Şantajlara boyun eğilemez!

Hukuk devletinde -her şeyden önce- hukuka saygı esastır. Yasalar yürürlükte iken uygulamamak, görevi ihmal anlamına gelir. Bu anlamda da yasaların öngördüğü sorumluluklara sahip olmayanlar, yasaların kendisine sağladığı haklardan yararlanamazlar.
Milletvekilliği gibi millet adına temsil görevini üstlenenlerin hukuka ve yasalara uygun davranmaları çok daha önemlidir. Polise tokat atan, PKK kıyafeti giyerek elindeki taşla polisin üzerine hücum eden ya da polisin şapkasını başından alan tahrikçi kimselerin milletvekili olduğu bir yerde milletvekilliğine duyulan saygı ortadan kalkar.
Milletvekili olacakların yasaların öngördüğü asgari şartları taşıması bu bağlamda son derece önemlidir. İlgili yasalarda milletvekili adayı olmak için gerekli ve zorunlu şartlar da bellidir. Bu şartlar herkes için geçerlidir. YSK’nın seçim sürecinde defalarca ilan ettiği bu şartlara uymak da zorunludur.
BDP destekli bağımsız adayların da herkes için öngörülen bu şartların dışında tutulması düşünülemez. YSK’nın bu bağlamda verdiği ya da vereceği kararlar siyasi sonuçlar doğuran hukuki kararlardır. Nitekim, YSK Başkanı Ali Em, kararlarının siyasi olmadığını, YSK’nın bağımsız bir kurum olduğunu söyledi. Yapılan açıklamalardan daha önce ceza almış olan bazı adayların “memnu (yasak) hakların iadesi” konusunda belgelerinin olmamasının söz konusu başvuruların geçersiz sayılmasına neden olduğu anlaşılıyor. YSK Başkanı Ali Em, “Şerafettin Efe adlı aday teminatı yatırmamış” olduğundan adaylığının kabul edilmediğini söylüyor. Başkan, “12 bağımsız milletvekili adayının aday olamayacaklarına” ilişkin kararın açık olduğunu söylüyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yüksek Seçim Kurulu’nun 12 bağımsız milletvekili adayıyla ilgili iptal kararı üzerine ‘CHP olarak Meclis’in olağanüstü toplanmasını ve seçim barajını düşürmek de dahil alınması gereken önlemlerin zaman geçirilmeden alınmasını istiyoruz’ açıklamasını yaptı.
CHP Genel Başkanı, BDP’lilerin yasal şartları uygun olan kişileri aday göstermesini talep edecek yerde, yasaların BDP’lilerin öngördüğü biçimde değişmesini talep etmesi ilginçtir. Diğer yandan TBMM’nin olağanüstü toplanması ve seçimin ertelenmesi gibi talepler de hukuki ve siyasi değeri olmayan, siyasi rant amaçlı taleplerdir.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise konuyla ilgili olarak, ‘Yargıya saygı duyulmalıdır. Alınan karar herkes tarafından kabul edilmelidir’ açıklamasını yaptı. Yasalara uygun adaylar belirlemenin, yasalara uygun seçim çalışmaları sürdürmenin her partinin görevi olması gerektiğini belirten Bahçeli, “Türkiye’yi bölmeye yönelik bir olayın tahrikçisi, provokatörü ve mağduru durumuna düşerek Türkiye’yi karıştırmaya kimsenin hakkı yoktur”. Bahçeli’nin açıklaması reel durumu yansıtması bakımından önemlidir.

Milisler işbaşında!
Nitekim BDP’nin desteklediği 12 bağımsız milletvekili adayının adaylıklarının YSK tarafından yasaların öngördüğü şartları taşımadığı gerekçesiyle geçersiz sayılması, terör yandaşlarına bekledikleri fırsatı verdi. Ülkenin çeşitli yörelerinde BDP’li milisler terör estirdi. Van’da dükkânlar, Diyarbakır’da otobüsler ateşe verildi. İstanbul’da vatandaşlar taşlandı. Yangını söndürmeye giden itfaiye aracına molotof kokteyli atıldı.
BDP’liler, Taksim’den Aksaray’a çevreyi tahrip ederek yürüdü. Gruptan bir kişinin meydandaki direğe tırmanarak indirdiği Türk bayrağı birkaç dakika sonra yeniden yerine çekildi. İşin nereye doğru evrildiği ortadadır. Bu durum, terörün dayatmasıyla siyaset belirlemenin yalnızca terörü azdırdığının ve kontrolden çıkardığının kanıtıdır. Yasaları BDP’nin ihtiyaçlarına göre değiştirmek yerine BDP’nin, kendisini yasalara uygun hale getirmesi gerekir.
Teröre ve baskıya taviz verilemez.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!