Resmi olmayan sonuçlara göre, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu seçildi. AKP ise, sonuçlara itiraz ederek, 'seçimi şaibeli' ilan etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan 10 Şubat'ta yaptığı konuşmada her sandıkta 9 AKP görevlisinin olacağını söylemişti. Bu da akıllara 'Şaibe nasıl oluştu?' sorusunu getiriyor.
AKP Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, İstanbul’da kaybettikleri seçimi ‘şaibeli’ ilan etti. Yavuz açıklamasında, “Daha ilk incelemede gerçekten çok ilginç verilerle karşılaştık. Bu seçim, demokrasi tarihimizin en büyük şaibelerinden biridir diyebilirim” ifadelerini kullandı.
AKP'nin şaibeli dediği İstanbul seçimi için partinin görevlendirmesini ise Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan 10 Şubat'ta yaptığı konuşmada anlatmıştı. Erdoğan, Sandık Başkanları Buluşması'nda partililerle bir araya gelirken, sandık güvenliğine ilişkin bir de konuşma gerçekleştirmişti.
Erdoğan, her sandık başında 9 partili görevlinin olacağını, toplamda ise, 280 binin üzerinde görevlilerinin olduğunu ifade ederken, bu güce hiçbir partinin ulaşamadığının altını çiziyor.
Erdoğan şunları söylüyor: "Önümüzdeki seçimlerde Türkiye genelinde 195 bin sandıkta, İstanbul'da ise yaklaşık 31 bin sandıkta oy kullanılacak. İstanbul'daki 10.5 milyon seçmenin yaklaşık 2 milyon 215 bini yani yüzde 21'i AK Parti üyesidir. İlk defa bu seçimde oy kullanacak kişi sayısı ise sadece 167 bindir. AK parti olarak her sandık için bir sorumlu ve değerli kardeşlerim 8 üyeden toplam 9 kişilik bir yönetim kurulundan bahsediyoruz. Yani ana kademeden 3 kişi, bir tanesi o sandığın başkanı, kadın kollarından 3 kişi, gençlek kollarından 3 kişi. 9 kişilik sandık çalışmada bir yönetim. Böylece hiçbir siyasi partinin muktedir olamadığı, olamayacağı güç AK Parti'de. Bunu bizim başarmamız lazım. Seçim günü de sandıklarda görev üstlenecek kardeşlerim bunlar ve sabahın erken saatinde sandık mahaline kimse gelmeden AK Parti'nin sandık görevlileri orada olacaklar. Görevlilerimizin sayısı ne kadar… 280 binin üzerinde… Sayıyı görüyor musunuz?"
