CHP’li Hüseyin Aygün; yolunu kesip, kendisine silah doğrultup kaçıran (!) PKK’lı teröristlerin iyi çocuklar olduğunu, dağdan inmek istediklerini ve savaşı n bir an önce bitirilmesini istediklerini söylüyor.
Aygün’e kendisini kaçıranların “savaş sona ersin, insanlar ölmesin, barış gelsin” dediklerini aktarıyor.
Savaş yaptığını söyleyen, insan öldüren, yol kesen, mayın döşeyen, şantiye basan, kamyon yakan insanlar bunları söylüyor. Savaş yapanlar savaştan, insanları öldürenler ölümden, yol kesenler haydutluktan yakınıyor. Ne yaman çelişki!
Sonuçta Aygün, abi/kardeş yaklaşımı içinde ensesine silah dayayarak kendisini kaçıran bu çocuklardan (!) davacı olmamış! Aygün’e göre sonuçta onlar çocuktu ve yalnızca silahla yol kesmiş vekil kaçırmışlardı! Abartılmamalı ydı, hepsi bu!
Aygün, yolunu kesip kendisini dağa kaldıran sevimli çocuklardan şikâyetçi olmayarak onları bu tür masum eylemlere alenen teşvik etmiş oluyordu!
Varsın olsun!
CHP’li Aygün’ün, PKK’lı teröristlerle kurduğu bu sıcak ilişki ve malum medyanın bu ilişkiye dayalı olarak ürettiği gündem, bölücülüğü misyon edinmiş olan BDP’yi çileden çıkarmaya yetti.
PKK’lılar gündüz vaktinde elini kolunu sallayarak Tunceli-Ovacık yolunu kesiyor bir milletvekilini kaçırabiliyorlar. Buna bir anlamda CHP’li Hüseyin Aygün vesile olmuş oluyordu. Bu durum, iç ve dış basında bölgede “alan hakimiyeti”nin PKK’da olduğu duygusu ve propagandasının yapılması nı sağlamıştı. Aygün’ün kaçırılması PKK’nın propaganda makinesine BDP’lilerin yapamadıklarından büyük katkı sağlamıştı. Bölücülüğün siyasi ekseni kayabilirdi!
BDP’liler, CHP’li Aygün’ün bu eylemle kendilerinden rol kapmış olmasına fena bozuldular.
Nihayetinde Aygün, Zaza’ydı ve üstüne üstlük bir de CHP’liydi. Onun bir eylemi bölgedeki “alan hakimiyetinin” PKK’da olduğu propagandasını yaygınlaştırmaya neden olmuştu.
BDP derhal harekete geçmeli ve durumu dengelemeliydi. Öyle bir sansasyonel eylem yapmalıydılar ki Hüseyin Aygün’ün yarattığı gündem devre dışı kalsın!
Aygün’ün eyleminden daha ileri bir senaryo devreye sokulmalıydı. Aygün’ün PKK’yla buluşması hem bireysel, hem de kaçırma üzerine kurgulanmıştı. BDP’nin PKK’yla buluşması ise hem grup hem de gönüllülük üzerine oturtulmalıydı.
Sonuçta çarpıcı, etkileyici ve şok edici bir tavır üretmek için PKK’lılarla dokuz milletvekili gönüllü olarak tesadüfen bir araya geleceklerdi.
Nitekim BDP’lilerin PKK’lı teröristlerle buluşma kararını, buluşmadan iki gün önce aldıkları medyaya yansıdı. Güvenlik güçlerinin takibine yakalanmamak için görüşmenin KCK militanları tarafından organize edildiği iddia edildi.
Sonuçta 9 BDP milletvekili, Şemdinli’ye 15 kilometre mesafede silahlı terörist katillerle buluştu.
BDP’li milletvekilleri tesadüfen yollarını kesmiş (!) olan PKK’lı teröristleri, medyanıngözü önünde kucaklayıp bağırlarına basmış, sımsıkı sarılıp öpmüş ve birbirlerine sözler ve teminatlar vererek ayrılmışlardı. Sonuçta BDP’liler etkili bir propaganda yapmış, ilgili yerlere gerekli mesajları
vermiş, devlete de meydan okumuşlardı r. Kışanak, yaptıklarını “Halkla buluşmak” olarak nitelemiş, Tuğluk da “Buluşmadan mutluyuz… Yaptıklarımız yasa dışı değil” diyerek olayı açıklamıştır.
BDP’li vekillerin sarılıp öptükleri eli silahlı militanlar, millete kan banyosu yaptıran katillerdi.
Yol kesen, adam kaçıran, vatandaşların araçlarını ateşe veren, mayın döşeyen, pusu kuran, binlerce cana kıyan ve on binlerce insanı sakat bırakan insanlıktan nasipsiz haydutlardı.
BDP’lilerin demokrasi ve barış adı altında kucakladıkları teröristler, insanları ve insanlığı katletmekle görevli robotlardı. TBMM’de her ağızlarını açtıklarında devlete, millete nefret saçan BDP’li vekiller, PKK’lılarla buluştukları nda gözlerinin içi gülmüştü. BDP ve PKK’lılar buluşmanın verdiği şehvetle adeta kendilerinden geçmişlerdi.
PKK ve BDP’lilerin buluşma görüntüleri, yalnız Aygün’ün gündemini değil PKK’lı militanları n Habur görüntülerini de gölgede bırakmıştır! Devlet yetkilileri bu görüntüleri iyi okumalıdır.