Seçmen siyasetten açık ve net tavır istiyor!

Seçmen siyasetten açık ve net tavır istiyor!

Mahalli idareler seçimlerinde büyük şehirlerin millet ittifakı tarafından kazanılması ilginç bir tartışmayı da gündeme taşımıştır.  Bu İstanbul, Ankara ya da Mersin gibi illerde muhalefetin belediye başkanlıklarını kazanmasının “Kürt ya da HDP’nin Oyları sayesinde mümkün olmuştur” propagandasıdır.

Siyaset uzun süredir belli çevrelerin bütünüyle bu yanlış ve sakat minval üzerinden yaptığı propagandayla yürütülmektedir.

Bu tartışma özünden sakattır. Çünkü Türkiye’de bir blok halinde etnik, ideolojik ya da mezhep oyu yoktur.  Her siyasi parti içinde şu veya bu miktarda farklı etnik ya da mezhepten olan vatandaşın oyları vardır. Bu oylar zamana, ekonomik şartlara ve siyasi konjonktüre göre de aks değiştirmektedir.

Seçimi kazandıran da kaybettiren de Türkiye Cumhuriyeti’nin yurttaşlarının ve devletinin seçim sürecinde içinde bulunduğu ekonomik, sosyal ve siyasi şartlardır.

Kaldı ki İstanbul, Ankara ya da Adana’da AK Parti bir önceki seçimde aldığı oyların aynısını alabilseydi muhalefet adayları bu illerde seçimleri kazanamazdı.

Somut olgu şudur: AK Parti ya da Cumhur İttifakı kaybedince muhalefet ya da millet İttifakı kazanmaktadır. Seçim sonuçları siyasi ahvalin, ekonomik durumun ve sosyal şartların bütünüyle ilgilidir.

Türkiye’de vatandaşın oyunu etnisite, mezhep ya da parti kriterleri bağlamında mülk sorunu olarak görmek doğru değildir. Bir kez daha hatırlatalım ki Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının oyunu parti, mezhep, etnisite tekelindeki oy olarak kategorize etmek yanlış ve tehlikelidir.

Elbette siyasi ve sosyolojik yapıların halkın kullandığı oylar üzerinde etkisi vardır. Ancak seçimlerde halkın kitlesel olarak partilere yönelimini ekonomik durumlar, siyasi mağduriyetler, sosyal şartlar, yolsuzluk ile haksızlıklar ve inanç/ideal gibi faktörler tayin etmektedir.

Evine ekmek götürmekte zorlanan vatandaşın gündeminde parti ya da etnisite sorunu değil açlık sorunu vardır. Aç ve açıkta olan insanın gözü parti tabelalarında değil ekmek parası kazanacak yerlerde ve iş ilanlarındadır. İş bulamayan mühendis ya da atanamayan öğretmen parti ilanlarıyla değil iş ilanlarıyla ilgilenir.

 

HDP’ye yüklenen misyon!

Orta yerde sırtını yasalara değil dağa dayadığını haykıran, terörist başının heykellerini dikeceğini söyleyen, TBMM’de teröristbaşı ve PKK lehine slogan atan, gerilla marşı okuyan parti sıfatı kazanmış HDP adlı bir yapı var. Bu yapının Belediye başkan adayları “irademiz Öcalan” diyen milletvekili adaylarının PKK/KCK adlı terör örgütü tarafından belirlendiği, seçildikten sonra da bütün faaliyetlerinin terör örgütü mensuplarınca yönetilip ve denetlendiğini cümle âlem biliyor.

Bu yüzden HDP adlı partinin (!) anayasa ve yasalara uymadığı gerekçesiyle hakkında açılmış bir kapatma davası var. Bu yapı şimdilik masumluk karinesi gereği olarak siyasi parti olarak adlandırılıyor. Gerçek konumunu ise önümüzdeki günlerde bağımsız yargının vereceği karar belirleyecektir. Ancak HDP’nin halk nezdindeki sıfatı ve yeri bellidir.

Diğer yandan halkta AK Parti’nin yirmi yıllık iktidarında uygulanan ekonomik politikanın meydana getirdiği büyük bir yorgunluk, bıkkınlık ve hayal kırıklığı var. AK Parti üretme tüket, ihraç etme ithal et, icat etme taklit et, tasarruf etme sarf et stratejisi uygulayarak ülkeyi ekonomik çöküşün eşiğine getirmiştir.

Vatandaşlar yolsuzluk, rüşvet, adaletsizlik, kötü yönetim ve tek kişilik hegemonyadan bıkmış durumdadır. Milletin kahır ekseriyeti AK Parti iktidarından kurtulmak istiyor ama HDP gibi bir yapıyla siyasi iradesinin yan yana gelmesini de istemiyor. Bu yüzden Cumhur İttifakından kopan oylar büyük oranda muhalefete değil kararsızlar partisine gidiyor. Vatandaşlar HDP ile ilgili olarak muhalefetten kafa karışıklığı yaratan söylemler değil açık ve net tavır istiyor!

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!