“Sinop’ta imdat tweeti” başlığı ile verilen haberde BDP milletvekillerinin Karadeniz gezisinde karşılaştıkları büyük tepki ele alınıyordu. Ziyaretle ilgili oluşan gerilimin kısa sürede kâbus haline gelişi, tüm Türkiye’yi tedirgin ederken, ardından Samsun’da da benzer olaylar tırmanmış, nihayet gezi iptal edilmişti.
BDP’li milletvekilinin twetter üzerinden imdat çağrısı öne çıkarılırken, terör sözcülüğüne soyunmuş birisinin, halkın tepkisi karşısında korkulu ve ürkek hezeyanından öte bir anlam taşımadığı açıktır.
Sinop’ta yaşananların ifade ettiği imdat çağrısı çok daha hassas ve derindir. Önem verilmesi gereken esas alan burasıdır. Israrla görülmek istenmeyen, kaotik meçhule gebe gidişin işaretlerini uhdesinde barındıran bu kontrolsüz çığlıktır…
***
Yaşadığımız bu kaotik meçhule gebe gidişin tahlilini sağlıklı yapabilmek hayati önemdedir.
Kürt kökenli insanlarımızın temsilcisi ve haklarının savunucusu iddiasında olup, terör marifeti ile kimlik bulanlar vahametin merkezinde olanlardır. Israrla, insafsızca ayrıştırmak üzerine tüm kahpeliklerini sergilemişler, ama Türk Milletinin ruh birliğini aşamamışlardır.
Milletimiz eli kanlı bölücü teröristlerle, Kürt kökenli insanlarımızı ayrı tutmayı tüm kahpe dayatmalara rağmen başarabilme basiretini göstermiştir.
Nitekim Mardinli, Şırnaklı, Diyarbakırlı insanımız Nevşehir’de, Konya’da, Kütahya’da, Adana’da, Antalya’da da yaşamaktadır ve yaşayacaktır. Kayserili, Edirneli insanımızda Hakkâri’de, Batman’da yaşamaktadır ve yaşayacaktır. Muhakkak ki Karadeniz bölgemizde de tüm bu illerimizden insanlarımız yaşamaktadırlar ve yaşayacaklardır.
Hal böyle iken; terör örgütü ile kimlik bulup, akıtılan kan gölünden vazife çıkaranlar Kürt halkı diye ayrıştırıp, onlarla özdeşleşme alçaklığını yine terörle sağlama peşinde olanlar, kaçınılmaz tepkinin muhatapları olup, dışlanmışlardır.
Güneydoğulu insanımızın kendinden olduğunu bilip, birlikte huzur içinde yaşayan insanımız, bölücü terörün mensupluğuna soyunanlara haddini bildirme duygusundan geri durmamıştır.
Sinop ve Samsunda yaşanlar bu müthiş ve kutlu ayrımın ilanıdır.
Siz ey Türk- Kürt barışı diyenler, çözüm diye bağıranlar, müzakere diye yırtınanlar; bu millet eli kanlı bölücü teröristlerle, Kürt kökenli insanlarımızı ayrı tutmayı tüm kahpe dayatmalara rağmen başarabilmiştir. Siz; terörü, Kürt sorunu diye tarif etme kurnazlığına soyunanlar, bu tuzağa istekle düşenler; Bölücü teröristleri Kürt halkının temsilcisi kılıp, benden ayrı olmayanı terörle özdeşleştirirseniz, biliniz ki en büyük vehamet budur…
Ortak değerlerin yaşanıp yaşatılması ülküsüyle, bir ve tek olmayı perçinlemiş, bin yılların birlikteliğinden medeniyet inşa etmiş eşsiz kültüre atılan imzanın sahibi her kesimiyle Türk Milletidir. Adalet ve hakkaniyet üzere birlik olma arzu ve iradesi, ırk kaygılarının ötesinde bir hissediş, ülkü birliği, mensubiyet duygusu, nihayetinde tekâmül etmiş insanlık halidir.
İşte çözüm denerek çözülmek, çökertilmek istenen kutlu bağ burasıdır…
Eli kanlı katillere Kürk kökenli insanlarımızın geleceğini müzakere hakkı verirseniz, bedeli kaotik meçhule gebe gidiştir..
Sinop bu çetin tehlikeye karşı imdat çağrısında bulunmuştur!..