Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 2002 yılında kaleme aldığı ve bugün 26’ıncı baskısını gerçekleştiren “Psikolojik Savaş” kitabında, psikolojik savaş kavramının bilinmeyenlerine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, psikolojik savaşın “Klasik anlamdaki savaşın kazanılması veya kaybedilmesinde, savaştan sonra da üstünlüğün devam etmesinde, yahut sorunların çözülmesinde insanların ruh haline etki ederek sonuç almak” olarak tanımlandığını belirtti. Tarhan, psikolojik savaşın hem savaşta hem barışta insanların duygu, düşünce ve davranışlarını değiştirmek maksadıyla bilginin kullanılması olarak tanımlandığını da kaydetti.
Kitabında psikolojik savaşın; stratejik amaçlı, taktik, takviye edici ve provokasyon olmak üzere 4 taktiğinin olduğuna dikkat çeken Tarhan, insan psikolojisinde, hakim olma arzusunun hep var olduğunu ifade ediyor. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Kontrolü elinde tutmak isteyen kişi veya kişiler, ahlaki sınırlar içinde veya dışında kalarak bunu devam ettirmeye çalışırlar. Egemen olma duygusu evrensel bir duygudur. Bu duyguyu adil ve doğru yönetebilmek, tarihte çok az liderde gerçekleşmiştir. İster ailede, ister şirket yönetiminde, isterse ülke yönetiminde olsun bazı psikoloji yasaları biliniyorsa doğru kararlar verilecek, doğru yöntemler uygulanacaktır.” şeklinde belirtti.
Düşmanını tanımayanın savaşta yenileceğini vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Hem kendisini hem düşmanını tanımayan savaşta yenildiği gibi savaştan sonra da toparlanamaz. Düşmanını tanımayıp kendisini tanıyan, savaştan sonra başarıya ulaşabilir. Hem kendisini hem düşmanını tanıyan gücün ise, yenik düşme ihtimali yok gibidir. Kendisini tanımayıp düşmanını iyi tanıyan gücün, savaşta yenik düşme ihtimali çok yüksektir. Psikolojik savaşın birinci adımı, hasmını ve kendini iyi tanımaktır. İkinci adımı, baskı ve ikna yöntemlerini ustaca kullanarak karşı tarafta psikolojik çöküntü uyandırmaktır.” şeklinde konuştu.
İnsanlık tarihinde üç dönem olduğunu, bunların kölelik dönemi, işçilik dönemi ve bugün yaşanan özgürlük dönemi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ekledi:
“Özgürlük döneminde güç odakları denetimi ellerinde tutabilmek için baskı, tehdit ve korkutma yöntemleri yerine, daha çok propagandayı kullanmaya başladılar. Günümüzde hakimiyet, silah ve kol gücünden çıkarak bilgi ve teknolojinin eline geçti. Bilgi ve teknolojiye sahip olup onu en iyi uygulayanlar, hükmetmeyi başaracaklardır. Yüksek teknolojiye sahip olan ABD ve diğer batılı ülkelerin askeri karargahları, geleceğin savaşları için hazırlanıyorlar. Bu savaşlarda kurşun yerine bilgi kullanılacaktır. Savaşı kimin kazanacağını teknoloji belirleyecektir.”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, kitabı kaleme aldığı 2002’de gelecekteki savaşlarda önemli değişiklikler olabileceğine dikkat çekiyor. O yıllardan günümüzün savaşlarına işaret eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “On binlerce asker, uçak, deniz filosu, top ve tankın yerine, akıllı mikroçiplerle donatılmış, bilgisayarla çalışan, ileri teknoloji ürünü silahlara sahip az miktarda asker, lazer ışınları ile düşman hedefine ateş edebilen insansız uçan uçaklar ile mini patlayıcılar yer alacak. Sanal savaş taktikleri ile çalışan kurmay subaylar, daha çok bilgiye sahip olmanın ne kadar önemli olduğunun farkındalar.” ifadelerini kullandı.
Son baskısında seçmen davranışına yönelik ölçeğe de yer veren Prof. Dr. Tarhan, kitabında gelecekteki savaşlarda artık daha çok bilgiye sahip olan askeri uzman kadrosunun, dost ve düşman toplulukların duygularını, hareketlerini, inanışlarını, düşüncelerini ve hayat görüşlerini değiştirmek için çalışacaklarına dikkat çekiyor.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Burada tek amaç vardır, o da savaşın başarısını desteklemektir. Bu sonuca ulaşmak için yapılacak üç önemli şey vardır. Bunlar etkili propaganda, uygun yöntem geliştirmek ve planlayarak uygulamaktır.” dedi.
“Geleceğin savaşlarında asker, ileri teknolojinin savaşçısı olacaktır” ifadelerini kullanan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, en güçlü silahın bombalar değil, kesin ve doğru bilgiler olduğundan askerin sayısının değil, niteliğinin ön planda olduğuna dikkat çekti.
Kitap, psikolojik savaşa maruz kalanlara karşı psikolojik savaş yöntemlerini de etraflıca ele alıyor.