YGS sınavlarından hemen sonra sınavın yapılış şekli ve sonuçlarıyla ilgili endişelerimizi dile getirmiştik. Zaman haklılığımızı ortaya çıkardı. Artvin’den bir Avukat Hanım, soru kitapçıklarındaki cevap anahtarlarının şifreli olduğunu ortaya çıkardı. ÖSYM Başkanlığı konuyu tevil etti. Ardından ikinci bir şifre ortaya çıktı. Suçlu derhal bulundu: Bilgisayar ve yazılım… ÖSYM Başkanı, açıklama üstüne açıklama yaptı. Devletimizin yetkilileri en yukarıdan en aşağıya kadar “tatmin olduklarını” bildirdiler. ÖSYM’nin Sayın Başkanı, devleti tatmin ettikten sonra çocuklarımızı –Allah korusun- tatmin etmeye yöneldi ve 1700 delikanlıya mektuplar gönderdi. Tevil için. Bugün Facebook’a düşen bir notta; Matematik sorularından 38’inin malum dershanelerden birinin deneme sınavında sorulduğu anlatılıyordu.
Beş yıl önce OKS Yönetmeliği değiştirildiğinde, Başkent Gündem Gazetesi’nde “Türkiye’nin gelecek 15 senesine bir cemaat tarafından ipotek konuyor” demiştik. Bu cemaat, banisinin Türk Ordusu ve Rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş tarafından zulme uğradığına inanarak, derin bir kin ve intikam duygusuyla Orduya ve Türkeş’in Türk milletine hediye ettiği kuruma, MHP’ye karşı yaklaşık on yıldır, tek taraflı, sürekli ve haksız saldırılarla psikolojik savaş veriyor. Tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar iktidarı destekleyici yayın ve yayımlar yapıyor. Dâhili siyasete olabileceğinden fazla müdahale ediyor. Referandum esnasında “evet” oyunun fazla olması için “Mümkün olsa da mezardakileri de kaldırıp oy verdirebilsek…” diyen önderleri, maksada ulaşabilmek için her şeyin meşru olduğuna dair fetva veriyor ve gerekirse “satın alın” buyuruyor. Bu muhtereme dokunan yanıyor. Silivri ve Hasdal, muhaliflerle birlikte bu muhtereme dokunanlarla meskûn hale geldi.
Bir gün, misyonerlik faaliyetleri konusunda araştırma yapan yedi profesörün evine şafak baskını düzenleniyor. Bu yedi âlimden beşi MHP’li. Üstelik biri MHP’de Genel Sekreterlik ve milletvekilliği yapmış. Ülkede kutuplaşma ve kutuplar arasındaki uçurumun had safhaya geldiğini tespit eden MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli, cemaatin liderini Türkiye’nin dâhili siyasetine müdahaleden vazgeçmesi, eğer kendi kontrolü dışında gelişiyorsa Türkiye’deki faaliyetlerini askıya alması ikazını yapıyor. Zaman, Yeni Şafak, Bugün ve Akit Gazeteleri ile STV ve paralelindeki yayın kuruluşları, Ülkücü olduğunu iddia eden ama Ülkücülükle hiçbir organik bağı kalmamış şahısları konuşturarak günlerce Sayın Bahçeli’ye saldırıyor. Akliselim sahibi herkesin Bahçeli’nin açıklamalarından ders alması gerekirken konu saptırılıyor.
Türkiye seçim sath-ı mailine girmişken başka malzeme bulamıyorlar. Çeşitli vaatlerle kandırdıkları kişiler beklenti içinde. Derken listeler açıklanıyor. Bu saldırgan “eski” ve “bağımsız” zavallıların hiç birine vaat edilenin verilmediğini görüyoruz. Ülkücü camia ile bağlantısı olmuş olanlardan sadece bir kişinin Karadeniz vilayetlerimizden birinde liste başı olduğunu, onun da şimdiye kadar spekülatif hiçbir şey söylememiş olduğunu herkes biliyor.
Ancak kurnazca bir şey yapılarak Milliyetçi Hareket’in banisi ve Türk Dünyası’nın Başbuğ’u Alparslan Türkeş’in küçük oğlu Sayın Ahmet K. Türkeş, İstanbul’dan seçilebilecek bir yerden aday gösteriliyor. Nasıl oldu, neden oldu bilmiyoruz. Ahmet Bey’den dinlemek lazım. Kanaatimiz, Hanımefendi’nin bu işte dahli olduğu yönünde.
Ama ince bir kurnazlık var işin içinde. MHP’ye karşı açtıkları tek taraflı amansız psikolojik savaşta muvaffak olamadılar. Ne söyledilerse boşa çıktı. Türkiye Cumhuriyeti’nin Türk devleti olmaktan çıkarma hedeflerine tek engel gördükleri MHP’nin barajın altında kalacağı propagandaları bitti. Şimdi Ahmet Kutalmış’ı listeye koyacaklar, MHP’den tepki gelecek, tepki gösterenlere de tepki tabii olarak olacak ve MHP’liler birbirine düşecek. Böylece bütün yalan, iftira ve haksız ithamları boşa çıkanlar, MHP’yi içten vuracaklar. Bu konuda yazan arkadaşlarımız da oldu. Ancak biliriz ki, “Yere düşmekle cevher, sâkıt olmaz kadr ü kıymetten”. MHP, bu oyunlarını da boşa çıkaracak hamleyi yaptı. Ahmet Bey’in AKP’den adaylığı konusunda konuşmama kararlılığını açıkladı.
Şimdi anlamışlardır her halde. Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi oyuna, iftiraya, yalana müracaat ederlerse etsinler MHP gümbür gümbür geliyor. MHP ile birlikte yaptıkları tahribatın hesabının sorulacağı günler de geliyor.
"Yel kayadan ne aparır…"
Aklı başında Ülküdaşlarımdan acizane istirhamım kişileri, liste sıralamalarını ve bizim dışımızdakilerin ne yaptığını bir yana bırakalım ve hedefe odaklanalım. MHP’nin birbirinden değerli adaylarını meclise taşımayı borç bilelim ve borcumuzu eda etmek için çalışalım.
Bizim şu veya bu şahısla kaybedecek zamanımız asla yok ve zaten zaman harcamaya da değmez…
Vesselam.