Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 19 Mayıs Atatürk’ü anma Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla açıklamalarda bulundu.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan Cumhuriyetin kuruluşunda yaşanan zorluklara da değinerek, Osmanlı’yı yok sayan yaklaşımı eleştirdi. Tarhan, “Osmanlıyı artılarıyla eksileriyle birlikte alıp onunla vedalaşıp yeni bir Cumhuriyet kurmamız gerekiyor. Anlaşmadığımız için çatışma toplumunda şu anda kimlik karmaşası sürüp duruyor. Erzurumluların bir sözü var ‘tulumcu’ derler yani ‘ya hep ya hiç’, ‘ya bizim gibi olsun’ derler ‘ya da tam karşımda olsun.’ Bu yaklaşımlar bu çağa ve insanın psikolojik sağlığına da ruhsal sağlamlığına da uygun değil. Çünkü sadece siyah beyaz yok. Gri alanlar da var. Evren böyle ihtimallerle çalışıyor. Bu nedenle ‘ya hep ya hiç’e gitmeyelim gençler. Cumhuriyeti kuran bakış açısı bu. Geçmişin artılarını da eksilerini de görelim ama geleceğe bakalım, geçmişe takılı kalmayalım.” şeklinde konuştu.
Bilimsel sağlamlık sayesinde insanların kolay ikna edilebildiğini ifade eden Tarhan, “Mustafa Kemal, ‘Benim manevi mirasım akıl ve bilimdir’ diyor. Bence en güzel sözü budur. Dogmatik bağlılığı değil, bilimsel kanıta göre bağlılığı savunuyor. Bu, çağın doğrusunu yakalamaktır. Bunun için de gençler üzerinde kabul görüyor. Bugün de buna ihtiyacımız var. Bilim yöntem sunar, hakikati ararken bu yöntemleri kullanırsan kanıta dayalı gitmiş olursun. Kullanmazsan sadece dogmatik olarak bağlandın denir, inandırıcı olmaz. Bilimsel sağlamlık çağındayız. Bilimsel sağlamlığı sunduğun zaman insanları ikna etmek kolay oluyor. Cumhuriyetin kuruluşunda da bu vizyonla hareket edildi, İstanbul’daki meclisi dağıtıp aynısını Ankara’ya kurdular, bu geçişte vizyon çok önemliydi.” diye konuştu.
Cumhuriyetin kuruluşundaki dinamiğin doğru bir şekilde analiz edilmesi gerektiğini belirten Tarhan, “Tarihçilerin ideolojik ön yargıları değil objektif değerlendirmeleri Cumhuriyete olan saygınlığımızı daha da arttıracak. Bu nedenle sağlam bir tarih bilincine sahip olmak demek, insanın kendi özgeçmişini, kişiliğini tanıması demek. Hepimizin özgeçmişinde güçlü yönlerimiz, zayıf yönlerimiz var. Hatalarımız var. Önemli olan hatalardan ders çıkarıp geleceğe bakabilmek. Bu nedenle 19 Mayıs’ta Atatürk’ü Anma Gençlik Bayramı derken arkadaki bu anlam boyutuna bakmamız önemli. Anlamaya çalışmak, bugün de yaşasaydı ne yapardı diye düşünmek gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
İyilik kötülük mücadelesinin Hz. Adem’den beri devam ettiğini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan gençlere şu tavsiyelerde bulundu:
“Böyle bir dönemde gençlere en önemli tavsiyem, sadece kendileri için çalışmasınlar. Kişisel idealleri değil, yaşadığı toplumlarla ilgili idealleri olsun. Bir insanın çabası gayreti ne ise, kapasitesi ve gücü odur. Çabası, gayreti kendi egosuysa sınırlıdır. Gücü, gayreti, çabası eğer yaşadığı toplumsa, insanlıksa o derece büyük işler yapar. Onun için ideali bizi aşmalı, aşkın bir ideali olmalı. Böyle idealler gençleri daha büyük, daha önemli küresel işler yapmaya iterler. Varoluşla ilgili problemlerini de çözmüş olurlar.”
İdealist, sağlam nesil yetiştirmekten daha büyük bir fabrika mı vardır?
Gelişmiş ülkelerde bütçenin büyük bir kısmının Ar-Ge’ye ayrıldığını belirten Tarhan “Bütçenin çoğu gençlikle ilgili konuları, gençliği kazanmaya gidiyor. İdealist, sağlam nesil yetiştirmekten daha büyük bir fabrika mı vardır? Daha büyük bir köprü mü vardır? Yol mu vardır? Sağlam bir nesil yetiştirmek asıl idealdir. Binalar yapmak yerine sağlam nesil yetiştirmeye odaklanmamız gerekiyor. Bunun olması için muhakkak bununla ilgili vizyon, misyon, değerler belirlenmelidir. Vizyon: Bir insanın olabileceği şeyleri hayal etmesi, misyon: Yapabileceği şeylere odaklanmak. Onun için yani vizyon olabilecek şeyi hayal etmeden yapabileceklere odaklanırsan sadece iyi bir ikinci insan olursun, ikinci adam olursun.” dedi.
Lider olmak istiyorsan vizyonunu belirlemelisin
Tarhan, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı vesilesiyle gençlere liderliğin yolunu tanımladı:
“Bir lider olmak, kendini aşmak istiyorsan yani hayatta iz bırakarak giden bir insan olmak istiyorsan muhakkak önce vizyonunu belirlemelisin. Vizyonda ego ideali ve geleceğini planlamak vardır. Takım çalışması gerekir. Tek başına dâhiler başarılı olamıyor ama ekip kuranlar olabiliyor. Bununla birlikte etik değerlerinin de olması gerekiyor. Samimi olmak, içten olmak, doğal olmak, insanları sevmek, dürüst, çalışkan olmak, sözünün eri olmak, açık ve paylaşımcı olmak… Bunların hepsi etik değerlerdir. Takım çalışması bu zamanın en önemli ruhudur.”