Ülkü Ocakları’nın eski genel başkanı Sinan Ateş’in Ankara’da öldürülmesine ilişkin dava başladı. Siyasilerin de takip ettiği davada 22 sanık hakim karşısına çıktı. Türkiye’nin gözünü kulağını çevirdiği davada savunma yapan tetikçi Eray Özyağcı, savcılık ve Emniyet’teki ifadesini değiştirerek “Emri Doğukan Çep’ten aldım” dedi.
MAHKEME BAŞKANINDAN TARAFLARA UYARI
Özgür Özel, duruşma salonunda, Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş ve Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte oturdu. Duruşma öncesi, sanıklardan Doğukan Çep, müşteki sıralarında oturanlara yönelik sözleri nedeniyle kolluk personeli tarafından duruşma salonundan çıkarıldı.
Duruşmanın başında mahkeme başkanı, taraflara, “Herhangi bir sataşma, laf atma olmasın. Gerek sanıklar gerek müşteki tarafından. Bunlara gerek yok. Bırakın işimizi yapalım. Tahrik etmeye çalışanlar olabilir. Meseli şahsileştirmeyin. Aşağıda bir sanığımız varmış. salona gelmeden önce bazı sözleri olmuş, olabilir. Sabırlı olacaksınız, sakin olacaksınız, tahriklere kapılmayın.” uyarısında bulundu.
TETİKÇİ ERAY ÖZYAĞCİ’NİN İFADESİ
“SAVCI ‘EMRİ DEVLET BEY’DEN Mİ ALDIN’ DİYE SORDU”
Duruşmanın değişen savcısı Durmuş Ali Kaya’ya da çeşitli suçlamalar yönelten Özyağcı, “Beni Yunan askerleri yakaladı. Bana ‘Türk müsün diye sordular ve dövdüler sonra attılar. Ardından da Türk askerlerini gördüm kaçmadım. Emniyete geldiğim ilk andan itibaren şahsıma yönelik baskı başladı. İşkence yapmadılar ama baskı yaptılar. Savcı Dursun Ali Kaya ‘Devlet Bey’den emir aldıysan söyle’ demeye başladı” ifadelerini kullandı.
TETİKÇİ: ‘REİSİ VURDUK’ DİYE BİR SES DUYDUM
Ankara’ya gitmesinin ardından cinayet anında motosikleti kullanan sanık Vedat Balkaya’yla buluştuğunu söyleyen Özyağci, olay gününü şu sözlerle anlattı:
“Vedat’a, Doğukan abinin alacak meselesi için biriyle görüşeceğimi, silah sesi duyması halinde korkmayıp beklemesini söyledim. Sonra kafeye oturup Doğukan abimden haber bekledim. Beni arayıp ‘Sinan Ateş’in yanında iki kişi var. Ayaklarından vur uzaklaş, diğerleriyle uğraşma’ dedi. Yukarıdan aşağıya üç kişinin geldiğini gördüm. Sinan Ateş’in ayaklarına sağlı, sollu ateş ettim ve sonra kaçmaya başladım. Bir kişi, hedef gözetmeksizin ateş etmeye başladı. Ben de onlara ateş ettim. Daha sonra ‘reisi vurduk, reisi vurduk’ diye bir ses duydum.”
Özyağci, kendisini bekleyen motosiklete binerek, Çep’in daha önce kendisine gönderdiği Gölbaşı’ndaki konuma gittiklerini kaydetti.
Araçta daha önceden tanıdığı “Mustafa Kemal” isimli kişinin olduğunu söyleyen Özyağci, araca binmesinin ardından Çep’i aradığını belirterek, “Ona, ‘Abi ben ayaklarına doğru sıktım ama ‘reisi vurduk’ diye bağırdılar. Bunda başka bir iş olmasın’ dedim. Bana, ‘Mustafa Kemal’le Gölbaşı’ndaki yere gidin, kafanıza göre iş yapmayın’ dedi. Kimin olduğunu bilmediğim bir eve gittik. Doğukan abi, 1 saat sonra yine aradı ve ‘Sinan Ateş ölmüş. Sana sadece ayaklarına sık demedim mi? dedi. Ben de adamı öldürmediğimi, ayaklarına sıktığımı söyledim. Bana kızıp telefonu kapattı. Akşam bir daha aradı ve ‘Vedat yakalandı İstanbul’a gitmeyin. Birkaç gün misafir kalın’ dedi. 4 güne yakın Gölbaşı’ndaki evde kaldık.” savunmasını yaptı.
BOTLA YUNANİSTAN’A KAÇTI
Sanık Eray Özyağci, cinayetten 4 gün sonra Mustafa Kemal ismindeki arkadaşının yardımıyla araç bagajında İzmir’e götürüldüğünü anlattı.
Bir villada yaklaşık 1 ay saklandığını anlatan Özyağci, şunları söyledi:
“Mustafa Kemal, ‘botu ayarladım, seni Edirne’den yurt dışına çıkaracağız’ dedi. Sonra beni bagaja soktular ve Edirne’ye bu şekilde gittim. Bagajdan indirdiklerinde ‘biz yoldayken deprem oldu, o yüzden yol boştu’ dedi. Beni bekleyen kişilerle botla nehre indim. Orada, bizim askerlerimiz ateş etti. Herkes panik oldu ben de direk suya atladım. Yüzerek Yunanistan’a çıktım. Birkaç saat yürümemin ardından Yunanistan askerleri yakaladı. Türk olduğumu, terörist olmadığımı söyledim. Beni kelepçeleyip dövmeye başladılar. Sonra beni botla sınır hattımıza attılar. Orada teslim oldum.”
Daha sonra Ankara Emniyetine teslim edildiğini, emniyet sorgusunun ardından savcılığa sevk edildiğini belirten Özyağci, şu iddialarda bulundu:
“Orada üç savcıya ifade verdim. Savcı Durmuş Ali Kaya, ‘Bize hikaye anlatma. Bu işin siyasi olduğunu düşünüyoruz. Devlet Bey’den talimat aldıysan bizi uğraştırma. MHP’den iki, üç yöneticinin ismini ver seni kurtaralım. Seni içeride de dışarıda da koruyacağız. Sana insan ve araç fotoğrafları göstereceğiz. Bunları onayla yeter’ dedi. Ben bunları duyunca şok oldum. ‘Böyle iftiralara alet olmam. Beni neden böyle bir şeye alet etmeye çalışıyorsunuz? dedim. Ondan sonra iyice öfkelendi. Yanıma geldi ve fotoğraflar göstermeye başladı. Tanımadığımı söyledim. Sonra araçlar gösterdi. ‘Bunlara binmedim’ dedim. Bana, ‘Öldürülmekten korkmuyor musun?’ dedi. Ben de ‘Ölüm kalım triplerim olsa bu işi yapmazdım’ dedim. ‘Ben bu dosyanın kalemşoruyum. Her türlü müdahaleyi yapacağım. Seçimden sonra herkes görecek’ dedi. Bana gösterilen fotoğraflar ve araçları sonradan medyadan gördüm.”
ÇAPRAZ SORGU
Sanık Eray Özyağci’nin savunmasının ardından çapraz sorgusuna geçildi.
Özyağci, İstanbul’dan ayrılmadan önce sanık Çep’in wi-fi cihazı verip vermediği sorusu üzerine, “Hatırlamıyorum.” dedi.
Olay gününden önce Ateş’in ofisinin olduğu bölgeye gittiği hatırlatılarak, adresi kimden aldığı sorulan Özyağci, “Abim bana ne diyorsa onu yaptım.” ifadesini kullandı. Sanık Özyağci, olayda kullanılan silahı nereden temin ettiğine ilişkin soruya, “Benim yıllardır tabancam var zaten, parasını verip temin etmiştim.” cevabını verdi.
MOTOSİKLETİ KULLANAN VEDAT BALKAYA’NIN İFADESİ
Özyağcı’nın ardından motosikleti kullanan Vedat Balkaya’nın savunmasına geçildi.
“Bana, ‘Silah sesi duyarsan korkma’ dedi”
Duruşmada savunma yapan ikinci sanık, cinayette kullanılan motosikleti süren kişi olan Vedat Balkaya oldu.
Olay tarihinden bir süre önce cezaevinden çıktığını, iş bulma konusunda zorluk çektiğini anlatan Balkaya, sanıklardan Doğukan Çep’in “uyuşturucudan uzak durması” şartıyla motor alabileceğini söylediğini, kendisine verdiği sözü tuttuğunu belirtti.
Çep’in kendisine bir miktar para ve 2-3 tane de motosiklet ilanı attığını ifade eden Balkaya, bir süre sonra motoru aldığını, motoru aldıktan bir gün sonra sanık Çep’in kendisini aradığını anlattı. Sanık Balkaya, “Ataşehir’de buluştuk. ‘Ankara’da birinden alacağım var, Eray’ı Ankara’ya götürecek araba var ama getirecek kişi yok.’ dedi. Bunun üzerine yardım amaçlı sabah 6 suları Ankara’ya vardım.” sözlerini sarf etti.
Sanık Vedat Balkaya, olay gününe ilişkin şunları anlattı:
“Ayın 30’unda öğlen 12.30 sularında Eray beni uyandırdı. ‘Alacağımız olan kişi gelmiş, almaya gidiyoruz acele et’ dedi. Eray arkama bindi, beni yönlendirdi, Muhsin Yazıcıoğlu Caddesi üzerinde indirdim. Bana, ‘Silah sesi duyarsan korkma.’ dedi. Bunun üzerine Doğukan’ı aradım, bir sıkıntı olup olmadığını sordum. Bir süre orada bekledim, sonra Eray bir hışımla geldi. Eray’ın yönlendirmesiyle yaklaşık yarım saat gittikten sonra bir petrol ofisine gittik. Eray iner inmez kaskı fırlattı. ‘Benimle İstanbul’a gelmeyecek misin?’ dedim. ‘Gelmeme gerek kalmadı, sen devam et, İstanbul’da görüşürüz.’ dedi. Kendisini bekleyen arabaya bindi ve gitti.”
‘BİRİNİN ÖLDÜRÜLECEĞİNİ BİLMİYORDUM’
Sanık Balkaya, olay tarihinden önce Ateş’i tanımadığını, öldürülmesinden de haberdar olmadığını ileri sürdü.
Balkaya, “Bana alacak verecek meselesi dediler. Vurulma olayı deselerdi cezaevinden yeni çıkmış biri olarak asla yardım etmezdim. Doğukan’ı aradım, Eray tedirgindi, bir şey olduysa bana söyleyin dedim. Ben bu olayın aslını Kocaeli Emniyet Müdürlüğünde öğrendim. Eray’ın birini vurduğunu orada öğrendim. Beni buraya kandırarak getirdiler. Ben Sinan Ateş’i tanımıyorum, sosyal statüsünü bilmiyorum. Burada birinin vurulacağını, öldürüleceğini bilmiyordum.” savunmasını yaptı.
Sanık Balkaya, suçsuz olduğunu iddia ederek, tahliye ve beraat talebinde bulundu.
SİYASİLER DE SALONDA HAZIR BULUNDU
Bugün Sincan Cezaevi’nde görülmeye başlanan 22 sanıklı Sinan Ateş cinayeti davasının ilk duruşmasını CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel, CHP Grupbaşkanvekili Murat Emir, CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, DEVA Partisi Sözcüsü İdris Şahin, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen ve Sinan Oğan salonda takip etti.
3 SANIK İÇİN MÜEBBET HAPİS İSTENİYOR
İddianamede, tetikçi Eray Özyağcı ile onu olay yerine getirip ardından kaçıran Vedat Balkaya ve Suat Kurt hakkında eylem üzerinde ortak hakimiyet ile müşterek fail olarak Sinan Ateş’e yönelik toplu halde, iştirak halinde “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. Sanıklardan ‘silahlı eylemi organize ettiği’ iddia edilen Doğukan Çep ve şüpheli eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş’ın ise ‘suça azmettiren olarak maktüle yönelik toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
Sanıklardan Zekeriya Asarlaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Mehmet Yüce, Mustafa Uzunlar, Askın Mert Gelenbey, Murat Can Çolak, Osman Bayraktar, Caner Güney, Umut Ersoy, Çaglar Zorlu, Aytaç Ataç, Emre Yüksel, Serdar Öktem, Erdem Karadeniz, Alper Atay, Mustafa Ensar Aykal’ın ‘istirak halinde islenen suça yardım eden fail olarak maktüle yönelik toplu halde, istirak halinde tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan hapis cezası isteniyor. İddianamede olayda Ülkü Ocaklarının rolü, cinayetin nedeni ve azmettiriciden bahsedilmiyor. Ayşe Ateş’in ifadesi de yer almıyor. Sincan’daki duruşmaya ilk olarak Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ geldi.
ARAÇLAR ARANDI
Sinan Ateş cinayeti davası öncesinde Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü çevresinde ve içinde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Cezaevi kampüsüne giden yolda trafik ve çevik kuvvet polisleri tarafından bazı araçlara arama işlemi uygulandı. Cezaevine giden yolda trafik yoğunluğu yaşanırken, yol kenarında TOMA araçları bekletildi. Cezaevi kampüsünde 10 kilometre çapında güvenlik önlemleri alındı. Kampüs önünde onlarca çevik kuvvet aracı ve çevik kuvvet polisleri beklerken basın için ayrı bir alan hazırlandı. Kamuoyunun yakından takip ettiği davayı çok sayıda gazeteci de izliyor.
AYŞE ATEŞ: AYRILAN DOSYADAKİ 17 ŞÜPHELİ DOSYAYA EKLENMELİ
Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş ise duruşma öncesinde gazetecilere açıklamalarda bulundu.
“Bizim buradan beklentimiz ve isteğimiz, ayrılan dosyadaki 17 kişi hakkında gerekli işlemlerin hızlı bir şekilde yapılması ve dosyamıza eklenmesidir.” diyen Ayşe Ateş, “İddianamedeki boşlukların tamamlanarak yeni ve doğru bir iddianamenin yazılması ve yargılamanın hızlı bir şekilde yapılmasıdır. Hedefimize sadece suçlular var, sadece suçluların adil bir şekilde yargılanmasından başka hiçbir talebimiz bulunmamaktadır.” ifadelerini kullandı.
Ateş, tehditler üzerine yaklaşık bir buçuk aydır koruma talebinde bulunduğunu ve yoğun güvenlik altında yaşadığını dile getirdi.
“CEZAEVİ HAYATINI BİZE LAYIK GÖRDÜLER”
Ateş, bir basın mensubunun “Bugün yoğun güvenlik önlemleri var, yanınızda da korumaları görüyoruz, bu korumalarınız uzun süredir var mı?” sorusu üzerine, “Yaklaşık bir buçuk ay oldu sanırım koruma talebinde bulunalı, uzun süredir korumalarım var. Yoğun güvenlik önlemleri altında yaşıyorum. Normal bir hayat yaşamıyorum. Evde, kızlarımla akşama kadar, çok gerekli haller dışında dışarıya çıkmadan. Bazılarının halen yaşamadığı ancak yaşaması gereken cezaevi hayatını maalesef bize layık gördüler.” ifadelerini kullandı.
MHP’NİN TALEBİNE RET
Milliyetçi Hareket Partisi ( Mhp ) adına avukatlar İbrahim Ethem Yiğit ve Çağrı Can Pak, davaya katılma talebinde bulundu. Sanıklar da MHP’li avukatların katılma talebini kabul etti. Savcılık makamı MHP’nin ‘suçtan zarar görmediği’ gerekçesiyle MHP’nin katılma talebinin reddedilmesini istedi. Mahkeme Başkanı da bu yönde karar verdi.
NE OLMUŞTU?
Akademisyen ve Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş, 30 Aralık 2022’de Ankara’da uğradığı silahlı saldırı sonrasında yaşamını yitirmişti.
Aralarında tetikçi ve azmettiricilerin de olduğu iddia edilen isimler hakkında soruşturma başlatılmış, dönemin Ankara Emniyeti Cinayet Büro Amiri de bu isimlerle birlikte tutuklanmıştı.
Mahkeme tarafından kabul edilen iddianamede, tetikçi Eray Özyağci’nın de aralarında bulunduğu 5 sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
Diğer Şüpheliler için istenen hapis cezası ise 15 yıldan 20 yıla kadar değişiyor.