Zafer Partisi %7’lere, %8’lere ulaşmaya başardı. Bu da 4 milyon, 4,5 milyon oy demektir ve yabana atılamaz. Devlet eğer bir adım atıp bu süreç ayrıntıları hakkında, kurmaylarıyla birlikte Ümit Özdağ’a gerekli açıklamaları yapsaydı, Ümit Özdağ’ın da bu kadar keskin açıklamalar yapmayacağı kanaatindeyim.
ŞÜKRAN KULAKOĞLU
Konuğumuz Zafer Partisi Merkez Disiplin Kurulu üyesi Sn. Altuğ Ömür Uçar. Hoş geldiniz. Sn. Uçar öncelikle biraz kendinizden bahseder misiniz, kimdir Altuğ Ömür Uçar?
ALTUĞ ÖMÜR UÇAR
Alparslan Türkeş’in çok güzel bir sözü var “Her kim Türklüğe karşıysa İstiklal Savaşı’nda ülkemize saldıran düşmanın kalıntılarıdır” bu söz benim her zaman kulağımda küpe olarak kaldı. Milliyetçilik şiarım buradan kaynaklanmakta.
Hoş bulduk Şükran Hanım. Tabi ki, 1974 Ankara doğumluyum. Aslında siyasetin göbeğinde, Oran’da doğdum ve büyüdüm. Komşularımız Alparslan Türkeş, Deniz Baykal, Bülent Ecevit, Gürer Aykal, Türkan Şoray’dı. Hepsiyle abi abla düzeyinde samimi bir diyaloğa sahiptik. Başbuğumuz hariç, kendisi çok otoriter askerliğin vermiş olduğu disipline sahipti, fakat buna rağmen babacan bir o kadar sevgi dolu davranışlar sergilerdi. Oğlu Ahmet Kutalmış erkek kardeşimin sınıf arkadaşı, Ayyüce Hanım onların bir yaş büyüğüydü yani aynı dönemin aynı semtin çocuklarıydık. Başbuğ’un ailesi ile Oran İlkokulu’nda hep beraber okuduk. 80 darbesini yaşadığımızda yine aynı muhitteydik, Başbuğumuz en uzun süre tutukluluğu süren siyasi parti lideriydi, tutukluluk süresi dört buçuk yıl sürdü ve bizler bu sancılı sürece çocuk yaşta şahitlik ettik. Dolayısıyla bu süreçte hamurumuz milliyetçilik ruhu ile iyice yoğrulmuş oldu. 1980 Darbesi’ne şahit olmuş tankların Emek sokaklarında gezdiğini çocuk yaşta görmüş bir insan olarak siyasete olan merakım ilgim çocukluk yıllarından bu yana büyüyerek güçlendi. Hep Türklük ve Türklük aşkı ile büyüdük. Alparslan Türkeş’in çok güzel bir sözü var “Her kim Türklüğe karşıysa İstiklal Savaşı’nda ülkemize saldıran düşmanın kalıntılarıdır” bu söz benim her zaman kulağımda küpe olarak kaldı. Milliyetçilik şiarım buradan kaynaklanmakta.
Ortadoğu’da çalışırken terör nedir hangi ülkede nasıl yaratılır nasıl sindirilir bunları net olarak gördüm. Buna İlave olarak Afganistan’da, Amerika, İngiltere kimdir nasıl ordulara, silahlara sahipler ne üzerinde emelleri var bu açıdan büyük tecrübe kazandım. Atatürk nedir, tam bağımsızlık, ulus devlet nedir laikliğin önemi bunların hepsini Afganistan’da bulunduğum dönemde özümsedim.
Gazi Üniversitesi Makine mühendisliği mezunuyum. Okul yıllarımda da ülkücü akımın içinde aktif olarak yer ve görevler aldım. Görev çok önemlidir, Ülkü Ocakları aslında bir eğitim ocağıydı. İstediğiniz zaman matematik, fizik dersleri alabilirdiniz tabi hak ederseniz. Okul bitti babamı kaybettim ve Alarko’da işe başladım çok büyük bir şirketti, patron bir şirketti. Üzeyir Garih’le çalışma fırsatı buldum, bu çok önemli bir aşamaydı benim için. Beden dilinden tutun hangi yemekle hangi içki içilir, genel kültür donanım bakımından bana çok şey kattı. Bunların yanında geleceğe dair öngörülerin olduğu bir çalışma alanıydı devletinizi şirketinizi temsil etmek için çok önemli kurallar söz konusuydu bu disiplin ile genç yaşlarda tanışmam benim için çok büyük avantaj oldu.
Bu arada şunu belirtmem lazım babam inşaat mühendisiydi Sn. Muzaffer Özdağ ile Ankara Özveren Sokak’ta ofis komşuydu. Rahmetli babam zamanın en iyi inşaat mühendislerinden biriydi. Türkiye’de yapılan birçok projede katkısı olmuştur. Ergani Kurtalan, Pınarhisar, Gümüşhane, Aydın gibi Türkiye’nin birçok yerinde çimento fabrikalarının inşasında emeği vardır.
Alarko Holding’de çalışırken uluslararası camiayı yakından tanıma fırsatım oldu. Hasbel kader, Üzeyir Garih’i kaybettikten sonra kendi işimi kurdum. İlk önce ufak tefek işler yaptım. Daha sonra Koray İnşaat ile taahhütler yaptım Koray inşaat o zaman çok büyük bir şirketti 1953 İTÜ mezunu Aydın Koray’ın kurduğu bir şirketti. Sonrasında çocukluk arkadaşımın çağrısı ile 2003’te 8 yıllık bir mühendis olarak Irak’a gittim, Amerikalı Yüzbaşı ile pazarlık ederek önce küçük bir iş alarak ilk adımı attım. Küçük bir iş derken 800 bin dolarlık bir işti daha sonra 5 milyon ve 20 milyon dolarlık işlerle devam ettik. Amerika’nın Afganistan’da ciddi yatırımları vardı ve Afganistan’a gittim. Daha sonra Orada da 10 yılda Defense, Logistics Agency, Air Force, United States, Army Corps of Engineers, NATO, NAMSA ve benzeri kurumlarla 400 milyon dolarlık yatırımların inşasında rol aldım.
Ortadoğu’da çalışırken terör nedir hangi ülkede nasıl yaratılır nasıl sindirilir bunları net olarak gördüm. Buna İlave olarak Afganistan’da, Amerika, İngiltere kimdir nasıl ordulara, silahlara sahipler ne üzerinde emelleri var bu açıdan büyük tecrübe kazandım. Atatürk nedir, tam bağımsızlık, ulus devlet nedir laikliğin önemi bunların hepsini Afganistan’da bulunduğum dönemde özümsedim. 65’e yakın ülke gezdim ve bu şekilde Dünya’yı tanıma analiz etme şansına sahip oldum.
Sayın liderimizle İyi Parti’nin kuruluş aşamasında görüşme şansımız oldu, iyi de roller alacaktık sayın liderimiz çok kalabalıktı belki de çevresinde benden daha çok üzerine düşen maddi manevi etkisi olan insanlar olmuş olabilir, onlara şans verdi. Ben yine siyasete çok fazla direk duhul etmedim. 2015’te Milliyetçi Hareket Partisi’nden iki dönem üst üste milletvekili adayı oldum birinde aday olmayı başardım ve kendim çekildim diğeri ise aday adayı olarak kaldı.
ŞÜKRAN KULAKOĞLU
Zafer Partisi ile tanışmanız nasıl oldu, neden Zafer Partisi?
ALTUĞ ÖMÜR UÇAR
Sn. Özdağ’ın bir çizgisi çerçevesi, köşeli ana ilkeleri var. O ilkeler arasında Atatürk çizgisinde Türk milliyetçiliği yer alıyor bu çok kıymetli. Bu ilke Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ülkenin düsturu olmalıdır.
2023’te yapılan genel seçimlerde ise ilk turda Zafer partisi iyi bir çıkış yaptı bunun üzerine iki insanın üzerine çok geldiler, biri Sn. Genel Başkanımız Ümit Özdağ diğeri Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan. Sinan Oğan kendi aldığı kararlar neticesi Cumhur İttifakı’nı destekleme kararı aldı, ancak Sn. Ümit Özdağ “biz henüz öyle düşünmüyoruz” dedi. O sırada benim iş ortağım bir önceki Jandarma Genel Komutanı Galip Mendi Bey’in oğlu, kendisi Genel Başkanımızla görüşmek istedi hemen bağı kurduk. O sırada Sn. Genel Başkanımız “Altuğ Bey biz neden görüşmüyoruz” dedi ve ben “seçimlerden sonra müsait zamanınızda bir kahvenizi içmeye gelirim” dedim. Bunun ardından Haziran 2023 tarihinde görüşme şansımız oldu ve kendisi direk Milli Savunma Sanayi üzerine Başdanışmanı olmamı teveccüh ettiler ve bende kabul ettim. Sn. Ümit Özdağ ve Cezmi Polat imzası ile görev atamam gerçekleştirildi.
2023 yılının sonlarına doğruydu Sn. Özdağ, Ali Şehirlioğlu, Azmi Karamahmutoğlu, Bartu Soral, Esmaul Hüsna Aslan, Semih Dikkatli, Murat Yıldız gibi kıymetli isimlerle beraber beni de 20 yakın kurmayı arasında lanse etti bu benim için büyük onurdu. Son olarak genel kurulda Merkez Disiplin Kurulu’nda görevlendirildim. Bunun için kendisine çok teşekkür ediyorum. Benim siyasetle ve Zafer Partisi’yle tanışma sürecim bu şekilde başladı siyasi yaşamım bu doğrultuda devam ediyor.
Neden Zafer Partisi sorusuna gelirsek değişmeyen tek şey değişim. Ben hep bazı şeyleri modellemeyi düşünüyorum. Milliyetçilik de gelişmeli, değişmeli. Her şey değişebilir. Nasıl ki AK Parti şu anda din eğilimi olup dini temsil etmiyorsa, bana göre pek çok parti kendi iddia ettiği alanda gerekli değerleri temsil ve temessül edemiyor, bunu çok net gördüm. Oysaki Sn. Özdağ’ın bir çizgisi çerçevesi, köşeli ana ilkeleri var. O ilkeler arasında Atatürk çizgisinde Türk milliyetçiliği yer alıyor bu çok kıymetli. Bu ilke Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ülkenin düsturu olmalıdır. Afganistan’da çalışmak devlet olmayı, ulus devlet olmayı, dil birliğinin ne olduğunu bana öğrettiği gibi Atatürk’ün devrimlerini daha iyi idrak etmeme de neden oldu. Devletçilik, Laiklik, Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Milliyetçilik ve Devrimcilik bu ilkeler ne yazık ki artık sadece bir parti ambleminden öte bir anlam ifade etmiyor çünkü içi boşaltıldı. Atatürk çizgisinde, Türk Milliyetçiliği konulu bir ansiklopedi yazabilirsiniz ya da büyük bir tez hazırlayabilirsiniz ya da konferanslar düzenleyebilirsiniz günlere sığmaz bu tek cümle o yüzden şu anda olama gereken adreste yani Zafer Partisi çatısı altındayım diyebilirim.
ŞÜKRAN KULAKOĞLU
Sn. Ümit Özdağ’ın yaşadığı olaylar malum, özellikle terörist başının meclise çağrılmasından sonra Zafer Partisi yurt genelinde mitinglere başladı ve özellikle şehit aileleri bu mitinglere çok fazla teveccüh gösterdi. Biliyorsunuz Pakize annemiz de bu mitinglere katılım sağladı. Siz o günden bu güne süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
ALTUĞ ÖMÜR UÇAR
Ümit Özdağ’ın yaptığı da bir siyaset çeşidi. Ümit Özdağ bu şekilde ülkesi ve milleti adına başarılı olabileceğini umut etti. Bana göre çok sert ve ağır söylemlerle haksızlığa uğradı ve tutuklandı.
İnsanlar doğru da yapabilirler, hata da yapabilir, bazen yanlış da görebilirler, yanlış da düşünebilirler. Fakat Ümit Özdağ kendi inandığı doğrularla yürüyen bir adam, kendi inandığı doğrulara ve akademisyenliğin de vermiş olduğu faaliyetlerle sert ve keskin cevaplar verebilir. Bu konuda Süleyman Demirel örneğine bakabiliriz Süleyman Demirel olağanüstü entelektüel ve çocukla çocuk, köylüye köylü, milletle millet olabilen ya da çok önemli devlet adamlarıyla aynı yapıda ve aynı kalitede konuşabilen bir adamdı. Bu bir siyaset çeşidi. Ümit Özdağ’ın yaptığı da bir siyaset çeşidi. Ümit Özdağ bu şekilde ülkesi ve milleti adına başarılı olabileceğini umut etti. Bana göre çok sert ve ağır söylemlerle haksızlığa uğradı ve tutuklandı.
ŞÜKRAN KULAKOĞLU
İmralı görüşmeleri başlayınca Sn. Ümit Özdağ “biz bu süreci baltalayacağız” diyerek tavrını net bir şekilde ortaya koymuştu. Sert, net ve dik yapısı onun bu süreçle karşılaşmasına neden olduğunu söyleyebilir miyiz?
ALTUĞ ÖMÜR UÇAR
Devlet eğer bir adım atıp bu süreç ayrıntıları hakkında, kurmaylarıyla birlikte Ümit Özdağ’a gerekli açıklamaları yapsaydı, Ümit Özdağ’ın da bu kadar keskin açıklamalar yapmayacağı kanaatindeyim.
4 ay oldu Sayın Genel Başkan’ımız Silivri’de. Belki genel olarak dışarıda olsaydı, Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğünden taviz vermeden sürdürdüğü politikayı biraz daha yumuşatabilirdi bu şans kendisine tanınmadı. Zafer Partisi %7’lere, %8’lere ulaşmaya başardı. Bu da 4 milyon, 4,5 milyon oy demektir ve yabana atılamaz. Devlet eğer bir adım atıp bu süreç ayrıntıları hakkında, kurmaylarıyla birlikte Ümit Özdağ’a gerekli açıklamaları yapsaydı, Ümit Özdağ’ın da bu kadar keskin açıklamalar yapmayacağı kanaatindeyim.
Ümit Özdağ Devletçi yapısı ile ulusal bütünlüğü koruyabilmek adına her Türk evladının vereceği refleksi verdi. İlerleyen adli süreçle ilgili keskin konuşmalar yapmayı doğru bulmuyorum, geç de olsa adaletin tecelli edecek. Çünkü Atatürk bu ülkeyi kurarken yasama yürütme ve yargı diye üç ayrı sacayağı üzerine kurdu. Ben hâlâ hasarlı olsa bile üç ayrı sacayağının bu yükü tamamen kaldıracağına inanıyorum. Depremde binalar hasar görüyor ama yıkılmıyor, daha sonra binalarınızı güçlendirebiliyorsunuz. Bu üç sacayağının güçleneceğine, geç de olsa yanlıştan dönüleceğine, Genel Başkanımız Sn. Ümit Özdoğan’ın tekrar serbest bırakılacağına ve siyasete kaldığı yerden devam edeceğine kendisine verilmesi gereken tevcihi ve tevekkül edineceğine olan inanca sahibim.
Dem parti olsun, PKK olsun, bir şekilde artık terörle yol alınamayacağını kendileri ifade etmeye başladılar. Bakın dikkat çekmek istediğim husus şudur bu çağrı her ne kadar yansıtılmasa da aslında bölücü örgütün pes edişinin bir resmidir. Sn. Genel Başkanım keskin siyaset izleyen bir siyaset adamı. Bununla ilgili önceden bilgilendirilmiş olsaydı belki daha yumuşak geçişler yapabilirdi.
O anda kendisine yön veren danışmanlarla veya kendi isteklerine göre çok sert ve net açıklamalar yapıldı. İlk önce Cumhurbaşkanına hakaret var iddiası ortaya atıldı bu konudan dolayı zaten tutuklanma söz konusu değil. Daha sonra başka bir suçlama ortaya çıktı. Devlet bu haklıdır, haksızdır eninde sonunda belli olacak zaten. Dediğim gibi adalete er veya geç tecelli edecek.
ŞÜKRAN KULAKOĞLU:
Zafer Partisi ırkçı bir parti midir?
ALTUĞ ÖMÜR UÇAR
Şimdi partimize “ırkçı parti” demek için bir defa çok aptal olmak gerekiyor. Irkçılık nedir? Kendi ırkının dışındaki başka bir ırkın yaşama hakkına saygı duymamanız anlamına gelir.
Şimdi partimize “ırkçı parti” demek için bir defa çok aptal olmak gerekiyor. Irkçılık nedir? Kendi ırkının dışındaki başka bir ırkın yaşama hakkına saygı duymamanız anlamına gelir. Köle olarak aşağılık görür. Oysa şu an Türkiye’de var olan çok güzel bir örnek vereyim, Aydın’da 2000’e yaklaşan siyahi Türk kardeşlerimiz var. Sizin benim kadar iyi Türkçe konuşuyor askerlik görevini yapıyor vergisini veriyor bu bizler kadar devletine bayrağına milletine bağlı saygılı suçtan uzak duruyor. Bu adamla ilgili Türk değil ya da bu adam benim ırktaşım değil, vatandaşım değil diyebilir miyiz? Mümkün değil. Osmanlı eğer 700 yıl boyunca 3 kıtada 16 milyon km²’lik bir alana hitap etmeyi başarmışsa bu ırkçılık adı verilen kokuşmuş ve insanlık suçu olan ilkeyi ayaklar altına aldığı için olmuştur. Irkçılık suçtur, kuşkusuz insanlık suçudur. İnandığımız din, inandığımız dünya düzeniyle tamamen terstir. Zafer Partisi asla ırkçı bir parti değildir. Evet, Zafer Partisi “Türkiye Türklerindir” ilkesini savunan bir partidir. Bu uzun yıllar hürriyet gazetesinde yazılmıştı zaten,” Türkiye Türklerindir! “ Türk kimdir? Anayasanın 66. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk’tür. Eğer bir adam bundan 60 yıl önce Arjantin’den gelip Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduysa, çocuklarını Atatürk ilkelerine göre yetiştiriyorsa, vergisini veriyorsa, cumhuriyet değerlerine bağlıysa, ülkeye karşı ve devlete karşı, düzene karşı suç işlememişse, bu adam Türk’tür. Bundan ne derdiniz olabilir?
Ben Türklüğün ne olduğunu, İslamiyet’in ne olduğunu, Türklük ve ülkenin ne demek olduğunu, Güneydoğumuzun ne olduğunu Diyarbakır’da, Şafii kökenli ve Kürt kökenli bir komşumuzdan öğrendim. Bu adam, bu kadın, Pakize teyzemiz ve Hasan amcamız muazzam vatanına, millete bağlı büyüklerimizdi. O zaman da Ana Vatan Partisi’ne oy vermişlerdi. Adam Ana Vatan Partisi, Turgut Özal için çalışmıştı. Vergisini ödeyen, zamanında bürokrat kademesine çalışmış, yanlışlıkla 12 Eylül’de hapse girmiş, yanlış zile bastığı için hapse girmiş olan bir adamdı. Buna rağmen devletine milletine küsmemişti. Benim bu adamdan öğrendiklerim. Devletçiliğin, milliyetçiliğin, Allah’ın, Güneydoğu’nun, Türkiye’nin ne olduğunu gördüm. Öğrendiklerimizden sonra bizlerin ırkçılık yapmak gibi bir tavrı olabilir mi? O benden aşağıdır, bu benden üstündür gibi konuşma gücümüz asla mümkün olamaz. Benim çocuğumun çocukluğunda inanılmaz şekilde siyahileri severdi ve Drogba, hayranıydı ben çocuğuma “siyahiler aşağılık ırktır “mı diyeceğim? Oğlum sen de çalış, sen de büyü, bak sen de onun gibi ünlü ol, dünya çapında faydalı ol, en az onun kadar sevilirsin diyordum.
Boşnaklar’da aslında Sırp’tır fakat Müslüman oldukları için ötekileştirilmiş ve Müslüman olmayan Sırplar tarafından katledilmişlerdir, işte faşizm budur. Böyle bir düşünce yapısı partimiz çatısı altında barınmıyor barınamaz.
Faşizm nedir? Hitler bir faşistti. Kafatası çapı, burun uzunluğu ve benzeri göz çaplarının uzaklığı, kulakları arasındaki mesafe, saç şekli, saç rengine kadar inceliyor ve buna göre kendi ırkını üstün ırk olarak görüyordu. Boşnaklar’da aslında Sırp’tır fakat Müslüman oldukları için ötekileştirilmiş ve Müslüman olmayan Sırplar tarafından katledilmişlerdir, işte faşizm budur. Böyle bir düşünce yapısı partimiz çatısı altında barınmıyor barınamaz. Biz Türkiye’de, Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları içerisinde yaşayan coğrafyasına, ülkeye, milletine, Cumhuriyete bağlı herkes bizim için kıymetlidir. Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı bulunan herkes Türk’tür.
ŞÜKRAN KULAKOĞLU
Peki, Zafer Partisi’nin misyonundan söz edebilir misiniz?
ALTUĞ ÖMÜR UÇAR
Ebedi önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün altı ilkesini hatırlayalım “Cumhuriyetçilik, Devletçilik, Laiklik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devrimcilik” bu ilkeleri tam anlamı ile kavrayan tek parti Zafer Partisidir.
Zafer Partisi’nin misyonu nedir? Atatürk çizgisini düstur edinmiş Türk milliyetçileri içerisinde yer almaktadır. Ebedi önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün altı ilkesini hatırlayalım “Cumhuriyetçilik, Devletçilik, Laiklik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devrimcilik” bu ilkeleri tam anlamı ile kavrayan tek parti Zafer Partisidir. Cumhuriyet Halk Partisi bu ilkelerin hepsini bütünüyle ebru sanatı gibi suya dizmiş, çünkü Cumhuriyet Halk Partisi’ni bir çanak olarak düşünün, önce suya serersiniz boyayı, sonra çanağı içine sokarsınız ve üzerine yapışır daha sonra bunu pişirirsiniz, onun ilkeleri olur. Ama maalesef Cumhuriyet Halk Partisi’nde bu ilkeler artık soyulmuş durumda. Ne kadar suya sokarsanız sokun, Cumhuriyet Halk Partisi bu ilkelerin toplamından uzak.
Atatürk’ü kurmuş olduğu bu parti temsil gücünü kaybetmiştir. Şu anda Tamamıyla farklı ideallerin, farklı görüşlerin eline düşmüştür.
Atatürk’ü kurmuş olduğu bu parti temsil gücünü kaybetmiştir. Şu anda Tamamıyla farklı ideallerin, farklı görüşlerin eline düşmüştür. Rant odaklı ve inanılmaz derecede, insanlığın temsili ve temessülünden uzaklaşmış olan bir parti Cumhuriyet Halk Partisi. Zafer Partisi ise, Atatürk ilkesi ve inkılaplarına günümüz çağdaş normlarına sahip bir partidir.
ŞÜKRAN KULAKOĞLU
Biliyorsunuz İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Sn. Ekrem İmamoğlu’da şu an tutuklu ve Silivri’de bu konuda düşünceleriniz nelerdir?
ALTUĞ ÖMÜR UÇAR
Bir kere şunu net belirteyim Ekrem İmamoğlu’yla Ümit Özdağ’ın aynı kefeye konulması çok büyük bir hatadır.
Bir kere şunu net belirteyim Ekrem İmamoğlu’yla Ümit Özdağ’ın aynı kefeye konulması çok büyük bir hatadır. Bunu da Tvitlerimde de vurguladım. Büyük tepkiler aldım ama umurumda değil 50 bine yakında etkileşim aldı o tweet. Ümit Özdağ’la Ekrem İmamoğlu aynı kefede asla değildir. En azından savcı bunu söylüyor. Ben Ekrem İmamoğlu ile kesinlikle Ümit Özdağ’ı aynı kulvarda tutuklandıklarına inanmıyorum. Kesinlikle Genel Başkanımız Sn. Ümit Özdağ’ın kendi menfaatine şaibeli bir durumu söz konusu dahi değil, sadece doğru bildiklerini konuştu. Şirketi yok, ortada suiistimal edilecek hiçbir mal varlığı yok.
Parti olarak esas olarak iç politikadan çok dış politikaya yönelmeniz gerekiyor. Ama ne yazık ki şu an Genel Başkan’ımız tutuklu olduğu için bunu toparlayabilecek gücümüz yok. Biz asla Cumhuriyet Halk Partisi’nin kışkırtacağı, meydanlara çağıracağı bir oluşum gerçekleştirmedik. Biz Cumhuriyet Halk Partisi’nin kuyruğunda değiliz. Cumhuriyet Halk Partisi bizim sayemizde şu an kendiliğinden haklı olarak çıkarmaya çalışıyor, biz onlar sayesinde değil, lütfen bu ayrıma varalım. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti’nin önünde seçimlere ait bir 3 yıllık süreç var. İktidarda bulunan Cumhur İttifakı da 3 yıl boyunca seçime gitmeyeceğini söylüyor. Belki genel başkanım bana kızacak, belki seçmenlerimiz de kızacak ama Türkiye’nin istikrar anlayışıyla bir seçim girmesi çok yanlış, çünkü Dünya çok büyük bir düzenden geçiyor güç dengelerinde ciddi bir rekabet var.
ŞÜKRAN KULAKOĞLU
Sınır ötesi operasyonlar ve harekatler hakkında ne düşünüyorsunuz ve Suriye hakkında görüşleriniz nelerdir?
ALTUĞ ÖMÜR UÇAR
Zafer Partisi’nin esas çıkış politikası,” ülkemde sığınmacı istemiyorum” politikasıydı. Evet, haklıydı, ancak Dünya’nın konjoktüründen dolayı sığınmacıları geri çevirme imkânı yoktu. Gelen sığınmacılar planlı bir şekilde gönderilebileceğini düşünüyorum.
Biliyorsunuz Sn. Genel Başkanımız Ümit Özdağ’da Pençe-Kilit operasyonlarının gerekliliğini savunuyor ve bu operasyonlar Suriye’de gerçekleşiyor, hatta geç bile kalındığına inanıyorum. Ancak biz Suriye’de çok büyük bir zafer elde ettik. Ben bunu açıkça söylüyorum. Ne olursa olsun Suriye’de muazzam bir değişiklik sağlandı, İsrail benimle komşu olmak isterken, Davut koridoruyla biz İsrail’e komşu olduk, bunlar muazzam ataklardır. Bence devletin başarısı bu noktada ortaya konulmalı. İsrail, YPG ile beraber bizim komşumuz olmak isterken Davut koridoru ile bu emellere çok yaklaşmıştı ama Türk yönetimi dirayeti ile her türlü riske girerek Suriye’de Türkiye Cumhuriyeti’ne muazzam bir başarı elde etmesini sağladı. O coğrafyalarda yaşadım ve gördüm. Suriye’nin kuzeyi şu anda nüfus yoğunluğu çok düşük bir konumda bulunuyor, ters göç başlayacak. Ülkemizde bulunan sığınmacılar gitmek isteyecek mi diye sorarsanız tabi ki isteyecekler. Yakında çok büyük inşa girişimleri başlayacak iş gücü gerekecek kim gidecek? Türkiye’ye gelmiş olan sanatkâr, esnaf ve benzer adamlar ülkelerine geri dönmek zorunda kalacaklar. Zafer Partisi’nin esas çıkış politikası,” ülkemde sığınmacı istemiyorum” politikasıydı. Evet, haklıydı, ancak Dünya’nın konjoktüründen dolayı sığınmacıları geri çevirme imkânı yoktu. Gelen sığınmacılar planlı bir şekilde gönderilebileceğini düşünüyorum.
Tesisin inşasına başladığımda Taliban’ın adamı geldi yüz yüze tehdit etti. Bana insanların boğazının kesildiği videolar göstererek gözdağı verdi. Kısacası “ya boğazını keserim ya bu işi bırakıp gideceksin” dedi. Ben “neden bırakıp gitmemi istiyorsunuz” dedim “burası bizim toprağımız” diyerek cevap verdi. “Çok güzel bedava para almışsın, yatırım yapılmış polis eğitimine devam ediyor beni öldürüp ne yapacaksın bitsin gel alabiliyorsan al senin olsun” cevabını alınca yüzünde anlamsız bir şok ifadesi belirdi, bir şey diyemeden gitti.
Afganistan Celal Abad’da Afgan polisinin eğitimi için Amerikan Ordusu’nun parasıyla polis eğitim tesisi yaptım. 800 metreye, 800 metre büyüklüğünde içerisinde 500 kişinin aynı anda yaşayabileceği, hastane, hapishane, su arıtma, yatakhanesi, yemekhanesi, eğitim tesisleri, spor salonu olan bir fabrikada inşa ettim. Amerikalılar Afgan polislerini burada yetiştirdi. Tesisin inşasına başladığımda Taliban’ın adamı geldi yüz yüze tehdit etti. Bana insanların boğazının kesildiği videolar göstererek gözdağı verdi. Kısacası “ya boğazını keserim ya bu işi bırakıp gideceksin” dedi. Ben “neden bırakıp gitmemi istiyorsunuz” dedim “burası bizim toprağımız” diyerek cevap verdi. “Çok güzel bedava para almışsın, yatırım yapılmış polis eğitimine devam ediyor beni öldürüp ne yapacaksın bitsin gel alabiliyorsan al senin olsun” cevabını alınca yüzünde anlamsız bir şok ifadesi belirdi, bir şey diyemeden gitti. Ama söylediğim şeyi düşünecek kadar bile kafası çalışmıyor. Bir daha benim yanıma uğramadı adamlar. Yanıma gelen şahıs eski bir Taliban yüzbaşısıymış. Şu anda Taliban’ı tüm Dünya rejimleri tanıyor ve yapılan tesisler Taliban’ın kontrolü altında. Coğrafyadan dolayı, dil birliği, mezhep birliği yok, ekonomi bozuk, endüstri gelişmemiş Afganistan’ı başka şekilde yönetemezler. Dünya şu an bir geçiş aşamasında Türkiye büyük tehdit altında kimse bunun farkında değil. Devletimiz çok net bunun bilincinde huzur içinde yaşayalım diye bizi hissettirmiyorlar. Çok büyük ekonomik yoksulluk çekiyoruz. Ancak, hırsızlık arsızlık olmasın insanlar bu devleti sömürmesinler, ülkeyi sömürmesinler. Sömüren varsa da boğazına dursun, dizine dursun. Şimdi gelinen noktada olayları iyi gözlemlemek gerekiyor ilk açılım süreci devlet adım attı. Sonra karşı tarafın adım atması bekleniyordu ama onlar dış güçler tarafından desteklendiği için şu ana kadar hiçbir adım atmadılar. Ama bugün devlet diyor ki “hayır artık bitti, sen bütün şanslarını kullandın sana güvenmiyorum ama yine de ben devletim ben bağışlayabilirim yeter ki sen bir adım at artık “diyor devlet. Bunlar da adım attıkları söylüyorlar, devlet izleyip inandıktan sonra adım atacak. Madem senin siyasi saçın var, seni saçından sürükler yaparım diyor devlet. Devlet şu an doğruyu yapıyor.
Devlet hepimizden bazı şeyleri daha iyi bilir bu arada devlet ve hükümet arasında ki ayrımı da yapmamız gerekiyor. Biz de isteriz ama her şey bir anda olmaz. Gizli servisler bildiğimiz şekilde çalışmaz onlar kendi sistemi içinde çalışır.
Devlet hepimizden bazı şeyleri daha iyi bilir bu arada devlet ve hükümet arasında ki ayrımı da yapmamız gerekiyor. Biz de isteriz ama her şey bir anda olmaz. Gizli servisler bildiğimiz şekilde çalışmaz onlar kendi sistemi içinde çalışır. Ahmet El Şara terörist örgütün üyesiymiş. Bunu bilemezsiniz. Belki de bu adamın devlete bağlı üyesiydi. Belki de şu anda anlatmak istediği devlet ve gizli servisin kim olduğu çok net algılayamıyoruzdur. Bu adam bir şekilde bir şeyleri yapmayı başardı çok iyi bir aileden geliyor. Yıllarca Suriye idaresinde üst düzey yöneticilik yapmış olan Tarık El Şaran’ın öz be öz yeğeni.
Bu aile, Suriye’yi yönetmiş olan, Baas rejiminden önce de iktidarda yer alan bir aile. Bunu iyi araştırmak gerek.
ŞÜKRAN KULAKOĞLU
Amerika bu oyunun neresinde rol alıyor, Trump’ın politikası konusunda ne düşünüyorsunuz?
ALTUĞ ÖMÜR UÇAR
İsrail, Amerika ve İran bunların aynı babanın farklı annelerinden olan evlatlarıdır. Amerika babasının çirkin ve yaşlı kız çocuğu İsrail aynı sıska ama cadaloz kız çocuğu, İran’da zayıf ve aptal erkek çocuğu. Artık bunu siz nasıl yorumlarsanız yorumlayın. Dolayısıyla üçü de aynı amaca hizmet ediyorlar. Üçünün yaptığı bütün dövüşler danışıklı dövüşlerdir. Öz be öz Türk olan ve Sünni olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. Esas hedef Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir.
Şimdi Trump’la ilgili yorum yapayım ben size. Bakın, burada çok net ve sert bir bakış açısı ve üçüncü bir göz ile bakmak gerekiyor. Şimdi Elon Musk aptal değil. Seçimlerden beri servetinin yüzde yirmiye yakınını kaybetti dört ayda toplam servetinin dörtte birini yitirdi. Bu 250 milyar dolar gibi bir para demek, meblağın büyüklüğünü değerlendirmek için Türkiye Cumhuriyeti’nin bir yıllık ihracatına bakın. Şimdi bu adam bu koca serveti kaybetmeyi neden göze aldı? Bunu düşünmeniz gerekiyor, kazanmadan niye kaybetsin? Risk aldı.
İsrail, Amerika ve İran bunların aynı babanın farklı annelerinden olan evlatlarıdır. Amerika babasının çirkin ve yaşlı kız çocuğu İsrail aynı sıska ama cadaloz kız çocuğu, İran’da zayıf ve aptal erkek çocuğu. Artık bunu siz nasıl yorumlarsanız yorumlayın. Dolayısıyla üçü de aynı amaca hizmet ediyorlar. Üçünün yaptığı bütün dövüşler danışıklı dövüşlerdir. Öz be öz Türk olan ve Sünni olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. Esas hedef Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. Şimdiye kadar Türkiye’nin başına bela olarak çıkarılan Asala’dan tutun diğer terör rejimleri, uzantıları, bu üç ülkenin eseridir. Bunların birde akıl babaları vardır. Baba kim diye sorarsanız tabi ki İngiltere. Birinci Dünya Savaşı’nın amacı Osmanlı İmparatorluğu’nun yok edilmesi ve ellerinden gelen hidrokarbon yataklarının alınmasıydı. İkinci Dünya Savaşı’nın amacı İsrail Devleti’nin kurulmasıydı ki bunun için Hitler yönlendirildi ve kullanıldı. Üçüncü Dünya Savaşı’nın amacı da Büyük İsrail, bunu asla unutmayalım.
Devlette sürekli esastır iktidar hata yapar ama devlet hata yapmaz. Devlet politikalarının her zaman gösterilmesi gerekir, Zafer Partisi eğer belirli bir seçmen kitlesini temsil ediyorsa, hükümette Zafer Partisi’ne gerekli açıklamalarda bulunulması gerekir.
Bize dokunmadan bu emellerini yerine getiremez. Büyük İsrail’in kara ve deniz sınırlarının %60’ı burada yer alıyor. Devlette sürekli esastır iktidar hata yapar ama devlet hata yapmaz. Devlet politikalarının her zaman gösterilmesi gerekir, Zafer Partisi eğer belirli bir seçmen kitlesini temsil ediyorsa, hükümette Zafer Partisi’ne gerekli açıklamalarda bulunulması gerekir. Eğer bu değilse Zafer Partisi, yada herhangi bir parti izlediği politikalarda yanlış yapıyorsa, şeriatın kesik parmağı acımaz diyeceğiz. İktidar ve devlet çok farklı şeyler, az önce dediğimiz gibi devletin devamlılığı söz konusu, biz buna inanan insanlarız. İnsanların da bunu karıştırmaması gerekiyor. Biz iktidarın yaptığı yanlış politikalara karşı çıkıyorsak bu devletimize karşı isyan ettiğimizi göstermez. Bunu da gençlerimizin, insanlarımızın anlaması lazım.
Avrupa’da çok büyük bir savaş var. Rusya şu anda Yedi düvele karşı savaşıyor bakın Putin’i çok takdir ediyorum, bütün vicdanıyla şu anda nükleer silaha tevessül etmiyor. Tevessül etse bir günlük iş Rusya için ama adam Amerika gibi insanlık suçu işlemiyor
Türkiye Cumhuriyeti’nin göğüs göğüse yenilenebilmesi için bir ülkenin 80 yıl boyunca savaşması gerekir, yapılan hesaplar bu. Bunu ben kendi kurmaylarımızdan, askerimizden, yönetimimizden duymadım. Bunu ben Amerikalılardan duydum Amerikan Ordusu’nun içindeki adamdan öğrendiğim. Biz akıllı bir biçimde kendimizi nasıl savunabileceğimizi öğrendik ve bu konuda kendimizi geliştirdik.
Şükran Kulakoğlu
İşiniz gereği savunma sanayi hakkında büyük tecrübeye sahipsiniz Türkiye savunma sanayisinde Dünya’da hangi noktada?
ALTUĞ ÖMÜR UÇAR
İktidarda, hangi parti olursa olsun devlet politikasını desteklemekle mükelleftir.
Türk devleti savunma sanayisinde muazzam ataklar yaptı.
Bu iktidarın tek başına elde ettiği bir başarı değil. Bu 1974’ten beri gelen devlet politikasıdır. İktidar da bunu destekledi, bir şekilde ayakta durmayı başardı. Tam bağımsız Türkiye ilerlemek için atmış olduğunuz adımların doğru olduğunu görebilmek için bu devlet politikalarını doğru okumak gerekiyor. İktidarda, hangi parti olursa olsun devlet politikasını desteklemekle mükelleftir.
Pakistan’ın elindeki üstün elektronik savaş yeteneği Türkiye’den gitti. Koral denilen sistem, harika bir sistem. Türk mühendislerinin yarattığı muazzam bir sistem.
Şu anda en büyük müttefikimiz, Pakistan. Atatürk zamanında bize küp küp altın gönderdi bu insanlar, mermi üretip gönderdiler iş gücü ve asker gönderdiler. Atatürk kardeş devlet olarak tanıdı, bunun karşılığında biz onların askerlerini, onların ordularını inşa ettik, askerleri eğittik, asker okuttuk. Şu anda İsrail, Hindistan’ı Pakistan’ın üzerine salmış durumda. Burada Pakistan %100 haklı. %100 doğrudur. Türkiye şu an çok üstün bir silah teknolojisine sahip Pakistan’a verdiği destek ile bir anda Hindistan’ın bozguna uğradı. Türkiye hiçbir şekilde Pakistan’ı yalnız bırakmaz. Pakistan şu anda inanılmaz bir zafer elde etti. Hindistan korktu ve geri adım atıyor. Pakistan’ın elindeki üstün elektronik savaş yeteneği Türkiye’den gitti. Koral denilen sistem, harika bir sistem. Türk mühendislerinin yarattığı muazzam bir sistem. Hatta bu sistemin oluşturulduğu dönem ASELSAN’da çalışan çok mühendisler öldürüldü. FETÖ’nün yaptığı cinayetlerden bir tanesidir bu. FETÖ hakiki bir terör örgütüdür. 15 Temmuz gerçek bir darbedir.
Fakat bunların dışında yapılan hatalarda mevcut mesela askeri hastanelerin kapatılması büyük yanlış bunu da belirtmeden geçemeyeceğim.
Türk Silahlı Kuvvetleri şu anda en güçlü seviyesindedir. Sn. Süleyman Demirel’in çok güzel bir lafı var “Askeri üzemezsin, askeri incitemezsin” derdi. Asker incitilmemeli, asker üzülmemeli. Bu günkü iktidar bir dönem boyunca askerin çok üzerine gittiyse de şu anda askerle iyi geçinmeyi başarıyor. Ama kendi istedikleri politikaları uygulayabilecekleri için olabilir. Asker kendi iç tüzüğünde değişiklik yapıldı. Asker eskiden devlete ve ihtilale müdahale etme haklarını kendilerinde görüyordu. Şu anda ise Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tek görevi Türkiye Cumhuriyeti’nin yurt dışından girecek saldırılara karşı savunmak ve yapılması gereken siyasi hamleler jeopolitik koşullar doğrultusunda hareket etmektir. Diğer yandan polis ve jandarma çok iyi derecede güçlendirildi, sahil güvenlik güçlendirildi. Yunanistan Türkiye Cumhuriyeti’nden titriyor. Fakat bunların dışında yapılan hatalarda mevcut mesela askeri hastanelerin kapatılması büyük yanlış bunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Bakın Türkiye Cumhuriyeti Anadolu Kartalı adında bir tatbikat yapıyor. Bu muazzam bir tatbikat dost ve kardeş tarzda hava tugaylarını ya da hava birliklerini Türkiye’ye indiriyor ve karşılıklı zayıf ve güçlü yönlerini tespit etmeye çalışıyor. Hindistan’ın elinde 40 tane Rafael tipi uçak var. Pakistan bu uçakları şu anda ekmek etti ve efsane oldu. Bu uçaklar 4. 5. nesil savaş jetleri. Neden? Türk savunma sanayinin geliştirdiği üstün elektronik harp teknolojisi sayesinde. Hindistan’dan gelen söylemlere kulak verelim “Bilmediğiniz bir güç uçaklarımızı düşürüyor diyor, göremediğimiz bir güç” diyor. Bu cümleler Türk Savunma Sanayi’nin nerede olduğunu Dünya’ya gösteriyor zaten. Şimdi biz iktidarı eleştirirken, iktidarın yaptığı doğruları da ortaya koymak zorundayız. Eğer sen iktidarın yaptığı doğruları ortaya koymazsan, kendi doğrularını, yanlışlarını da devlete gösteremezsin ya da millete gösteremezsin. O yüzden devletin doğru politikalarından bir tanesi savunma sanayidir burada.
ŞÜKRAN KULAKOĞLU
Cumhurbaşkanlığı hükümet Sistemi nedir? Biraz da bunu konuşalım.
ALTUĞ ÖMÜR UÇAR
Eğer Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olmasa bugün Türkiye Cumhuriyeti çok zor ve güç durumunda olabilirdi. Ben sonuna kadar doğru olduğunu düşünüyorum bu konuda. Kim karşı çıkarsa çıksın bu fikrim değişmez, çok karşı çıktım çok üzüldüm ama sonunda doğru sistemin bu olduğunu gördüm.
Eğer Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olmasa bugün Türkiye Cumhuriyeti çok zor ve güç durumunda olabilirdi. Ben sonuna kadar doğru olduğunu düşünüyorum bu konuda. Kim karşı çıkarsa çıksın bu fikrim değişmez, çok karşı çıktım çok üzüldüm ama sonunda doğru sistemin bu olduğunu gördüm.
Zafer Partisi’nin kurucusu Sn. Ümit Özdağ şu anda Cumhurbaşkanlığının doğal bir adaydır ki, o da doğru sistem budur. Değişen bir şey yok burada, yasama yürütme, zaten bu arada yürütmeyi de artık halk seçer hale geldi. Peygamberden büyük Tanrı var bir kere. Bunu hiç unutmayalım, herkes bir defa kontrol edilir. Kontrolsüz güç yok, şu anki Cumhurbaşkanının da devlete karşı sorumluluğu vardır.
Cumhurbaşkanlığı makamına oturan kişi kendini düşünmemeli, oraya gelen adamın artık kendisi yoktur. Siz Türkiye Cumhuriyeti devletisiniz.
Devlet nedir? İçerisinde binlerce memur, bürokrat, ordu, polis bulunduran bir kavramdır devlet. Cumhurbaşkanlığı çok zor bir görev. Eskiden Cumhurbaşkanı olmayı isterdim fakat siyaseti, Dünya’yı, devleti, yönetmenin ne kadar zor bir şey olduğunu, insanları yönetmenin güçlüğünü gördükçe cumhurbaşkanlığı korkutur hale geldi. Yapar mıyım? Yaparım ama neyi feda edeceğimize, neyi kazanacağımıza bakmak lazım. Ülkeme ne katacağım, nelerde hata yapabilirim? Cumhurbaşkanlığı makamına oturan kişi kendini düşünmemeli, oraya gelen adamın artık kendisi yoktur. Siz Türkiye Cumhuriyeti devletisiniz.
Bir defada hiç kimseyi küçümsememek gerekiyor. Ben çoğu zaman seçmenlerin dilinden AK Parti seçmenlerine ait çok ağır ithamlar karşılaşıyorum. O adam eğer AK Parti tarafından ikna edilip AK Parti’ye oy verebiliyorsa ikna olursa, sana da oy verir. Ben bunu Erzurum’da memleketimde gördüm. Atatürk zaten Türk Milleti çalışkandır, Türk Milleti zekidir diyerek son noktayı koymuş. İnsanları salak yerine koyarak ya da yaftalayarak sadece nefret kazanırsınız.
Burada ben ilk başta anlatmak istediğim yumuşaklık vurgusu buydu. Sayın Ümit Özdağ daha doğru yönlendirilip bilgilendirilse, olumlu şekilde yol alması daha da kolaylaşırdı. Kol kırılır yen içinde kalır ama bu çok önemliydi.
Zafer Partisi iktidar olmak isteyecek tabii ki. Bunun için iktidarı da eleştirecek, hata da yapacak, yanlış da yapacak. Ama bu asla devlete zarar vermemeli. Burada öncelik, devletin varlığı bağımsızlığı bölünmez bütünlüğü ve sürekliliğidir. Bizler de bunu en doğru şekilde seçmenimize anlatacağız.
Burada ben ilk başta anlatmak istediğim yumuşaklık vurgusu buydu. Sayın Ümit Özdağ daha doğru yönlendirilip bilgilendirilse, olumlu şekilde yol alması daha da kolaylaşırdı. Kol kırılır yen içinde kalır ama bu çok önemliydi.
ŞÜKRAN KULAKOĞLU
Zafer Partisi’ni nelerin beklediğini düşünüyorsunuz?
ALTUĞ ÖMÜR UÇAR
Tabi bazı arkadaşlarımız çıkıyor A Parti bizimle ortak olmak istiyor, B Parti benimle ortak olmak istiyor, tarzında açıklamalar yapıyor ben bunları çok yanlış buluyorum. Bu açıklamaları yapacaksa mutlaka Sn. Ümit Özdağ yapmalı veya Ümit Özdağ’ın hukuki kaderi belli olduktan sonra siyasi yasak gelmeyeceğini düşünüyoruz ama ola ki öyle bir durum söz konusu olursa yeni gelecek olan genel başkan yapmalı. Bu konuşmalar gençlerimizi uzlaştırıcı nitelikte olmalıdır. Bu tarz konuşmalar Zafer Partisi’ni baltalar, bir adım atılacaksa doğru yöne atılmalıdır.
Zafer Partisi’nin çok ciddi ve güzel bir yükselişi var. Pek çok cenahtan da Zafer Partisi’ne ittifakla ilgili söylentiler var. Tabi bazı arkadaşlarımız çıkıyor A Parti bizimle ortak olmak istiyor, B Parti benimle ortak olmak istiyor, tarzında açıklamalar yapıyor ben bunları çok yanlış buluyorum. Bu açıklamaları yapacaksa mutlaka Sn. Ümit Özdağ yapmalı veya Ümit Özdağ’ın hukuki kaderi belli olduktan sonra siyasi yasak gelmeyeceğini düşünüyoruz ama ola ki öyle bir durum söz konusu olursa yeni gelecek olan genel başkan yapmalı. Bu konuşmalar gençlerimizi uzlaştırıcı nitelikte olmalıdır. Bu tarz konuşmalar Zafer Partisi’ni baltalar, bir adım atılacaksa doğru yöne atılmalıdır. Şimdi partimizin seçmeni arayışta olan umduğunu partisinden bulamadığı için hayal kırıklığı yaşamış, tam bu noktada umudu bizde buldular. Kafalarında soru işareti bırakmayacak tavırlar sergilemek gerekiyor, o yüzden bu tarz konuşmaları yanlış buluyorum. Seçmenimize bu samimiyeti aktarmaya devam ettirirsek Türk Milleti’ni temsilen mecliste olacağımıza inanıyorum.
Gençler diyor ki “ben inandığım bir ilke var. “Bir kişi de çıkıp çıkıyor diyor ki “Sırrı Süreyya’ya başsağlığı diliyorum.” Sırrı Süreyya’nın nasıl bir adam olduğunu biz aslında bugün değil 5 yıl sonra anlayacağız veya 10 yıl sonra anlayacağız.
Şeyh Said vatan hainidir. Bunu söyleyemeyen bir CHP lideri var Dersim isyanı başlatan Seyit Rıza vatan hainidir Atatürk’ün kurduğu bir parti olarak bu cümleyi rahatlıkla kurmaları gerekiyor. Ya da İskilipli Atıf vatan hainidir bunları dile getirmek lazım. Çünkü bunlar Atatürk’ün kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerine balyoza saldıran adamlardı dolayısıyla haindirler.
Bugün gençlerin içinde bulunduğu durumda fokurdama bu gibi sebeplerden kaynaklanmaktadır. Gençler diyor ki “ben inandığım bir ilke var. “Bir kişi de çıkıp çıkıyor diyor ki “Sırrı Süreyya’ya başsağlığı diliyorum.” Sırrı Süreyya’nın nasıl bir adam olduğunu biz aslında bugün değil 5 yıl sonra anlayacağız veya 10 yıl sonra anlayacağız. Ama şu çok nettir, Şeyh Said vatan hainidir. Bunu söyleyemeyen bir CHP lideri var Dersim isyanı başlatan Seyit Rıza vatan hainidir Atatürk’ün kurduğu bir parti olarak bu cümleyi rahatlıkla kurmaları gerekiyor. Ya da İskilipli Atıf vatan hainidir bunları dile getirmek lazım. Çünkü bunlar Atatürk’ün kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerine balyoza saldıran adamlardı dolayısıyla haindirler. Sırrı Süreyya’yı zamana bırakalım ama durduk yere de rahmet okumanın anlamı yok, nötr olmakta fayda da var
Ben Amerikan Devleti’nden bir iş almıştım. Amerikalılar çok net ve düz adamlardır. Aynen Ümit Özdoğan’ın yaptığı yorumlar gibi konuşurlar ve yazarlardı. Aldığım iş zora girmişti, savaş bölgesinde çalışıyordum. Zamanında sonuç alamayınca, ilk önce bir endişe mektubu gönderirler,” sen bu işe geciktin ben endişeliyim, niye geciktin bende mi hata” önce bunu soruyor. Eğer verdiğiniz cevapların tatmin edici değilse ikinci bir uyarıda bulunur “ Ben sana bir ihtarname gönderiyorum, bu işin şu kadar sürede tamamlanması gerekiyor” Ondan sonra eğer sizi bilgilendiremezseniz üçüncü bir ihtar gelir. Der ki “kardeşim bak iş elinden gidiyor. Verdiğim hiçbir talimat yerine getirmedin, ne yapacaksın?” Bu ihtardan sonra siz de gelişmeleri bildirirsiniz, bunu da yapmazsanız adam yine size bir yazı gönderir. Bu sefer de der ki, “ bu işi yapmamak için sen bana nedenini göster? Bu işi zamanında tamamlamak istiyorsanız, bazı köklü değişiklikler ve köklü iyileştirmeler yapmalısınız. Senin bu işi bitirmen gerekiyor.” “Şimdi keskin değişimler ve keskin katkılarda bulunmanız gerekiyor çünkü artık batıyorsunuz.” Yani tamamen battın artık buraya kadar. O anda bir hareket yapman gerekir. Bence siyaseten de o aşamaya daha çok vardı.
Sayın Genel Başkanımızın bilgilendirilseydi bence daha yumuşak geçişler olabilirdi diye düşünüyorum. Çok sert konuşmasındaki temel sebep Sayın Genel Başkanımıza o anki statünün yanlış anlatılmasıydı. Yani olay henüz endişe mektubu seviyesindeyken Sayın Genel Başkanımıza olay sanki iplerin kopmak üzere olduğu seviyesinde gibi aktarıldı. O da o olaylar karşısında can havliyle sert açıklamalarda bulundu.
Sayın Genel Başkanımızın bilgilendirilseydi bence daha yumuşak geçişler olabilirdi diye düşünüyorum. Çok sert konuşmasındaki temel sebep Sayın Genel Başkanımıza o anki statünün yanlış anlatılmasıydı. Yani olay henüz endişe mektubu seviyesindeyken Sayın Genel Başkanımıza olay sanki iplerin kopmak üzere olduğu seviyesinde gibi aktarıldı. O da o olaylar karşısında can havliyle sert açıklamalarda bulundu. Ama tabi süreci yargı belirleyecek, yargıya saygılı olmayız.
ŞÜKRAN KULAKOĞLU
İnsanlar neden Zafer Partisi’ni seçmeli?
ALTUĞ ÖMÜR UÇAR
Şu anki Genel Başkan Vekilimiz Sn. Ali Şehirlioğlu’na bakalım çok düz, yalın bir yapıya sahip. Dikkat edin düz insanlar dürüsttürler vicdanlarına karşı sorumludurlar. Kolay kolay yalan söylemezler dolayısıyla Zafer Partisi iyi ellerde yeşeren bir partidir.
Zafer Partisi son derece derecede uygar, düzgün ve bu ülkeyi her yerde temsil edecek kapasiteye sahip. Şu anki Genel Başkan Vekilimiz Sn. Ali Şehirlioğlu’na bakalım çok düz, yalın bir yapıya sahip. Dikkat edin düz insanlar dürüsttürler vicdanlarına karşı sorumludurlar. Kolay kolay yalan söylemezler dolayısıyla Zafer Partisi iyi ellerde yeşeren bir partidir. Eğitimli, kendi bilen Türk gençliğine hitap eden bir parti. Ayrıca iktidara geldiği zaman kendisine ait devletçi çok güzel politikalar olacak ve bunu uygulayabilecek bir parti. Vicdanlı insanların buluşmasını sağlamak için Zafer Partisi çatısı altının en uygun zemin olduğunu düşünüyorum.
ŞÜKRAN KULAKOĞLU
Gençlere seslenmek isteseniz neler söylerdiniz?
ALTUĞ ÖMÜR UÇAR
Atatürk’ün gençliğe hitabesini her gün bir kere okumalarını arzu ediyorum.
Atatürk’ün gençliğe hitabesini her gün bir kere okumalarını arzu ediyorum. Olaylara geniş perspektifle bakmaları gerek, tek kaynaktan gelen hiçbir şeye itibar etmemelidirler. Pek çok kaynakla gelişmeleri irdelemeleri elzemdir. Her türlü konuşmanın sağlamasını yapmaları, üçüncü bir göz ile ele almaları gerekli. Türk Milleti muasır medeniyetinin üstünde yükseltecek güç Türk gençliğinin inisiyatifinde, bu millet, devlet gençlerine emanettir.
ŞÜKRAN KULAKOĞLU
Verdiğiniz bilgiler ve bu güzel sohbet için çok teşekkür ediyorum.
ALTUĞ ÖMÜR UÇAR
Rica ediyorum Şükran hanım, benim içinde keyifli bir söyleşi oldu.