Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fındıklı Yerleşkesinde düzenlenen Misak-ı Milli Anma Programı’nda konuştan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı MustafaŞentop, “Misak-ı Milli’nin kabulü, milli mücadele tarihimiz açısından son derecede önemli olmasına rağmen maalesef mahiyeti ve tarihi önemi üzerinde hakkıyla durulmamıştır. Oysa Misak-ı Milli; milletimizin haklı mücadelesinin gerekçelerini ve yöntemini açıkça ortaya koyduğu, tüm dünyaya ve özellikle işgalci emperyal güçlere karşı ilan ettiği bir istiklal bildirisidir.” dedi.
Şentop, “Misak-ı Milli, milli yeminle milli mücadelenin hedefi ve gayesi belirlenmiştir. Meclis-i Mebusan üyeleri Misak-ı Milli ile yemin ettiklerinde dünya ve ülkemiz yangın yeriydi. tarihte kurduğumuz en kudretli devletimiz son demlerini yaşıyordu. Bir tarafta korku, diğer tarafta ümit hakimdi. Yüzlerce yıl kendini en güçlü gören milletimiz istiklalinden ve istikbalinden mahrumiyet tehlikesiyle karşı karşıya idi.” diye konuştu.
Birinci Dünya Savaşı sona erdiğinde, dünyada artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının görüldüğünü ifade eden Şentop, uluslararası düzenin yeniden tanzim edilmesinin söz konusu olduğunu söyledi. Şentop, Anadolu’nun işgal edildiği yıllarda, yeryüzünde hür ve bağımsız tek bir Müslüman devlet olmadığını belirterek, “Kazandıkları Birinci Dünya Savaşı ile 850 yıllık bir hesabı toptan görme imkanı yakaladıklarını düşünüyorlardı. Bunun ilk adımını da 30 Ekim 1918’de imzaladığımız Mondros Mütarekesi ile attılar. Bizim ateşkes dediğimiz anlaşmayı, onlar Anadolu’yu hiçbir dirençle karşılaşmadan işgal etmenin belgesi olarak değerlendirmek istediler. Amaçlarına ulaşmak için her aracı kullanmayı mübah gördüklerinden, Osmanlı Devleti’ne istedikleri şartları kabul ettirmek üzere işgal ve istilayı baskı olarak kullandılar. Bunun için de ateşkes anlaşmasından bir hafta sonra İzmir kıyılarına gemileriyle yanaştılar. İki hafta sonra gemilerini Dolmabahçe Sarayı’nın karşısında demirlediler. Devam eden süreçte de akın akın Anadolu’yu istila etmeye başladılar. Esasında beklenen bir durumdu. İmza edilecek anlaşma ile vatanın işgal edileceği öngörülebiliyordu. Meselenin gelişme istikametini hemen fark eden milletimiz de harekete geçti.” ifadesini kullandı.
Şentop, “Türkiye Büyük Millet Meclisi de Meclis-i Mebusan’ın aslında bir devamıdır. Osmanlı Devleti, Türkiye Cumhuriyeti arasında nasıl bir alaka varsa, Meclis-i Mebusan ile Türkiye Büyük Millet Meclisi arasında da aynı alaka vardır. O sebeple 23 Nisan 1920 tarihini Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, yani parlamentomuzun kuruluş tarihi olarak değil, açılış tarihi olarak kutluyoruz. Çünkü Meclis-i Mebusan son oturumunu 18 Mart 1920 tarihinde yapmış ve ‘tatil’ kararı almıştı. Meclis-i Mebusan üyeleri daha sonra TBMM üyesi olarak görevlerine devam ettirmişlerdir. Meclis-i Mebusan’ın aldığı kararların en önemlisi işte bugün 101. yılını andığımız Misak-ı Milli’dir. Misak-ı Milli, milli iradenin kararıdır. Kararın en önemli boyutu Sivas Kongresi ile oluşturulan Heyet-i Temsiliye ile Meclis-i Mebusan arasında uyumlu bir ilişki olduğunu göstermesidir. Misak-ı Milli Kararları ile Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a ayak bastıktan sonra yürüttüğü çalışmaların onaylandığı ilan edilmiştir.
“Bugün ülkemizin içinde bulunduğu coğrafyada yaşanan sorunları, Misak-ı Milli temelinde yeniden ele almak, sorunların çözümünde Misak-ı Milli’de kabul edilen prensiplerden yola çıkmak, adil ve kalıcı barışa giden yolda oldukça yararlı olabilir kanaatindeyim. Devlet olarak takip ettiğimiz siyaseti bazıları ‘Yeni Osmanlıcılık’ diye eleştiriyor. Evet Osmanlı’yı seviyoruz ve gururla anıyoruz. Tarihte kurduğumuz en kudretli devletimiz. Merhum şairimiz Yahya Kemal’in ifadesiyle, ‘Kökü mazide olan atiyiz.’ Harabati değiliz. Şerefle anacağımız, anlatacağımız bir geçmişten geliyoruz. Ama bazıları paranoyak bir şekilde bizi Osmanlı’yı kurmaya çalışmakla itham ediyorlar. Hayalci değiliz, hayal kurmuyoruz. Realpolitiğin farkındayız. Ama Türkiye’nin uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını, meşru hukukunu korumakta ve savunmakta sonuna kadar kararlıyız. Bunun adına kim ne derse desin. Kuruluşunun 100’üncü yılını görkemli bir şekilde kutlamak için sabırsızlandığımız Türkiye Cumhuriyeti’ni dünyanın en güçlü, güvenli, huzurlu ve müreffeh devleti haline getirmek için çalışıyoruz, gayret ediyoruz. Tarihimizin şanlı dönemlerinden aldığımız ilham ile geleceğimizi inşa etmek için uğraşıyoruz. Ülkemizi ekonomik, sosyal, kültürel anlamda bir çekim merkezi haline getirmeye çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.
TBMM Başkanı Şentop, Misak-ı Milli ile esasları ve çerçevesi belirlenen İstiklal Savaşı’nı kazanmanın gururunu yaşadıklarını dile getirdi. Geçen yıl Meclis’in kuruluşunun 100’üncü yılının idrak edildiğini ve çeşitli etkinliklerle kutlandığını hatırlatan Şentop, şöyle konuştu:
“İnşallah 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyetimizin ilanının 100’üncü yılını da hep birlikte coşkuyla kutlayacağız. Bütün bu sürecin temelinde tarihi bir metin olarak Misak-ı Milli’nin bulunduğunu da bu vesileyle tekrar burada hep beraber hatırlatıyoruz. Misak-ı Milli’nin hazırlanmasına ve kabul edilmesine öncülük eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Misak-ı Milli kararlarını alan, akabinde bütün baskılara rağmen kararlarının arkasında duran milletvekillerini ve İstiklal harbimizin, Milli Mücadele’nin kahramanlarını rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum. Gazi Meclisimizin milletvekillerinin 15 Temmuz 2016 yılındaki darbe girişiminde bombalar altında aynı ruh ve inançla milletten aldıkları emanete sahip çıktıklarını belirtmekten büyük gurur duyuyorum. Milletimizi farklı ve güçlü kılanın da bu inanç ve ruh olduğuna inanıyorum.”