiği günlerin, devletin tokatlandığı günlerin, Haçlı Ordusunun yanında teskere çıkaranların takdirini, sizlere bırakıyorum. Eyyy Halkım, bu bağlamda Milletvekili Aday Adaylarını ve ADAYLARINI lütfen iyi izleyiniz…

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!