Orta Doğu’yu bilenler için Prens Bandar tandık bir isimdir. 1983-2005 arasında Suudilerin Washington Büyükelçiliğini yapan Prens Bandar, hiç şüphesiz kurmuş olduğu ağır, şüpheli ve maddi temelleri olduğu ileri sürülen ilişkileri ile Washington’daki en etkili büyükelçi olmuştur. Amerikalı yetkililerin bile kendi bakanlarına veya başkanlarına Prens Bandar üzerinden ulaşmaya çalıştıkları ileri sürülmüştür. George W. Bush’un Prens Bandar’ı Dışişleri Bakanı Colin Powell’dan bile önce Irak’ın işgali konusunda bilgilendirdiği iddiaları ortaya atılmıştır.
Prens Bandar’ın Washignton’daki uzun kariyeri sırasında adı değişik istihbarat ve örtülü operasyonlara da karışmıştır. Reagan yönetiminin Nikaragua’da Santinist rejimi devirmek için İran’a gizlice silah satarak Kontralara mali destek sağladığı Yarbay Oliver North skandalı olarak bilinen İran-Kontra skandalında da Prens Bandar’ın ayak izleri görülür. Bandar’ın Nikaragua’da Kontralara 32 milyon dolar mali destek sağladığı söylenmektedir. Bandar, Bush ailesini sık sık Teksas’taki çiftliklerinde ziyaret etmiş, Baba Bush’un “ricasıyla”, oğlu George W. Bush’un başkan seçilmesine destek verdiği ve Bush’a danışmanlık yaptığı da iddia edilmektedir. ABD’nin 80’lerde Afganistan’da Sovyetler Birliği’ne karşı mücahitleri desteklediği dönemde de Bandar ile işbirliği yaptığı ileri sürülmektedir
Ancak Prens Bandar’ın en önemli projesi; ABD’yi Orta Doğu’da ABD-İsrail menfaatleri için en büyük tehlikenin El Kaide ve diğer selefi örgütler değil, İran-Hizbullah-Suriye ekseni olduğuna ikna eden çalışmasıdır.
2007 Mart ayında, bu köşede daha önce bahsettiğimiz Amerikalı ünlü araştırmacı-Seymour Hersh, “The Redirection” adlı makalesinde George W. Bush döneminde ABD’nin Orta Doğu politikasının nasıl değiştiğini bugünlere ışık tutacak şekilde anlatmıştır. Suriye-Hizbullah ve İran’ı hedefe koyan bu yeni stratejinin beyin takımı ise dönemin ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney, ulusal güvenlik danışman yardımcısı Elliot Abrahms, ABD’nin eski Irak Büyükelçisi Zalmay Halilzad ve Prens Bandar’dır.
Prens Bandar, Washington’dan Suudi Arabistan’a döndükten sonra milli güvenlik danışmanlığı görevinde bulunmuştur. Hazırlamış olduğu Suriye-Hizbullah-İran projesinin yürümeye başlamasından sonra 19 Temmuz 2012’de Prens Bandar, Suudi istihbarat servisinin şefliğine atanmıştır. Prens Bandar’ın bu göreve getirilmesinin Suriye iç savaşında zaten etkin olan Riyad’ın daha da etkin olacağı yorumlarının yayılmasına neden olmuştur. Zaten son on yıl boyunca Şam, birçok kez Prens Bandar’ı Suriye’nin iç işlerine karışmakla hatta hükümet darbesi planlamakla suçlamıştır.
Orta Doğu’daki çok önemli bir gelişme de 19 Temmuz’da Suriye’de Esad’ın güvenlik kabinesinin çalışmalarını yürüttüğü binanın havaya uçurulması sonucunda, rejimin dört temel elemanının öldürülmesi olmuştur. Bundan kısa bir süre sonra 22 Temmuz’da İran’dan Press TV internet sitesi Riyad’da istihbarat servisinin bombalandığını ve Prens Bandar’ın yardımcısı Mashal El Karni’nin öldürüldüğünü açıklamıştır.
Bir süre sonra Prens Bandar’ın da bu patlamada öldüğü haberini, İsrail istihbaratına yakın Debka, Temmuz’da yayınlanmıştır. Debka, bu haberi ilk kez dünyaya kendisinin duyurduğunu “DEBKA-Net-Weekly 550 of Friday, July 26, was the first world publication to report this attack, in the face of a massive official blackout, from its exclusive intelligence sources” ifadesi ile 31 Temmuz’da tekrar açıklamıştır. Debka, 26 Temmuz’da resmi örtme çalışmalarına rağmen kendi istihbarat kanallarına dayanarak bu haberi duyurduğunu açıklamaktadır.
31 Temmuz’da Debka, Prens Bandar’ın Şam’daki patlamanın intikamını almak için İran ve Suriye istihbarat servisleri tarafından yapılan suikastta öldüğünü ileri sürdü. Bu arada Suudi hükümeti bu iddialar ile ilgili olarak hiçbir açıklama yapmamayı tercih etti. Öte yandan Suudilere yakın bir haber sitesi olan Arabic News da 4 Ağustos’da Prens Bandar’ın 26 Temmuz’da iki kez kamuoyunun önüne çıktığını ileri sürdü ve Prens Bandar’ın öldüğü yalanının, Suriye ve İran istihbarat servisleri tarafından çıkarıldığını ileri sürdü. Ancak Prens Bandar’ın öldürüldüğü haberinin ilk kez İsrail istihbaratına yakın olan Debka tarafından 26 Temmuz’da duyurulduğunu görmezlikten gelmiştir. Prens Bandar öldü mü? Bu sorunun cevabı kısa zaman içinde netleşecek ve Orta Doğu’daki savaşın ne kadar sert geçeceğini de gösterecek.