Prof. Dr. Yavuz’un her yıl en az bir kitap yazma, araştırmaya dayalı alanda üretim yapma prensibi devam ediyor. 2016 yılını da pas geçmeyen Yavuz’un son ve 26’ncı kitabı 1 Ekim 2016 günü yayımlandı: Osmanlı’dan Günümüze ALMAN GİZLİ SERVİSİ Türkiye Faaliyetleri
Almanya’da Deniz Askeri Ataşeliği yapan Prof. Dr. Celalettin Yavuz eserin ağırlık noktasını iki bacak üzerine oturtmuş. İlk bacağında tarihî gelişimi içerisinde Alman istihbarat örgütlerinin felsefesi, önemli şahsiyetleri ve propaganda sistemleri var. İkinci bacağında ise istihbarat örgütlerinin tarihte ve günümüzdeki Türk coğrafyası ile yakın coğrafyalardaki faaliyetlerini anlama ve aydınlatma hedefi esas alınmış.
Bu felsefe doğrultusunda üç bölüm olarak hazırlanan kitabın ilk bölümünde Alman istihbarat sisteminin tarihî gelişimi var. Önemli olaylara yer verilirken soğuk savaş sonrası ve yakın geçmişteki önemli istihbarat faaliyetleri (dinlemeler dâhil) yer almaktadır.
II. bölümde ise hâlen mevcut olan Alman istihbarat teşkilatının üç ayrı örgütü olan Bundesnachrichtendienst (BND), Anayasayı Koruma Dairesi (BfV) ve Askerî İstihbarat Teşkilatı (MAD) hakkında bilgiler yer almaktadır. İlk 2 bölüm Alman istihbarat kurumları hakkında araştırma yapmak isteyecekler için ayrıntılı bilgileri kapsamaktadır.
Eserin III. bölümü ise kitaba adını veren Alman istihbaratının Osmanlı Devleti’nden itibaren günümüze kadar Türkiye’deki “gizli” veya böyle algılanan faaliyetlerini kapsamaktadır. Almanya hem I. Dünya Harbi, hem de II. Dünya Harbi öncesinde ve sonrasında geleneksel Alman istihbarat faaliyetlerini ve propaganda çalışmalarını Osmanlı coğrafyasında ve Türkiye’de yoğun olarak gerçekleştirmiştir. Yani Alman gizli istihbaratı 100 yılı aşkın bir süredir Türk topraklarında ve çevresinde adeta cirit atmaktadır.
2002’deki Necip Hablemitoğlu cinayetinden sonra Türkiye’de Alman gizli istihbaratı sıkça tartışılmaya başlandı. Alman Vakıflarının Türkiye’de bir taraftan “insan hakları”, diğer taraftan çevre konusunda insanları “ayartmaya” çalıştıkları iddialarının yanı sıra marjinal terör örgütlerinin de Türkiye’de ki bazı eylemlerinde ve “Gezi Parkı” olaylarında Alman İstihbaratı çoğu zaman zan altında kalmıştı.
Dahası da var. Almanya’da Türkleri hedef alan Neonazi yapılanmaların “Dönerci Cinayetleri” ve cinayetlerde Alman iç istihbaratının kasıtlı ihmal iddiaları hâlâ tartışılmaktadır.
2014’te ise Alman Gizli İstihbaratı BND’nin Türkiye’yi dinlediği duyuldu. Önce “Türkiye nükleer silah üretiyor!” iddiası ortaya atıldı. Daha sonra da ABD istihbarat görevlisiyken kaçan Snowden’in belgeleri Türkiye’de “Alman Telekulağı”nı ifşa etti. Her nedense Almanya’nın Türkiye’yi dinlemesine iktidardan büyük tepkiler gelmedi. Bu durum iktidar ve bazı işadamlarıyla ilgili söylentilere yol açtı. Tartışmaların ucu açık kaldı!
Almanya konusunda bir kitabı (Atatürk ve Almanya, Berikan Yayınları, Ankara, 2010) ve gene aynı yıl yayımlanan “Avrasya’da Türk Jeopolitiği-Türklere Açılan Geniş Ufuklar” kitabında bir bölümü de Almanya için bir bölüm (Avrupalı Türkler – Almanya Örneğinde Bir Değerlendirme) yazan Prof.Dr. Yavuz, Dış Politika-Güvenlik Politikası yanında aynı zamanda bir Almanya uzmanıdır.
Dipnot, dizin ve kaynakçalı, 288 sayfalık, Kripto Yayınlarından çıkan Osmanlı’dan Günümüze ALMAN GİZLİ SERVİSİ Türkiye Faaliyetleri, alanında ilk ve bilimsel olma özelliği ile araştırmacılara yardımcı olabileceği gibi, çeşitli anekdotlarla desteklenen son bölümünün sürükleyiciliğiyle her kesimden okuyucuya da tad verecek niteliklere sahiptir.