Suriye! Neden Nasıl Nereye?

Suriye tarihinin en kanlı günlerini yaşıyor. Her geçen gün artan vahşet ve belirsizlik ülkemizi de etkileyen bir kara delik olarak derinleşip gelişiyor. Bugüne kadar ödediğimiz bedeller korkunç, telafi edilemez boyutlara ulaşmışken, çok daha vahim gelişmelerin arifesinde bulunuyoruz.
 
Bugünlere hangi kirli nedenlerle, nasıl, gelindiği bilinirse, gidişin nereye olduğu görülebilir, bu bataklıktan çıkışın yolu ancak böyle bulunabilir.
 

*

 
Bugünü anlayabilmek için 1928 yılında hazırlanıp, 1956 yılında sızdırılan, İngiliz ABD ortak yapımı Büyük Kürdistan projesini bilmek gerekir. Irak, Suriye, İran ve nihayetinde Türkiye hedef ülkelerdir.
 Bknz.09-07-2012 tarihli yazımız. [1]
 
Bugüne nasıl gelindiğine bakarsak;
ABD Büyük Ortadoğu Projesini açıklayıp, sınırları değişecek ülke sayını bile verirken akacak kanın büyüklüğü ve yaşanacak vahşetin acımasızlığı ilan ediliyordu bir anlamda. Eşzamanlı BOP Eşbaşkanı olmakla övünen Başbakanımız çok itibar görmekteydi!
 
Önce Irak kan gölüne çevrildi. Kürdistan parçası oluşturulurken, gelinen her aşamada Türkiye’nin imkân ve kabiliyetleri sonuna kadar kullanıldı. Türkmenler sahipsiz ve çaresiz en ağır bedeli ödediler.
 
Ardından Suriye gündeme alındı.
 
Olmayan bir Özgür Suriye Ordusu üzerinden olmayan bir iç savaş senaryosu Dünya gündemine otururken, Türkiye tam bir dayatma ile Suriye’ye karşı tutum almaya zorlandı. Çok geçmeden kardeş Esat katil Eset oluverdi. Ortada hiçbir hadise yokken İngiliz büyükelçinin Hatay civarlarında mülteci kampı oluşturma ve yer belirleme çalışmaları oynanacak kanlı oyunun işaret fişekleri gibiydi. Aynı zamanda Suriye’ye götürülen gazeteci gurubundan bazıları buldukları her boş bina önünde savaş varmış cığırtkanlığına girişince, müdahele eden bazı meslektaşlarına “ne yapalım mecburuz emir böyle” diyeceklerdi.
 
Ardından, ABD, Türkiye, Suudi Arabistan, Katar ve İsrail’in Suriye’ye açılan savaşın tarafları olarak rol paylaşımı anlaşması sızdı.
 
Türkiye’den binlerce tır, içinde “ne idüğü belirsiz malzeme, ne idüğü belirsiz guruplara” gönderilirken, bir yandan da teröristlerin, geçişine zemin oluşturduk.
 
Bugün tüm Dünya’da terörizm destekçisi bir ülke olarak anılmaya ve itham edilmeye her geçen gün daha yüksek sesle muhatap olmaya başladık.
 
Tarihimizde ilk defa emperyalist saldırıların parçası olduk.
 
Uçağımız düşürüldü. İki pilotumuz şehit oldu.
 
Yine en büyük bedeli Türkmenler ödedi, paramparça oldular.
 
İki milyonun üzerinde insan kaçarak ülkemize sığınırken, Dünyanın ilgisiz kalacağı belliydi. Sosyal dokumuz ağır tahribatlar alırken, milyarlarca dolar kaynağımız harcanmaktadır.
 
Kaçınılmaz olarak ülkemizde patlatılan bombalar ve çatışmalarda yüzlerce insanımız hayatını kaybetti.

 

*

 
Sonrasında birdenbire IŞİD diye dinci bir terörist gurup peydahlandı. Pala ile baş keserek tüm dünyayı şoka soktu. Tam bir İngiliz anahtarı gibi her kapıyı açar oldu. Önce alıyor, katliam yapıyor, sonra ABD birkaç bomba atıyor ve terk ederken, PKK’nın kolu PYD boşaltılan yerlere yerleşiveriyor.  
 
Sonunda birde bakıyorlar ki Kürt koridoru oluşuvermiş!
 
Şimdilerde esip yağıyorlar peşi sıra, “müsaade etmeyiz” diye, Irak’ın kuzeyindeki Peşmerge oluşumunda dedikleri gibi!..Tüm bu çöküşler yetmezmiş gibi savaş çığırtkanlığı en baştakinden tüm yandaşlarına kadar alabildiğince gündemde!..
 

*

 
Gücü elde etmek uğruna parçası olunan ihanet projelerinden sonra gücü kaybetmemek için yeni maceralar sahne almak üzere..
 
Yüzyıllık ihanet projeleri bölgemizi kan gönlüne çevirirken şahsi ikbal uğruna emperyalist saldırının karakolu konumuna gelişimizdir, oluşturduğumuz ve düştüğümüz bataklık.
 
Çırpındıkça batmaktayız.
 
Nereye gideceğimiz ise ancak ve ancak,  icazet ürünü güdümlü vasıfsızlardan kurtulabilmemize bağlı belli ki!.. 


[1] http://www.haberiniz.com.tr/yazilar/koseyazisi57951-7_Asamali_Kan_Projesinde_CozumCozulme.html

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!