2011 yılından bu yana Suriye’de devam eden karmaşa, zaman zaman durulsa da son bulmuyor. Küçük ya da büyük çapta sık sık çatışmalar gerçekleştiğini duymak mümkün. Bununla birlikte Rusya’nın Esad’a desteği devam ederken bölgede İran’ın daha aktif hareket ettiğini görüyoruz. İran’ın Şam civarından Humus’a, Halep’e ve Irak’la olan sınırdaki geniş bölgelere kadar merkezleri ve üsleri bulunuyor. Öte yandan ABD’nin yeni başkan Biden’la birlikte Suriye politikasında gerçekleştireceği hamleleri ise merak konusu.
Suriye konusunda Avrupalılar ise insani işlere, uluslararası kararın uygulanmasına, anayasa değişikliğine, Suriyelilerin geri dönüşüne ve yeniden yapılanmaya odaklanmış durumdalar. Avrupa’nın uluslararası alandaki çağrıları ile birlikte Esad’ın geçtiğimiz hafta Suriyelilere çıkardığı af yasası başlangıçta Suriyelilerin geri dönüşü konusunda bir fırsat gibi görünse de yasanın içeriğinde bunun pek mümkün olmadığı açıkça anlaşıldı.
Kararnameye göre, terör eylemi ve devletin prestijini zedelemek için komplo kurmak ve Suriye lirası dışında işlem yapmak dahil olmak üzere ülkedeki suç, kabahat ve ağır suçların failleri için genel bir af olacak. Ancak bu af kapsamına bazı suçlar karara dahil edilmedi. Ayrıca af, kısa süreli suçlar, muhalefetler için cezanın tamamı, çocuklar için reform ve bakım önlemleri, iç ve dış firarlar, geçici cinayet suçlarından bazı oranlar, çocuk suçları ve diğer suçları içermektedir. Kararname ayrıca, bir ‘terör’ eylemi gerçekleştirmek için ‘komplo’ dahil olmak üzere 2012 yılında çıkarılan Terör Yasası ile ilgili suçları da içeriyor. Af, Suriye Merkez Bankası’na ödenmesi gereken para cezalarının ödenmesi şartıyla, Suriye Lirası dışında yapılan döviz ticareti suçunu da kapsıyor. Ayrıca kararnameye göre idam cezası, ağır işçilik ve müebbet hapis cezasına indirildi. Kararnamede bazı suçlar hafifletilerek, rüşvet veya resmi belge sahteciliği gibi bazı suçlar için verilen cezanın üçte ikisi, tüm ceza ve çocuk suçlarında, karar hükmünde hariç tutulanlar dışında, geçici cezanın yarısını, kaçakçılık ve uyuşturucu kaçakçılığı suçlarına verilen cezanın üçte birinin uygulanmasına karar verildi. Silah kaçakçılığı, vatana ihanet, casusluk, düşmanla işbirliği, yangın suçları ve ölümle sonuçlanan terör suçları da dahil olmak üzere birçok suç af kapsamı dışında bırakıldı. Kararname, Müslüman Kardeşler örgütünün tüm üyelerini suçlu sayan yasanın yanı sıra İsrail ile anlaşmayı yasaklayan yasayı kapsamıyor. Bu nedenle hem Avupa’nın hem de Türkiye’nin Suriye’nin düşmanları içerisinde yer alması, yasanın bu bölgelerdeki Suriyelileri kapsamadığını gösteriyor.
ABD’nin Suriye Politikasında Değişme Olur mu?
Yeni Başkan Biden ile birlikte ABD’nin Suriye politikasında değişme olup olmayacağının merak konusu olduğunu belirtmiştik. Uzmanların değerlendirmeleri, ABD, Suriye’de yeniden mevzilenecek, Suriye’de kendisine yeni bir ‘Vekil Güç’ oluşturacağı yönünde. Fakat bununla birlikte her an sürprizlerle karşılaşmanın mümkün olduğu düşünülüyor. ABD’nin yeni Ortadoğu stratejisi belirsizliği koruyor.
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Araştırma Merkezi Başkanı Ünal Atabay, Atabay, ABD’nin hedeflerini şöyle değerlendiriyor:
“Rusya, Suriye sahasında daha fazla sıkıştırılacak. Türkiye ile Rusya’nın arasını açacak. ABD, bölgede terör örgütü YPG/PKK’nın dışında yeni bir vekil güç düzenleme arayışında. ABD; Suriye sahasında İdlib bölgesinde bulunan ve aslen El Kaide tabanlı olan sözde ılımlı radikal İslâmcı bir grubu/grupları dönüştürmek suretiyle yeni bir muhalif güç oluşturmaya çalışıyor. Bu muhalif güç, ABD’nin güdümünde, Suriye sahasındaki İran destekli milis gruplar ile rejim unsurlarına karşı kullanılacak. ABD, dönüştürmeye çalıştığı El Kaide tabanlı grupları, Türkiye destekli silahlı muhalif güçler ile eş güdüm içerisinde İran milisleri ile rejim unsurlarına karşı harekât icra edecek şekilde organize edecek. Bu da Rusya ile Türkiye’nin karşı karşıya kalması anlamındadır. ABD, Türkiye ile Rusya’yı Suriye’de karşı karşıya getirecek bir senaryonun peşinde.”
Denklemin Öteki Yüzü: Türkiye
Halihazırda devam eden operasyonların yanı sıra, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Irak’ı da içine alan bölgeye yönelik amaçlarını, “Türkiye’nin güney sınırlarında oluşturulmaya çalışılan terör varlığını tamamen ortadan kaldırmak” ve “terörün kökünü kazımak” olarak tanımladı. Bu, Türkiye’nin Irak ile birlikte Suriye üzerindeki politikalarını sürdüreceği yönünde olduğunun habercisi konumunda.
Kaynak: 21YYTE/Kübra Ünlü