Van 7. Ağır Ceza Mahkemesi, 1 Eylül 2016’da 12 güvenlik görevlisi, 15 Eylül 2016’da da 10 güvenlik görevlisinin şehit edildiği ve Çaldıran ilçesinde 16 Haziran 2016’da 4’ü marketler zincirine ait 7 tırın yakılıp yağmalanması saldırılarına katıldığı tespit edilen PKK’lı terörist S.D’ye verilen 456 yıl 6 ay hapis cezasının gerekçeli kararını tamamladı.
Kararında, teröristlerin tırları yaktıktan sonra bölgenin güvenliğini sağlamaya gelen güvenlik güçlerine de ateş açtığı belirtildi.
Ayrıca kararda ifadesine yer verilen terörist R.K, sanık S.D’nin de yer aldığı grupla Çaldıran-Doğubayazıt kara yolunda LPG’li tankeri gasbedip, yerleştirecekleri düzenekle jandarma karakoluna saldırı planladıklarını ancak güvenlik güçlerinin bunu fark edip engellediğini anlattı.
Gerekçeli kararda, “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma”, “kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürmeye teşebbüs”, “kasten öldürme”, “yağma”, “cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından 23 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 456 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan sanığın, dosya kapsamındaki deliller ve tanık ifadeleri doğrultusunda söz konusu olaylara katıldığı belirtildi.
Sanığın, Çaldıran-Doğubayazıt kara yolu Tendürek geçidinde 4’ü marketler zincirine ait 7 tırın yakılıp yağmalanması olayına katıldığına yer verilen gerekçeli kararda, teröristlerin olayın ardından keşif ve gözetleme yapmak için bölgeye giden Çaldıran Asayiş Jandarma Komando personeline 400-500 metre mesafedeki taşlık alandan saldırı düzenledikleri ve kısa süreli çatışma yaşandığı aktarıldı.
Tendürek Dağı kırsalındaki teröristlerin etkisiz hale getirilmesi için 1-2 Eylül 2016’da düzenlenen operasyonlarda 12 asker ve korucunun, 15 Haziran 2016’da ise Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesine bağlı Gökçebulak mezrasında yol güvenliğini sağlayan güvenlik güçlerine yönelik saldırıda 10 asker ve korucunun şehit edildiği bilgisine yer verilen kararda, Erzurum Adli Tıp Kurumunca hazırlanan raporda şehitlerin kesin ölüm sebebinin “ateşli silah yaralanmasına bağlı olduğu”nun belirtildiği kaydedildi.
Farklı tarihlerde yakalanan teröristlerin ifadelerinde, sanığın saldırılara katıldığını belirterek teşhis ettikleri bildirilen iddianamede, şu değerlendirmelerde bulunuldu:
“‘Özgür Harun’ kod adını kullanan sanığın, müşteki beyanları, olay tutanağı ve dosya içerisindeki delillerden, yanında bulunan PKK mensuplarıyla birlikte yol kesmek suretiyle durdurdukları araçlardan müştekileri silah zoruyla indirip hürriyetinden yoksun bıraktıkları, terör örgütünün korkutucu etkisinden faydalanarak müştekilerin sevk ve idaresindeki tırları yağmaladıkları, yakarak kullanılmaz hale getirdikleri, sonrasında devam eden olaylarda güvenlik güçlerine yönelik silahlı saldırı eylemini gerçekleştirdikleri anlaşılmıştır.”
LPG Yüklü Tankerle Yapılacak Saldırı Güvenlik Güçlerince Önlendi
Kararda ifadesi yer alan teröristlerden R.K, Haziran 2016’da Çaldıran-Doğubayazıt kara yolu Tendürek Dağı bölgesinde bir grup teröristle tırların durdurulduğunu ifade ederek, şunları anlattı:
“Ben Tendürek’e geldikten 1-2 gün sonra yönetimde olanlar bir saldırı planından bahsettiler. Bu planda Çaldıran-Doğubayazıt sınırında LPG’li kamyonların geçişi esnasında yol kesilecek ve bu kamyonu patlatmak için hazırlanan düzenek hemen orada monte edilerek Doğubayazıt girişinde bulunan jandarma karakoluna götürülüp patlatılacaktı. Bu eylem için LPG kamyonuna monte edilecek ateşleyici düzenek hazırlanmıştı. Bu plan dahilinde kimin nerede mevzileneceği, kimin yolu keseceği, kimin patlayıcı bulunan aracı kullanacağı ve patlatmanın gerçekleşeceği yere götüreceği gibi her detay planlanmıştı. Sanığın da aralarında bulunduğu 7 kişi bizim yakın güvenliğimizi, diğerleri de uzaktan güvenliğimizi sağlayacaktı. Kamyon karakola götürülerek mümkünse uzaktan kumandayla patlatılacaktı, mümkün değilse ‘canlı bomba’ eylemi gerçekleştirilecekti. Orada yanlış aracı durdurduğumuzu anlayınca yolu kestik. Bu sırada yığılma olmaya başladı. LPG tankerinin gelmesini bekledik ancak bir süre sonra trafik akışı durdu, araç gelmemeye başladı. Güvenlik güçlerince yolun kesildiğini ve LPG tankerinin gelme ihtimalinin olmadığını anladık.”
Tanıkların ayrıntılı beyanları ve bunlara uyumlu delillerden dolayı sanığın savunmalarına itibar edilmediği vurgulanan kararda, şu ifadelere yer verildi:
“Ülke bütünlüğünü bölmeyi amaçlayan örgütün, amacı doğrultusunda kolluk görevlilerine veya sivil halka saldırı, terör ortamı yaratmak için kamu veya özel kişilere ait araç, bina ve benzeri yerlerin yakılması, örgüte gelir temini maksadıyla kişilerin alıkonulması, hürriyetten yoksun bırakma, güvenlik güçleriyle silahlı çatışmaya girilmesi, silahla ve roketle saldırıda bulunulması gibi eylemler devletin ülkesine, egemenliğine ve birliğine yönelik önemli nitelikte eylemler olarak kabul edilmiştir. Sanığın eylemlerinin, örgüt üyeliği suçunun maddi unsuru bakımından, organik bağ kriterine ilave istisnai ölçütler olduğu anlaşılmıştır. Silahlı terör örgütüne üye olma suçunun TCK’nın 302/1 maddesinde yazılı ‘devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma’ suçunun içerisinde belirtilmiştir. Bu nedenle örgüt üyeliği suçundan sanığa ceza verilmediği, katıldığı her eylem yönünden değerlendirme yapılarak sanığın mahkumiyeti cihetine gidilerek hüküm kurulmuştur.”