Prens Faysal bin Bandar bin Abdülaziz, Suudi Arabistan'da Riyad Valisidir. O, "Bugün, bir Suudi vatandaşı olarak Türkiye bize yönelik politikasını değiştirmediği sürece Türkiye'de üretilen, hatta Türk gümrüklerinden geçmiş tüm ürünleri boykot edeceğimi ilan ediyorum. Ne bizim, ne de hükümetimizin Türklere ve ürünlerine ihtiyacı var" diyor.
Suudlu Prens Selman'ın Kaşıkçı'yı öldürtmesine ABD, İsrail hesabına göz yumdu. Prens Salman'a da "Kaşıkçı cinayetinden kurtulmak istiyorsan ABD'ye 450 milyar dolarlık yatırım yap, gerisine karışma" mesajı verdi. Dahası ABD Başkanı Trump, Suudi Arabistan Kralı Selman'dan bir telefonla nasıl 500 milyon dolar aldığını da geçtiğimiz günlerde kamuoyuyla paylaşılmıştı.
Önce şu tespiti yapmamız gerekiyor: Suudluların ve Mısır'ın Türkiye'ye karşı tavrı İsrail/ABD stratejisinin ürünüdür.
Yalnız Suudi Arabistan değil Mısır, BAE ve diğer birçok bölge ülkesi de Türkiye'ye karşı ciddi bir tavır içindedir.
Türkiye, Doğu Akdeniz'deki çıkarları AB/ABD, Mısır, Yunanistan, Suudi Arabistan gibi ülkelerin tehdidi altındadır. Bunu görmemek kuru sıkı laflarla sorunu geliştirmeye çalışmak son derece tehlikeli ve yanlıştır.
Kıbrıs Rum Kesimi'nin başkenti Lefkoşa'da yapılan bir toplantıda konuşan İsrail Büyükelçisi, Rumların tek taraflı doğalgaz aramasına tepki gösteren Türkiye'nin davranışlarını tahrik olarak nitelemiş, "Türk tehditleri nedeniyle İsrail'in askeri müdahalede bulunmak zorunda kalmamasını temenni ederim" ifadelerini kullanmıştı.
Mısır Büyükelçisi de "gerekirse Türkiye'ye karşı askeri güç kullanmaktan çekinmeyecekleri" tehdidinde bulunmuştu.
Artık ne Arap ne de İslam dünyası eskisi gibi değildir. Türkiye'ye yönelik olarak İsrail/ABD organizatörlüğünde özellikle Ortadoğu'da ciddi bir örgütlenme vardır. Bunu görmek gerekir.
Doların 6 lirayı geçtiği bir zamanda "Dünya beşten büyüktür" söylemlerinin hiç bir yerde hiçbir karşılığı yoktur.
S 400 ile F 35 Sorunu!
Amerikan haber kaynaklarına göre ABD, Türkiye'ye Rusya ile S-400 füze savunma sistemini satın almak için yaptığı anlaşma hakkında son kararını vermesi için iki haftadan daha az bir süre tanımış. CNBC, verdiği haberde, Rusya'dan S-400 sistemini satın almak için yaptığı anlaşmaya sadık kalması durumunda Türkiye'nin yaptırımlarla karşı karşıya kalacağını belirtiyor.
BBC'nin verdiği habere göre Türkiye, Haziran ayının ilk haftasında Rusya'yla yaptığı anlaşmayı iptal edip ABD'den Patriot hava ve füze savunma sistemleri satın alamaya karar vermezse, Türkiye'nin F-35 savaş uçağı programından çekilmesi gerekecek, Amerikan yaptırımlarına maruz kalabilecek ve NATO'nun tepkisiyle karşı karşıya kalacak.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, S-400 gerilimine ilişkin "ABD 'Ertele' diyor, biz 'Bitti' diyoruz" şeklinde açıklama yapmıştır. "Türkiye'nin, CAATSA yaptırımlarına da hazırlık yaptığını" ifade etmiştir.
Hatırlanacağı üzere ABD, İran'a karşı ambargo kararı alındığında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "İran'dan gaz alımında kararlıyız" diyerek ambargoya uymayacağı mesajını vermişti. Halbuki gelinin aşamada Türkiye'nin İran'dan gaz ve petrol alımı sıfırlanmıştır.
Türkiye'nin S 400 konusunda da sonuna kadar haklıdır. Ancak S 400 konusu S 400'den ibaret değildir. Bölgede başta Türkiye aleyhine büyük bir kırılma yaşanıyor. Filistin, Arap ülkeleri tarafından kaderiyle başbaşa bırakılmıştır. İsrail/ABD ile Filistin'e "yüzyılın anlaşması"nı dayatarak Filistin topraklarının üzerine para karşılığı oturmaya çalışıyor. Parayı da Arap ülkelerinden tahsil edeceklerdir.
ABD'nin İsrail ile birlikte bölgede Türkiye aleyhtarı ciddi bir örgütlenme gerçekleştirdiğini görmek gerekir. Bölgedeki Arap ülkelerinin çoğu Filistin'in değil İsrail'in yanındadır.
Türkiye'ye dışarıdan ciddi bir tehdit var. Ekonominin kırılganlığı bu tehdidi daha da artırmaktadır. İktidar olanı biteni bir şaka görmektedir. Bir an evvel durumun ciddiyetini kavramalı ve gerçekci stratejileri devreye sokmalıdır.